DAVALARI DÜNDE KALMIŞ OLANLAR

Davasına inanmayan kimselerin kazanma şansı yoktur diyoruz. Bunun ayrı bir zincir şeklinde üstünde az bir şey duralım.

Davasına inanmayan kimselerin birinci alameti, kafalarının karışık, renklerinin bulanık, adımların belirsiz olmasıdır.

Misâl, adam bakıyorsun, hem Salih Mirzabeyoğlu’ndan söz paylaşıyor, hem falan partinin davasına kendini adamış, hem Üstad’a yalan ve iftira dolu sövgüler düzenlerin arkasında namaza duruyor, hem şöyle, hem böyle oluyor. Bunların bir kazancı olabilir mi? Hiçbir zaman olmaz.

Düşünsene, bir adam ortaya çıkmış, “Kurtuluş Yolu” diye bir kitap yazmış. Birisi de onu okumuş, inandım demiş. İki adım sonra da “yok Kurtuluş Yolu o değildir, budur, zavallı öbür adam” diyenlerin bayraklarını sallıyor. Bu bulaşık kafalardan aş olur mu? Katiyyen olmaz.

Dava dediğin şey nettir. Dava adamı da net olur. Net değilse dava adamı değildir. “Hem şu, hem bu” olsun diyenden dava adamı olmaz. Komünistlerin bugün AB ajanı haline gelmesinin sebebi de budur. Onların kafasını bulandırdılar. Sovyet olmazsa AB solculuğu olur dediler. Sonuç ortada

Zaten tabii çürüme böyle olur. Bugünkü sosyal demokratlara bakın. Hemen hepsi dünün devrimcileridir. Bugünkü muhafazakârlara bakın. Hemen hepsi dünün İslâmcısıdır. Davaları hep dünde kalmıştır. Kafaları bulanmış, imânları ve ahlâkları bozulmuştur. Ağaçken kütük olmuşlardır.

Selim GÜRSELGİL