TÜRK KÜLTÜRÜ
Kemalistler İslâmiyete “Arap kültürü”, içinde yaşadıkları Amerikan kültürüne ise “Türk kültürü” diyorlar.
Bu çarpık bir zihniyettir. Kendi aşısına karşı bile çarpıktır.
Bu çarpıklık, bugünkü kemalist gençlerde artık kötürümlüğe dönmüş bir halini gördüğümüz ilk şekliyle Ziya Gökalp ile başladı. İlk defa o ayırdı “Türk kültürü” ve “Arap kültürü”nü birbirinden. Ama onun ayrımı bugünkü anlamda bir ayrım değildi; daha ziyade Türk karakterini, Arap karakterinden ayırmaktaydı. La Bruyere’in “karakterler”i yerine yanlışlıkla Durkheim’ın soyolojisini okuduğu ve devrin moda kavramı kültürü hars adı altında bayraklaştırmayı şiar edindiği için işi buralara vardırdı.
Gökalp’in Türklere nasyonal bir kimlik inşa etme gayretine kuşku yok. Ama bunu yapması İslâm düşmanlığından değil, kendince İslâmın eksiklerini gidermek içindi.
Türkler o dönemde kimliklerini şöyle tarif ederlerdi:
– Adem Peygamberin zürriyetindenim, İbrahim peygamberin milletindenim, Kâinatın Efendisinin ümmetindenim!
Ziya Gökalp bunun yerine şunu koydu:
– Türk kültüründenim, İslâm ümmetindenim, Garp medeniyetindenim.
Tabiî bu, yeterince derin düşünülmemiş, nereye varacağı iyi kavranmamış, açıkçası saçma bir formüldü. Kültür ve medeniyet ayrımı zaten Batı için bile tartışmalı bir meseleydi, bir de buna ümmeti ekleyince meydana gelecek çorbanın tadını tahmin etmeye imkân yoktu. Nitekim zaman zaman içinde bugünkü bulaşık zihniyet ortaya çıktı:
– İslâmiyet Arap kültürüdür, Amerikan kültürü Türk’tür.
İlk dokunuş, ilk hareket sahibi Gökalp’in işin buraya varacağını hafsalası alsaydı, herhalde şöyle itiraz ederdi:
– Gençler, tamam anlıyorum, İslâmiyet o kadar da önemli bir şey değil ama en azından Türk kültürü diye bir şey var.
Bugünün Kemalist gençleri de o bildik hazırcevaplıklarıyla cevabı yapıştırırlardı:
– Nerede var? Bize göstersene Türk kültürü nerede var? 21. yy’da şahinleri, doğanları mı kutsayalım? Ölülerimizi kurganlara mı gömelim? Amerika’dan gelen değerler ve hayat tarzı dışında inanılacak ve bağlanılacak hiçbir kültür ölçümüz yok. Adına Türk kültürü deyince de sorun kalmıyor zaten.
İşte böyle. Asıl köküne olduğu gibi, kendi aşısına bile yabancı bir çarpıklık!
Selim Gürselgil