DÜNYA, GEÇİCİ GÖLGEDİR! (*)

DÜNYA, GEÇİCİ GÖLGEDİR! (*)

İnsan, yaratılmışların en şereflisi, öyle ki; Allah’ın nurundan üflenmiş olan.

Şereflilerin en şereflisi, nefsine uyduğu sürece en aşağı varlıkdan daha aşağı.

Taklid-i imân’dayız, büyüklerimizi taklid ederek bir dini yaşamaya gayret ediyoruz. Büyüklerimiz, atalarını ve onlar da nihayetinde Allah Resûlü’nü… Gerçek imân sahibi Allah Resûlü ve O’nun Sahabesi.

Yaşadığımız şu zorlu süreçde, imanımızı kavileştirmenin zorlaştığını görüyoruz. Eskilerin tabiriyle: İman avuçta tutulmaya çalışılan kor misali…”

Peki ne yapmalıyız? Nasıl yaşamalıyız?

Abdest alıyoruz, namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, sadaka veriyoruz, Hacca gidiyoruz vs. Yetiyor mu bu? Yediklerimize dikkat ediyoruz, haramdan kaçınıp bol bol sevab da işliyoruz… Gücümüz yettiğince fakirin karnını doyuruyor ve onları giydirmeye de çalışıyoruz. Oh ne güzel, olduk mis gibi Müslüman. Peki sonra?

Kur’an meâli: “Siz, sizden öncekilerin başlarına gelen zorluklar, sizin de başınıza gelmeden Cennet’e gidebileceğinizi mi sanıyorsunuz?”

Neyi ihtar ediyor bu cümle? Bizden öncekiler ne yaşadı? Savaş, açlık, yokluk, esaret, sabır, cihad?

Ne gerek var canım Müslüman bir devletimiz var, yediğimiz önümüzde yemediğimiz şöyle dursun… Dinimizi yaşamaya engel olan mı var, ibadete engel olan da yok, hepimiz mis gibi Müslümanız daha ne olsun” mu diyoruz?

Fikir nerede? İlim nerede?

Bugün ilim ve teknoloji olarak Batı’ya ağzımız açık bakar hâldeyiz. Matematik, astronomi, sağlık, kültür, dil, kısacası yaşamımıza dair birçok alanda Batı üstünlüğünü kurmuş durumda. İslâm’ın sadece ibadet kısmıyla ilgilenmekle Müslümanlığımızın muhkemleştiğini iddia etmek ne kadar gerçekçi ki?

Şehidlik şuuru’ndan anladığımız nedir? “Savaş olursa ölmeye hazırım” demekle bitmiyor ki. Şehid olabilmek elbette imân ister amenna, fakat şehid gibi yaşama şuuru hem imân hem cesaret ister öyle değil mi… Bu şuuru kuşanmak, her ân şehid olacakmış gibi tüm hayat gailesini buna göre endekslemek demektir.

Muhasebeden uzak bir toplum haline geldik maalesef. Tefekkürü Mefv mesela, neyi hatırlatıyor bize? Veya Rabıta-i Şerife?

Dünya, geçici bir gölgedir, bize düşen görevleri yeniden hatırlamak ve buna göre çaba gözetmek borcundayız.

Rabbim ayaklarımızı sabit, intikam hissimizi daim eylesin!

Efe Kaan TEKER

(*) Salih Mirzabeyoğlu-Kökler Sf: 170

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: