ÇÖKEN YALNIZ BM DEĞİL, ANGLO-SAKSON HEGEMONYASIDIR…
Suat KÜRŞAT
Çöken Anglo-Sakson Hegemonyası’nın kurumlarından BM’nin Genel Sekreteri Guterres, “Gazze’de BM yönetiminde bir çözümün doğru olduğunu düşünmüyorum. Çok taraflı bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Farklı ülkeler ve kuruluşların işbirliği yapması gerekiyor.” diyerek BM güvenlik konseyinde istedikleri kararı çıkaramayacakları endişesi içinde konuşmuş!
Konseyin iki üyesi, Rusya ve Çin’in Filistin’in yanında olduğu aşikâr. Dolayısıyla buradan Filistin’in aleyhinde bir karar çıkarmak mümkün görünmüyor! Guterres, “çok taraflı” derken, Arap ülkeleri ve Türkiye’yi mi kast ediyor acaba?
Hatırlamakta yarar var, ABD Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldiğinde insanları Adana’da boş araziye götüren Bülent Yıldırım, “sivillerin çıkarılması konusunda anlaşma olacaktı, burada aşırıya (!) gidenler bunu önlüyor” gibi bir itirafta bulundu, belki gayri ihtiyarî gizleneni aşikâr etti! Bu konuşmada geçen bölgenin sivillerden arındırılması (kahramanlık gibi sunulan!) bir nevi Türkiye’nin, ABD ve İngiltere’nin bölgedeki talebini kabul ettiğini göstermez mi?
Evet, BM işlevsizdir! Zira ABD, İngiltere ve Fransa istedikleri kararı çıkaramıyorlar! Rusya ve Çin, ABD’nin elini kolunu bağlamıştır. Akdeniz’de demirlenen gemiler işe yaramamaktadır. Burada yapılacak hamle, bir istiklâl savaşı bilinci ile Ortadoğu’daki hançerin çıkarılması, urun sökülüp atılmasıdır!
BM, çöken bir düzenin kurumudur. Fakat, Genel Sekreter’in telâşı, buradan küreselcilerin istediği sonucun çıkmamasıdır! Dolayısıyla istedikleri kararları alabilecekleri, dayatmalara boyun eğecek bir “farklı ülkeler ve kuruluşlar” talebini dile getirmiş! Bu da bize gösteriyor ki, ABD ve İngiltere sıkışmış, acz içinde kıvranmaktadır! Doğu’nun sırtına sapladıkları hançer kırılıp atılmak üzeredir! Bu hançeri çıkarıp atacak güç, müstakbel düzende Doğu adına, İslâm kutbunun temsilcisi olarak konuşacak, bu düzende yerini alacaktır.
Anglo-Sakson Hegemonyası çökmüştür ve asıl darbeyi fikir plânında yiyecektir! Müstakbel düzende fikir, “yerine ne koyalım?” sorusunun cevabını tam verici, insanlığı içinde bulunduğu bilinmezlikten kurtarıcı hamle olacaktır.
“Bizdeki Batı’yı da bilmez Batıcılar bir yana; gören göz, anlayan kafa, idrak sancısı çeken gerçek insan, “hakikatin hakikati kimde?” ölçüsüyle, İslâm’dan başka hiçbir çarenin kalmadığını anlar.” (Salih Mirzabeyoğlu/İstikbâl İslâmındır) Bu tek çarenin, tek pratik fikir plânı olarak İbda’nın teklifine, dünya kulak vermeye hazırdır! Selâmına, “aleykümselâm” demektedir!