DİYALEKTİK DÜŞÜNCE KİTABININ SERÜVENİ
Takdim: Selim Gürselgil, Eflâtun’dan Sokrat’a Diyalektik Düşünce kitabını yayınlamadan önce, bu çalışmasının nasıl oluştuğunu ve hangi maceraları yaşadığını sosyal medya hesabında paylaşmıştı.
Arkadaşlar, birkaç yıl önce duyurduğum, sonra da zaman zaman üzerinde çalıştığımı belirttiğim akademik tez meselesini sanırım başaramayacağım. Pes etmeme ramak kaldı, ümidim çok çok zayıfladı.
Kısaca bahsedeyim: Size duyurduğum Hegel-Marx-Mirzabeyoğlu çalışmasını, profesörün müdahalesi yüzünden tam hayal ettiğim şekilde ele alamadım. Platon-Sokrates üzerine odaklandım. Ama o da tahmin ettiğimden daha iyi netice verdi. Adeta Platon’un eserlerini didik didik ettim: Karşıma İslâmî düşünce ve doğal olarak Mirzabeyoğlu çıktı. (Yine de birkaç paragrafla değinmek zorunda kaldım.)
Çalışmayı bitirip büyük bir heyecanla profesöre götürdüm. Hiç açıp bakmadı. Onun yerine bana yarım saat fırça attı. “Başkasına yaptırmadığımı nereden bilecekmiş”. Tez, oldu çöp. Yeniden başlayacağız dedi. İstemeye istemeye ona da tamam dedim.
Üstünden bir 6 ay daha geçti: Korona morona derken, daha giriş bölümünü bitiremedik.
İyice hevesim kaçtı. Şu anki düşüncem şu: Bırakayım bu tez olayını. Bu yaştan sonra çekilmiyor zaten. Akademinin kapısını vurup çıkayım, tezi de kitap olarak basayım. Bu yaştan sonra kokusu çekilmiyor.
Profesör dediğin, benim bildiğim, leb demeden leblebiyi anlar. Bunlar öyle değil. Öyle olduğunu bildiğim için, ben leb demiyorum, leblebi diyorum. Buna rağmen tutup bana “o leb nereden geldi” diye tepki verilince fıttırıyorum. Birkaç defa masayı devirecektim, son anda yapmadım.
Hele gençten bir tip vardı. Ben bu yaştan sonra kalkıp çocuklar gibi ders çalışıyorum, istediği her şeyi yapıyorum, bana çok güzel olmuş falan diyor. 80 verse itiraz edeceğim, 20 verip bıraktı. Yakalasaydım skandal olacaktı. Kısmet değilmiş.
Bunlarla uğraş çok zor. Ruh hastalarını mı toplayıp akademisyen yapıyorlar, yoksa akademisyen olduktan sonra mı ruh hastası oluyorlar, orasını anlamıyorum. Ama insanı hayatından bezdiriyorlar. Gençler belki onlarla baş edebilir, ama bir yaştan sonra çekilmiyor.
Durum bu: Kitap yapacağım!
Kitap üç ana bölümden oluşuyor: 1) 94’te Metris’te verdiğim diyalektik seminerleri. 2) Çöp olan tezim; özellikle Platon üzerine ayrıntılı inceleme. 3) İbda Diyalektiği hakkında, geçen Ramzan ayında burada gördüğünüz tesbitler.
Hazır gibi. Dur bakalım, görüşelim yayıncıyla da.
Selim Gürselgil