OTİZMLİ ÇOCUKLARA
OTİZMLİ ÇOCUKLARA
Hülya YAMAN
- SEN ve BEN
-Abdullah’a…
Elinde lâle, salıncakta sallandın. Gözbebeklerin bitmemiş türküler biriktirdi. Hikâyeni annen yazdı. Hep telaş biriktirdi sözlerinde. Acelesi olan dünyada bizim hiç acelemiz olmadı. Seslerin peşinde geçen yolculuğumuza niyet biriktirdi iki kişilik yalnızlığımız.
Hikâyesi olan çocuk, bana gelsen yıllar geçmeden… Doğmamış çocuklarımdan haber getirsen… Gurbetteki yolculuğumuz bitse… Suya dokunsa yıllar sonra ayaklarım. Kuşlarla dans etsem… Hayallerimi anlatsam size… Kömür gözlü çocuklarım size şiir söylesem.
16.07.2010
- İSKELEDE KALAN ÇOCUK
Vedaya yakın gelmişti
Sonu gelmez gidişlerdeki rastlantı
Nihayetsiz yolculuktaki mekansızlık
Fasıl fasıl berzahta kalanlar
Aynı kıyıda münzevi balıkçılardık.
Günlerce merhamete giden yollarda
Islanmamıştık, sadece unuttuk…
Gözlerimizi ifadesiz nakaratlardan çekerek
Aynı kıyıda münzevi balıkçılardık.
13.06.2010
- BÜYÜMEYEN BEBEK
Rüzgâr nazarına değse
Meltem olup yücelir
Senin lisanındaki latiflik
Yüreğime gonca gül
Hayalimin şehrindeki kral
Kuş kanadında yolculuk yap
Bulutlar seni gezdirsin
Masal devlerinden kaçarsın
Korkma büyümeyen bebeğim
12.07.2010
- İNCİR AĞACI ve ÇOCUK
-İdil’e…
Fanus çocuk ve incir ağacı…
Gökte yıldırımlar gürlese,
Yerde zelzeleler dövünse
Yine de tepki vermem size
Kelimeleriniz ve sesleriniz sizin olsun,
Gördüklerim yeter bana.
06.07.2010
- ŞEHRİN IŞIKLARI
Çok kalabalık mekanlar, koşuşturan insanlar, akıp giden zaman ve silinmeyen hatıralar arasında bir çocuk feryadı: imdaaaat!..Bu çığlığı çok iyi tanıyorum.
Ona defalarca yalvardım : “Ne olursun bir kelime… Kendini ifade etmek bu kadar zor olmasa gerek. Bakışlarını lütfen benden esirgeme! Ben anneyim; bana anne demelisin!”
Oysa kelimeler benim için ne kadar mühimdi. Nasıl yolculuk yapabilirim kelimeler olmasa düşünce iklimlerinde?
“Elimden tut, yoksa düşerim anne! Beni bırakma anne!”
Şehirde hızla uzaklaşan tramvayın sesi ve geriye kalan sadece ıssız ve koyu bir yalnızlık…
08.03.2010