İBDA’SIZ BÜYÜK DOĞUCULUK MÜMKÜN MÜ?

İBDA’SIZ BÜYÜK DOĞUCULUK MÜMKÜN MÜ?

Şimdi bu İbda’sız Büyük Doğucu olmaya çalışan, Salih Mirzabeyoğlu olmadan güya Üstad’a sahip çıkan kopiller konusuna gelelim…

Hani kendilerine “Kur’ân Müslümanı” diyen bebeler vardır, asrın geri zekalıları. Sünneti kaldırarak Kur’ân’dan bir şey çıkaracağını sanırlar.

Halbuki Sünneti kaldırdığı zaman ortada Müslümanlık diye bir şey kalmaz. Kur’ân’a salak salak bakarsın. Ne namazın nasıl kılınacağını görürsün, ne de bir şey anlarsın. Ortadan kaldırdığın sünnetin yerine başka kitaplar, harici fikirler koyarak kendini yalanlar, avunursun.

Bunlarınki de o hesap. Bu iş o kadar kolay olsaydı, Büyük Doğu’nun ardından Salih Mirzabeyoğlu çıkması için 40 sene beklemek gerekmezdi. Ne büyük insanlar geldiler Büyük Doğu’ya; hem de o kadar samimiydiler ki… Bir Sezai Karakoç’a, bir Cahid Zarifoğlu’na bakın…

Ahmet Kabaklı’sından Ayhan Songar’ına; neler neler vardı. Hepsi önce sevgi duydu Büyük Doğu’ya; sonra uzun uzun, yıllarca baktılar, anlamaya çalıştılar. Nihayet bir mânâ çıkaramayıp ayrıldılar, kendi yollarını kurdular.

Onların 80 sonrasındaki en iyi örneği Mustafa Miyasoğlu idi. Miyasoğlu, İBDA olmadan, Büyük Doğu’ya bakarak kendi başına bir şeyler çıkarabileceğini sandı. Buyurun, sonuç ortadadır. Ne yapabildi?

Salih Mirzabeyoğlu, Büyük Doğu’nun ruhunu kavrayan, onu açan ve sistematize eden tek örnektir. Tek Büyük Doğucudur. O’nun dışında, ister Üstad’ın yakınları, akrabaları olsun. Mânâsız mânâsız bakarlar Büyük Doğu’ya; hoş bir koku alırlar, onunla avunur giderler. Bu bir iddia değil, bakın realiteye; ne yaptılar bugüne kadar? Ona nisbetle bir tek kitap bile yok ortada. Hiçbir şey de yapamazlar.

Büyük Doğu bir ruhtur; o ruhun dilidir. Bu dilden anlamak için Salih Mirzabeyoğlu çapında bir büyüğe ihtiyaç vardı. Eğer Mirzabeyoğlu olmasaydı, Büyük Doğu çoktan tozlu raflardaki yerini alacak, işte “şiiri iyi de geri kalanı faso fiso” denecekti. İBDA olmayınca Büyük Doğu da yoktur.

İsteyen istediği gibi mıncıklayabilir. Bu işlerden anlayan bir başka büyük gelse, o Amerika’yı yeniden keşfedeceğim dese, Amerika’dan başka bir şey bulamaz; İBDA’dan farklı bir netice elde edemez. Yaptığı iş lüzumsuzluk olarak kalır. O çapta bir büyük olmayan da BD’dan hiçbir mânâ çıkaramaz.

İBDA olmadan Büyük Doğu olmaz. İBDA’yı aradan çıkararak Büyük Doğu hakkında konuşamazsın bile. Mikrofonu görünce saçma sapan şeyler çıkar. Tabiî etrafına bir geri zekalılar kalabalığı toplayabilirsin, ona lâfım yok. Ama ortada Büyük Doğu olmaz.

Mezhepsizler falan bunlar hep aynı familyadandır. Geri zekalı, Kur’ân’a Sünnete bakacağım diye İmam-ı Azam’ı harcar; hâlbuki O’nun bulduğundan başka da bulacağı bir şey yoktur. Çağın hastalığıdır bu. Şeytanın can sıkıntısından uydurduğu saçmalıklardır.

BD İbda’dır, İbda BD!

Selim Gürselgil

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: