Vefatının 2. yıldönümünde Mirzabeyoğlu ve “Bütün Fikrin Gerekliliği” üstüne… – Tuğrul ÇELİK
İlk kez Mayıs 1979’da yayımlanan “Bütün Fikrin Gerekliliği”, külliyatın ilk eseri. Mirzabeyoğlu’nun 1975’te yayımlamaya başladığı Gölge (1978’de Yeni Gölge) dergisi yazılarından oluşuyor. Kitabın yayımlandığı yıl Akıncı Güç yayımlanmaya başlıyor, Haziran 1979’da ise Necip Fazıl kitapla ilgili şöyle diyor: “Mücerred fikir istidadı tamam!”
Kitap, Mirzabeyoğlu’nun “Tilki Günlüğü”ndeki ifadesiyle “Bütün İbda fikriyatının temel esasını getiren eser”. Bu cüretkâr ifadesi, “Bütün Fikrin Gerekliliği”ni daha da dikkat çekici kılıyor. Yirmili yaşlarının ortalarında yazdığı yazılar ve çıktığı fikir yolculuğunun ilk tesiri “Bütün Fikrin Gerekliliği” ile ortaya çıkmış.
“Bütün Fikrin Gerekliliği”nin temeli İslam’a Muhatap Anlayış. Mirzabeyoğlu’nun yazdığı üzere de “önce Mutlak Fikir”; “İman, fikir ve sistem mihrakının ne olduğu, ona nasıl yaklaşılacağının usul ve adabı meselesi, sonraki iş”. Yani meselelerin İslam’a nisbetle, İbda diyalektiği ile ve BD tarih muhasebesiyle değerlendirilmesi.
Dolayısıyla “Bütün Fikrin Gerekliliği” bir siyaset kitabı. Fikrin hayata uygulanışı ideolojiyse, ideolojinin hayatla sınanması da diyalektik. Teoriyle hayat arasındaki ilişkiyi ele alışı bakımından bu ilk eser, zorlu fikirle uğraşmayı, düşünmeyi sevenler için iyi bir okuma fırsatı. İlk eseri özellikle belirtmek lazım çünkü bu bereketli eserden kitaplık dolusu bir külliyat doğuyor.
Mirzabeyoğlu’nun “Bütün Fikrin Gerekliliği”nde ne diyor?
Eğer var olan siyasal sistemler arasında bir ayrım yapılacaksa o ayrım şöyle olmalıdır: “Mutlak fikir ve çeşitli kollarıyla onun dışında olanlar…” (Mutlak) Fikirsizlik anlamında “ıstırapsızlığın ıstırabı” yaşanmaktadır.
Mirzabeyoğlu, bir sistem adına yapılan yanlış uygulamanın, o sistemin yanlışlığın ortaya koymayacağını belirtirken, mevcut diğer sistemlerin temel yanlışlığının, sınırlı tecrübeye dayalı düşünceyle “mutlak prensiplerin” elde edilememesinde olduğunu söyler. Bunlar, iktidarın kaynağını “Mutlak sahibinden” bilmemektedirler.
Onun teklif ettiği model “Afrika’da yürüyen bir karıncıyla buradaki insan arasında mevcut akıl almaz bağlantıyı açıklayan düşünce”dir. Bu aynı zamanda ahlâki bir sistemdir ve düzen değişimi isteği yaşamak istenen sistemle (ahlâkla) içinde yaşanan sistemin (ahlâkın) tersliğinden kaynaklanır.
İradenin rolünü reddeden, onu maddeye ya da tecrübe üstü bir nedene bağlayan tüm fikirler, ona göre kadercilikte birleşmektedir.
Mutlak fikre, bütün fikre dayanmayan bir sistemi, “insana göre elbise yerine, insanı elbiseye uydurma” olarak niteler. “İnsanı elbiseye uydurma” benzetmesi önemli çünkü insanı yok sayan tüm sistemler iyi/güzel/doğru değildir.
“Bütün Fikrin Gerekliliği”nde siyaset anlamında ortaya konan temel mesele ise “idare eden ve edileni ‘gerçek’ ve ‘adil’ çizgisinde birleştirebilmek, ‘iyi, güzel ve doğru’ ölçüsünde bir toplum yapısı kurabilmek”tir ve bunun yolu da ona göre “Mutlak Fikir”de, “Bütün Fikrin Gerekliliği”ndedir.
Gerçek ve adil çizgisinde birleşebilmek, birleştirebilmek… Gidilecek yollardan, yöneten ve yönetilen arasındaki iktidar ilişkisinden bağımsız, hayır denemeyecek bir sistem modeli.
“Bütün Fikrin Gerekliliği” üzerine daha çok yazılabilir, belki daha sonra…
“Kumandan”ın mekânı cennet olsun.
Yazdıkları, düşündürdükleri için…
Tuğrul ÇELİK
Vefatının 2. yıldönümünde Mirzabeyoğlu ve “Bütün Fikrin Gerekliliği” üstüne…İlk kez Mayıs 1979’da yayımlanan “Bütün…
Tuğrul Çelik paylaştı: 16 Mayıs 2020 Cumartesi