MUHABBET

Yavuz USTA

Ayşe’nin Polyanna cümlelerini tespihleyip volta atarken sandalyemde, tebessüm edebileceğim bir müjde, muştu; Adıyaman tütünü müydü sarılıp sarmalandığım hayat? Sert ve keskin tad…

Kardelen, Kars soğuğu topraklarında çiçeklerini açmış övünürken gök gözlü yer cücesi güneşine, umarsız yine gülümsüyor görünüyordu.

Aşk acısından mıdır yoksa acısının arabeskinden midir; dağılıp saçılmaları, açılıp kapanmaları Menşure’nin kıvamını tutturamadığı aşure gibi yine önümde duruyor… Yesem mi döksem mi hep kararsızım…

Yüksek ihtimâl besmelesiz üretim mamûlü velet tepinirken tepemde, yazmaya çalışıyor – deniyorum. Deliliğime velilik lûtfetmesini diliyorum Allah’tan… Âmin!

Bu inançtır, ispat da edemem, lâkin Nuh’un gemisindeki yerimden vaz da geçemem… Buyurun bu tufan yolculuğunda size özel sahne perdelerimi aralıyorum, birlikte seyredelim…

Allah’ım! Senin hakkında kulların ne çok konuştular, sanki dürtüleri, hazları ve erdemlilikleri, düşünce ve yasayış formları ile binlerce renkli tonları sen yaratmamışsın gibi espri bilincinden yoksun olduğuna inanıyorlar… Sen ki bizleri sayısız çeşitlerle var edip kendini sırlamadın mı?

Cennet-Cehennem kavramlarının mânâları etrafında sana rol kesip kulluk iddasında bulunanlara tahammül eden merhametine her zaman hayran olmuşumdur. Kötülük ve iyiliğin, çirkinlik ve güzelliğin yaratıcısı; İblise makam olarak kötülüğü ve çirkinliği bahşedip biz insanlara tercihlerimizle seçkin olabilme hakkımızı da bahşedip iyilik ve güzellikler için yarışmamızı vahy etmedin mi? Varlığına imân ediyorum ki, ettin!

Katından nice imânlı ruhları rehber tayin edip, izlerini takip ederek sırlandığın makamına ulaşabilmemiz için haşr ettin. Adaletli bir yarış için veya makamının yüceliğine lâyık olabilme muradıyla kötülüğün-çirkinliğin makam sahibi İblise hizmet edecek suflî, sefil ruhlu kullarını da haşr edip, biz kullarını nur yolculuğunda sayısız mecra ve maceralarla sınıyorsun. Fark edişimiz farkındalığımızdır, biliyorsun… Var oluşumuzu idrâk ettiren zatına hamd olsun…

Hayat yaşam döngümüzün iyilik-güzellik, kötülük-çirkinlik mânâ ve uzantıları üzerindeki yolculuğumuz, vaad ettiğin son âna kadar; doğma-ölme ve bekleyip tekrar dirilme metodlarıyla nurlanıp aydınlanma veya ilkelliğin, kötülüğün, çirkinliğin makamında takılıp kalma ihtimali ile zaman tüneli yolculuğumuza devam ediyoruz.

Cennet-Cehennem kavram ve mânâları sadece tercihlerimizin neticeleridir, bizi hoşnut eden yegâne oluşlar iyiliğin, güzelliğin makamına yaklaştığımız ölçüde sırrını aşıp zatınla olan aşk-ı muhabbetimizdir…

Muhabbetimizi daim eyleyesin…

Amin!

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: