ADIMLAR MARAŞ’TA ŞEHİDLERİ ANMA PROGRAMI

Adımlar Maraş temsilciliğinin, Şehid Ünsal Zor ve şehid Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadet yıldönümlerinde tertiplediği şehidleri anma programı dahilinde sohbet toplantıları, şehidlerin ruhuna hatim indirme merasimi ve basın açıklaması gerçekleştirilirken, bugün yapılacak sinevizyon gösterisi ve sonrasındaki sohbet ile program sona ermiş olacak.

24 Mart Perşembe günü akşam saatlerinden itibaren gönüldaş ve misafirlerimizin teşrif etmeleriyle başlayan sohbet, yatsı namazının kılınması akabinde yemek ikramı ile devam etti.

Şehadet ve şehidlik şuuru çerçevesinde gerçekleşen aktüel meseleler etrafında süren sohbette, şehidlere sahip çıkmanın şehidlerin mücadelesine sahip çıkmak demek olduğu vurgulandı. Din, vatan, millet, ırz ve namus yolunda verdikleri mücadele esnasında düşmanın saldırısına maruz kalarak şehadete eren yiğitlerin arkasından, kuru kuru şehadet güzellemesi yapmanın riyakârlığa delil olduğu belirtildi. Şehidler anılacak ve şehide ve şehadete sahip çıkılacaksa, bunun yolunun şehidin mücadelesine sahip çıkmakla olacağı, şehidin yolundan yürümekle gerçekleşeceği, şehidin mücadelesine sahip çıkmadan, şehidin yolundan yürümeyi reddederek söylenecek sözlerin münafıklık alameti olduğu üzerinde duruldu.

İmanlarından dolayı verdikleri vatan mücadelesi sebebiyle düşmanın okuna hedef olan şehidlerimizin mücadelesine sahip çıkmanın da, işgâl altında inlemeye devam eden mukaddes vatan topraklarını düşmanın pis çizmeleri ile çiğnemesine mani olma, yani istiklâl mücadelesi demek olduğu, bu yolda da düşmanın vatan topraklarını hayasızca çiğnemesine yol veren AKP işbirlikçiliği ile mücadele edilmesinin, şehidlere ve şehidlerin mücadelesine sahip çıkmak demek olacağı bir kez daha vurgulandı.

Haçlı işbirlikçisi AKP işbirlikçiliğini kabul edenlerin, Haçlı işbirlikçisi AKP’ye yamananların şehidlere sahip çıkmada problem yaşadıklarının apaçık ortada olduğu, şehidin mücadelesine sahip çıkamayanın da aslında şehidlik mefhumu ile probleminin olduğu, dolayısıyla mücadele adına iddia ettikleri bütün şeylerin de aslında sahte olduğu ve gayrı samimi olduklarının da ortaya çıkmasında, şehid kanının turnusol kağıdı vazifesi icra ettiği tesbiti yapıldı.

Saatler süren ve meselenin temelde hangi sistem içinde yaşama tercihinden ibaret olduğunun vurgulandığı sohbette, şehidlerin mevcut sisteme karşı duruşları ile şehid oldukları, zaten mevcut sistemde müslümanca yaşamanın mümkün olmadığı, bu saikle de bu zaman diliminde müslümanca yaşamanın ancak yaşanmaya değer hayatı kurma mücadelesi demek olduğu ve şehidlerin de şehadetleriyle bu mücadelenin yolunu gösterdikleri, mücadelenin de şehidlerin izinden gitmekle mümkün olabileceğine temas edildi.

Sohbet akabinde, indirilen hatimlerin şehidlerin ruhuna bağışlanması ile geceye ve sohbete son verildi.

Cuma günü saaat 16.00’da ise İl Özel İdare binası önünde yapılan basın açıklaması ile, sohbet esnasında konuşulan meselelerin hülasası basın ve kamuoyuna da deklare edilmiş olundu.

“Yaşasın Kumandan Mirzabeyoğlu” sloganıyla başlayan basın açıklaması esnasında daha pek çok slogan atan Akıncılar, Maraş’ın merkezini inletti.

“Şehidlerin İzinde Yürüyoruz” pankartının açıldığı ve şehidlerimizin resimleri ile tezyin edilmiş basın açıklamasının metni şöyle:

Bu gün, vatan ve millet sevdalısı iki yiğit insanın şehadete erdikleri gün… Bizler de, onların hatırasına sadakatimizi haykırmak için buradayız.

Bu iki şehid:

Muhsin Yazıcıoğlu ve Ünsal Zor…

Yazıcıoğlu malûm, bundan 7 sene önce, helikopterinin düşürülmesi ile şehid edildi. Muhsin Yazıcıoğlu’nun kanı, hadiseyi aydınlatamayan yetkililerin eline bulaşmış, duruyor. Görüyoruz ki, Yazıcıoğlu’nun şehid edilmesine sebep tertibi ortaya çıkarmak iktidarın işine gelmiyor.

Ünsal Zor ise, geçtiğimiz sene İstanbul’da, Adımlar Dergisi’nin merkezine, din ve vatan düşmanı Haçlı piyonlarının koyduğu bomba neticesi şehid olurken, dört gönüldaşımız da bu saldırıda yaralandı.

Haçlı terör örgütü Amerika’nın, bölgemizdeki kara gücü olarak görev yapan etnik Kürtçülerin, efendilerinden aldıkları emirle saldırılarını yoğunlaştırdığı bu gün, bu saldırıların startı Adımlar Dergisine yapılan saldırı ile verilmişti. Yine, Yazıcıoğlu suikastinde olduğu gibi, Ünsal Zor’un kanı da iktidarın ellerinden akmaya devam ediyor.

Şehidlere sahip çıkmak, şehidlerin izinden gitmekle olur.

Şehidlere sahip çıkıyoruz diye, kuru kuru şehid güzellemesi yapmak, ama pratikte şehidlerin verdiği mücadelenin aksine davranmak, şehid kanını satmak demektir.

Bugün, Haçlı Batı ve onların yerli işbirlikçilerinin terörü ile karşı karşıya olduğumuz bir bedahet.

Şehidlerimiz de Haçlı Batı ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadele ederken şehid oldular.

Müslümanların oyuyla iktidara gelen AKP’nin, İncirlik üssümüzü Haçlı düşmanlarımıza tahsis ederek, Haçlılarla birlikte hareket ettiğine şahit olmaktayız. Amerikan korumasıyla hayat bulan PYD, bu sayede ülkemize teröristlerini gönderirken, PYD’yi korusun ki PYD de bize teröristlerini gönderebilmeye devam etsin diye Amerika’ya İncirliği tahsis eden de AKP olduğuna göre, AKP, terörizmin yardım ve yatakçılığını yapmaya devam ediyor. AKP’nin ABD’ye, ABD’nin de PYD-PKK’ye verdiği destek sayesinde, Amerika’nın kara gücü etnik Kürtçüler, her gün asker ve polisimizi katletmeye devam ediyor. Etnik Kürtçü bataklığı kurutmak için, bir an önce İncirlik kapatılmalıdır. Ama AKP, bunu Haçlı terörist ABD’ye emredemez, o işgalcileri topraklarımızdan defedemez. Zira İsrail dâhil Haçlı teröristlere muhtaç olacak kadar bir acziyet içindedir iktidarımız.

Geçtiğimiz hafta Çanakkale şehidlerini andık. Şimdi, Yazıcıoğlu ve Ünsal Zor, düşmana karşı koyuşları, direnişleri ile birer Çanakkale iken, Yazıcıoğlu ve Ünsal Zor’un katillerinin ortaya çıkartılması Çanakkale müdafaası demek iken, bu günün Çanakkale müdafaası olarak asıl bunları yapmak yerine, Çanakkale şehidlerini sahipleniyor gözükmek de hiç inandırıcı olmuyor nazarımızda. İstismar kokuyor…

Evet, atalarımızın kahramanlıklarıyla övünelim elbette ama asıl bu günkü kahramanlıkları gençlerimize anlatalım, bu günün kahramanlarına sahip çıkalım, o kahramanların izinden gidelim ki, atalarımızın kahramanlıkları ile övünmek, kuru bir övünmeden ibaret kalmasın.

Şehidlerin mücadelesini sahiplenmek, Haçlı düşmana karşı koymaktır.

Şehidlerin mücadelesini sahiplenmek, Amerika ve İsrail denilen Haçlı-Yahudi terör çetelerine muhtaç olmamak, onları topraklarımızdan, işgâl ettikleri üslerimizden defetmektir.

Bizler, bu mukaddes vatanı koruma, satmama azim ve mücadelesinden dolayı düşmanın hedefine giren ve bu sebeple şehid olan gönüldaşlarımıza ve Allah’a söz veriyoruz ki, şehidlerin kan ve can pahasına açtığı yolda yürümeye; din, vatan, millet, ırz ve namus düşmanlarının üzerine kararlılıkla gitmeye devam edeceğiz!