“HAKİKATEN ŞEHİD!” NURAY ZOR… 12 Şubat 2012

Duruşu, fedâkarlığı ve şaşmaz istikâmetiyle İBDA Mücadele Tarihi’ne altın harflerle kazınan hanım gönüldaşımız Nuray ZOR’u şehadetinin 11. sene-i devriyesinde rahmet, minnet ve gıpta ile hatırlıyor, hatırlatıyoruz…

İBDA Mücâdele Tarihi’ne bitişik şekilde, İslâm Tarihi’nde emsâline az rastlanır bir seciyeye sahip olan Nuray Zor, ilk gençlik yıllarından son nefesini verdiği 12 Şubat 2012 tarihine kadar, İslâm-Vatan-Millet düşmanları karşısında mücâdelenin tam merkezinde saf tutmuş ve özellikle kriz durumlarında “erkek”lik taslayanların dahi geri durduğu şartlarda, daima en önde yer almıştır…

Şehîd eşi Ünsal ZOR’la birlikte Nuray ZOR, yine tarihte emsâli görülmemiş bir şekilde “ailece şehîd” olmuş bir yuvanın mensubu…

“HAKİKATEN ŞEHİD!”

Nuray Zor, kendisini “ölüm döşeği”ne götüren ağır hastalığına karşın, 16 yıl zindanda tutulan Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun esaretinin son bulması için başlattığımız BOLU Seferleri’ne katılmaktan geri durmuyor…

Hastalığının ilerlemesine rağmen en son 25 Ocak 2012 günü gerçekleşen Bolu Seferinde de yer alarak haykırmaya devam ediyor:

“Kumandan Nerede Biz Oradayız!”, “Yaşasın Kumandan Mirzabeyoğlu!”, “Ne Zindan Korkusu, Ne Ölüm Duygusu!”, “Yaşasın Başyücelik Devleti Mücadelemiz!”

Dönüş yolunda çekilen resmi, hastalığının etkisini gösterir nitelikte.

Fakat o, Allah için tutulan mevziî terketmedi, ölüm hâlini nefsine mazeret bilmedi.

İman heykeli!

25 Ocak 2012 tarihinde akşam gönüldaşlarıyla eve dönüşünün ardından ağırlaşan durumu dolayısıyla, birkaç gün sonra hastahaneye kaldırılıyor.

Başta, çocukluğundan beri aynı davaya gönül vermiş, her eylemde en önde birlikte oldukları en yakın arkadaşı Emel Zor ve Esma Turan olmak üzere, bütün hanım gönüldaşları başucunda.

12 Şubat 2012 tarihinde vefat ediyor.

Aynı ânda eşi-gönüldaşı Ünsal ZOR, hastahane koridorlarında yere yığılıyor… Kendisinin de, yaklaşık 40 gün sonrasına denk gelen bir tarihin 2015 yılında ADIMLAR Dergisi’nin bombalanmasında şehîd olacağından habersiz, eşinden ayrı düştüğüne üzülüyor.

Nuray Zor’un vefatını haber alan, 4 Mayıs 2018 tarihinde uğradığı suikast saldırısı sonucunda 16 Mayıs 2018 tarihinde vefât eden Kumandan Salih MİRZABEYOĞLU, o dönem tutuklu bulunduğu Bolu F Tipi Cezaevi’nde avukatlarına şunları söylüyordu:

Çok mümtaz vasıfları vardır. HAKİKATEN ŞEHİTTİR! Nuray, Emel ve Esma… Bunlar üçlüdür. Hastırlar.

Bir ordu sefere çıkar. Komutanlar, kurmaylar, askerler… Hepsinin yeri ayrıdır… Ama oradan geçenlere bir köylü kadını bir tas su verir… Belki bütün ecri de o alır… Çünkü yüreğinden vermiştir, hiçbir pazarlığı yoktur… Bunların (Nuray Zor- Emel Zor- Esma Turan üçlüsü) hiçbir gösterişi, riyası yoktu. Her şeyi tabiî idi. En sıkıntılı dönemlerde (sağ tarafını göstererek) hemen buradadır.

Ben Nuray’ın ismini duyuyordum. Ama tanımıyordum. Herkesin köşe-bucak kaçtığı bir zamanda Nuray ve Emel birçok erkeği cebinden çıkartırcasına Emniyet’e gelmişlerdi… Sigara, kıyafet falan getirmişler. Bu cesareti göstermeleri yeter…

Kartal’da, o malûm günlerde… Emel’le gelirler, beni rahatlatırlardı. Ben anlatırdım. O dönemlerde kim anlıyor ki? Kimse birşey bilmiyor. Ama o dönemde bir de milleti iknâ etmenin derdine düşüyoruz. Ama bunlar… Bunlar inanmak için değil, anlamak için dinliyorlardı.

Emekleri çoktur. (Önünde duran Baran ve Aylık’ı gösterek) Şimdi dergileriniz de öksüz kaldı… Emeği vardır şüphesiz. İmkânlar âlemi sonsuz. Yeri doldurulamaz demiyorum. Ama yerinin doldurulması çok zor. Ve bir ân önce doldurulması gerekir… Gülçin yazmış, okudum… 25 Ocak’ta da buraya gelmiş. Keşke gelmeseydi, belki üşüttü, daha da tetikledi. Neyse, nasip… Ünsal’a söyle, okusun, ihmal etmesin.

Kumandan’ın bu sözlerinin Ünsal Zor’a nasıl da teselli olduğuna, onu nasıl rahatlattığına şahidiz.

İBDA Tarihi’nde öyle eşler var ki, “hayat arkadaşı” oldukları gibi “şehâdet arkadaşı”dır da. Bir yuva, iki şehid: Nuray-Ünsal ZOR!

30 Ocak 2018 tarihinde vefât eden Harun YÜKSEL ağabeyimizin taziyesi vesilesiyle Kumandan Mirzabeyoğlu’nun, Adımlar Kadrosu’nun hazır bulunduğu uzun sohbetinde Harun ağabeyle birlikte bu İki Şehîdimizi nasıl hatırlattığı, yayınladığımız ses kayıtlarında mevcut: “Etrafım… yakınlarım”

“UNUTMA! UNUTTURMA! DEĞERSİZLEŞTİRME!
DEĞERSİZLEŞTİRİLMESİNE İZİN VERME!”

ADIMLAR Platformu Başkanı Ali Osman ZOR’un kardeşinin (Ünsal ZOR) eşi şehîdimiz Nuray ZOR’un vefât haberinin ardından, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nde Eylül 2012 tarihinde kaleme aldığı “Gerçek Nedir?” başlıklı yazısında “Fikre Özgürlük Platformu” bahsinde geçen şehîdimizle ilgili bölümü de naklediyoruz…

Nuray ZOR’la beraber tüm öncülerimize selâm olsun!

“Burada anmadan geçemeyeceğim biri var ki, o da yengem olmasıyla şereflendiğim Şehid Gönüldaş Nuray ZOR. Davaya gönül verdiği andan itibaren yaşadığı kahramanca hayatla, gerçekten örnek bir devrimciydi. Yürütülen işlerde ısrarcılığı ve cesaretiyle ön plana çıkan Nuray, şehadetinden bir hafta önce bile Bolu Cezaevi önündeki eylemdeydi. “Bile” diyorum, çünkü hastalığı çok ağırlaşmıştı. Fakat yakın çevresi haricindeki pek kimse bunu bilmiyordu. Yapması gerekenin şuuruna varmış biri olarak Nuray, olması gerektiği gibi biri oldu ve ona göre davrandı. Hastalığı dışarıdan bakan birisine göre eyleme katılmaması için gayet geçerli bir mazeret sayılsa da, O kendi nefsine böyle bir mazeret hakkı tanımadı. Gönüldaşların geniş katılımıyla gerçekleştirilen bu ve benzeri eylemlere farz-ı muhal, “gereksiz” diyen bir bahtsız varsa eğer, o “bahtsız” olmaktan Allah’a sığınırız. Kim bilir, benzeri irili ufaklı kaç eylem, Bolu Cezaevi önündeki eylem benzeri bir hafta sonra şehid olacak Nuray gibi şehitlik adaylarını ağırlamaktadır. Müstakbel şehidlerin katılımıyla gerçekleştirilen, çapı ne olursa olsun, bu tür eylemlere farz-ı muhal “gereksiz” diyerek burun kıvırana “bahtsız” denmez de ne denir?

Nuray ne o gün, ne de önceki günlerde hiçbir zaman hastalığının ona sunduğu bu haklı mazerete sığınmadı. Çünkü O, yapması gerekenin şuurundaydı.

Geçmiş dönemlerdeki birçok faaliyetin yürütücüleri arasında yer alan Nuray, bu “PLATFORM”un da kurucu üyelerindendi. Bu şehidimizin bereketi bütün faaliyetlerine hâkim olduğu görülen bu platformun ismini ilk duyduğum andan itibaren, hep “Şehid Nuray Zor Fikre Özgürlük Platformu” olarak okudum. Eminim ki, şehidin adını kavgalarında yaşatan ve platform çatısı altında örgütlü mücadele veren diğer gönüldaşlar da aynı hissi paylaşıyorlardır.

“Şehid Nuray Zor” ismi mücadelenin hedefleri doğrultusunda yürütülen faaliyetlerden tutun da, yeni doğacak kız çocuklarına kadar konulmayı fazlasıyla hakediyor. Onun hakkında söylenmesi gerekeni “manevî babası” söylediğinden dolayı bize düşen, lüzumsuz olabileceğini düşünerek sözü fazla uzatmamaktır. İBDA ile nasiblendikten itibaren, şehadetine kadar bir ân bile ondan ayrı kalmadan, davâya vakfedilmiş kahramanca yaşanan bir hayat. Yengem, kardeşim, gönüldaşım Nuray’ın hayatı budur. Dua niyetine söylüyorum ki, ben de böyle bir hayat yaşamak isterdim.

Bir mücadele şehid ve gazilerin canlarının ve kanlarının bereketiyle yürür. Onlar, geride kalıp mücadeleyi devam ettiren şehitlik adaylarının gururu ve şerefidir.

Onları unutma! Unutturma! Değersizleştirme! Değersizleştirilmesine izin verme! Ruhu şad olsun!”

ADIMLAR Fikir-Kültür-Siyaset Platformu

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d