ÖLÜM MELEĞİ KAPIYA DAYANDI, ÖLÜMÜ BEKLİYORUZ! -DOĞU TÜRKİSTAN’DAN BAE’YE SAHİPSİZ TÜRKLER-

ÖLÜM MELEĞİ KAPIYA DAYANDI, ÖLÜMÜ BEKLİYORUZ! -DOĞU TÜRKİSTAN’DAN BAE’YE SAHİPSİZ TÜRKLER-

Bir fuar organizasyonuna katılmak üzere gitmiş olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nde kaldığı otelde eşi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra eşi serbest bırakılırken kendisi tutuklanan ve hakkında terör suçlamasıyla dava açılıp müebbet hapse mahkûm edilen Mehmet Ali Öztürk, ölümü beklediklerini, kendilerine bir yardım eli ulaşmazsa öleceklerini ifade etti.

Öztürk, kayda alınan telefon görüşmesi esnasında şunları kaydetti:

“Lütfen bizim sesimizi duyurun!

Abu Dabi Birleşik Arap Emirlikleri Al Wathba hapishanesinde, insanlar çaresizlik içerisinde ölümü bekliyorlar.

Son nokta bu yani, son söylenecek kelime bu.

Ölümü bekliyoruz!

Muhakkak ölüm Allah’ın emri lakin şu ân ölüm vaktimiz. O noktaya gelmiş durumdayız. Çünkü kapıya dayandı, ölüm meleği kapıya dayandı.

Evet, söyleyeceklerim bunlar…”

Öztürk’e ancak devlet yardım eli uzatabilir!

Öztürk’e bu el uzatılamaz mı?

Yoksa bu devlet, bir vatandaşının haksız yere ölüme gidişini bir kez daha mı seyredecek?

Dünyaya sözümüz geçiyor da kıytırık Birleşik Arap Emirlikleri’ne mi geçmiyor?

Bu ülkenin bir vatandaşı, devletine güvenerek yurt dışına çıkamayacak mı?

Öztürk hakkında en başından beri yayın yapmaya, gelişmeleri okuyucularımıza duyurmaya çalışıyoruz. Gelişmeler, Türkiye’nin devlet itibarına, yaptırım gücüne bir ayna tutuyor adeta. Aynadan yansıyan görüntü ise pek makbul değil.

Amerika Rahip Brunson’u, Almanya Deniz Yücel’i, Fransa vs… bizden istediklerini alabilirlerken, biz Öztürk’ü neden alamıyoruz?

Öz Türk olduğu için mi?

Ve yine bir başka öz Türkler gündeme geliyor, Doğu Türkistan’dan ülkemize gelip yerleşen kardeşlerimiz. Bayram’dan önce onların da Çin’e teslim edilebilecekleri söylentileri yayılmıştı. Böyle bir söylentinin çıkmış olması bile ne büyük bir cinayet. Bayramı zehrettiler kardeşlerimize. Kim, hangi cesaretle böyle söylentileri çıkarmaya cesaret edebiliyor veya bu söylentilerin aslı var mı gerçekten?

Bunlar söylentiyse, bu söylentiyi çıkaranlar, bu kardeşlerimizi nasıl tedirgin etiklerinin farkında mı? Devlet bu söylentileri çıkaranlara karşı tedbir neden almıyor?

Söylentilerin aslı varsa…

Bunu düşünmek bile istemiyoruz…               

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: