ŞEHİDLER AYI’NI UĞURLARKEN
Şehidler ayı Şubat… Tarih hesabıyla kaydı görünmese de, her bir gününde binlerce şehidimiz olan Şubat ayı, yakın tarihimizde verdiğimiz şehidlerimizle de bereketlenmiş bir kavga ve mücadele ayıdır.
Kozanlı İbrahim Efendi… 1 Şubat 1933 günü Bursa Ulucami’de Türkçe ezan okunmasını protesto ettiği gerekçesiyle katledildi.
İskilipli Atıf Hoca ve Müftü Ali Rıza Efendi… 4 Şubat 1926 tarihinde “şapka kanununa muhalefet” ettiği gerekçesiyle, Batıcı Devrim’in söz konusu kanunundan çok önce kaleme aldığı eseri yüzünden, düzen bekçileri tarafından idamla katledilmiş bir şehîd İskilipli Atıf Hoca. Şehâdeti o günün gazetesinde şöyle duyuruluyor: “İrtica kitapları müellifi olup, İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkum edilen İskilipli Atıf Hoca hakkındaki idam hükmü bu sabah infaz edildi.” Atıf Hoca ile birlikte yargılanarak birlikte şehîdlik makamına yükselen bir diğer isim de Müftü Ali Rıza Efendi’dir.
Nuray ZOR… 12 Şubat 2012 tarihinde şehid oldu… “Hakikaten Şehid!”… Ağır hastalığına karşın, 15 yıldır zindanda tutulan Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun esaretinin son bulması için başlattığımız BOLU Seferleri’ne katılmaktan geri durmayan… Hastalığının ilerlemesine rağmen en son 25 Ocak 2012 günü gerçekleşen seferde de yer alarak “Kumandan Nerede Biz Oradayız!”, “Yaşasın Kumandan Mirzabeyoğlu!”, “Ne Zindan Korkusu, Ne Ölüm Duygusu!”, “Yaşasın Başyücelik Devleti Mücadelemiz!” şeklinde haykırmaya devam eden, İman heykeli!.. 25 Ocak 2012 tarihinde akşam gönüldaşlarıyla eve dönüşünün ardından ağırlaşan durumu dolayısıyla, birkaç gün sonra hastahaneye kaldırılmış ve 12 Şubat 2012 tarihinde vefat etmiştir… Nuray Zor, kendisinden 3 yıl 40 gün sonra ADIMLAR Dergisi’nin bombalanmasıyla şehâdete ulaşan Ünsal Zor’un eşi… İBDA Tarihi’nde öyle eşler var ki, “hayat arkadaşı” oldukları gibi “şehâdet arkadaşı”dır da. Bir yuva, iki şehid! Nuray-Ünsal Zor…
Zelimhan Yandarbiyev… Çeçenistan’ın Cevher Dudayev’den sonra gelen ve 13 Şubat 2004 tarihinde şehîd olan ikinci devlet başkanı. Rusya’nın 1999’da Çeçenistan’ı ikinci kez işgal etmesinden sonra başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın liderlerinden. 13 Şubat 2004’te arabasına konan bir bombanın hedefi olan ve ağır yaralanan Yandarbiyev, hastaneye kaldırılmasından kısa bir süre sonra şehit oldu.
Metin Yüksel… Anadolu’da Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu markası etrafında tutuşturduğu ve tek başına sürdürdüğü İslâmcı Mücâdele’yi, 1975’te “Menemen korkuluğunu bir tekmede deviren” şanlı GÖLGE çıkışıyla meydanlara, sokaklara taşıyan Salih Mirzabeyoğlu’nun liderliğinde AKINCI markası etrafında mücadeleye dahil olan vatan evlâtlarından Metin Yüksel… Gölge ve Akıncı Güç Dergilerinin Fatih Temsilcisi ve dağıtımından sorumlu Metin Yüksel, 21 Şubat 1978 tarihinde Fatih Camii avlusunda şehîd edildi… “Milliyetçi” kılığına girerek, Müslüman Anadolu insanı arasında ajanlık yapanlar tarafından katledilen Metin Yüksel… Geçmişten bugüne gelen her yıldönümünde Metin Yüksel’in şehâdeti etrafında yapılan programlar ve ortaya konulan söylemlerde, dikkat çekecek bir şekilde şehidimiz üzerinden “İrancılık” cereyanını meşrulaştırma çabaları yanında, Onun katlinden sorumlu olan birkaç ajan üzerinden de “Türk”e düşmanlık yürütülmektedir… Şehidimizin, geçmişte Anadolu’nun Şiîleştirilmesi saldırısının bir unsuru olarak kullanılmasına izin vermediğimiz gibi, bugün, Etnik Kürtçülüğün tesiri altında kalan İslâmcı çevrelerin Onun üzerinden Millet bütünlüğümüze saldırının bir “malzeme”si yapılmasına da izin verecek değiliz… Coğrafyamıza 91’den beri Amerika öncülüğünde yürütülen Haçlı saldırılarının propaganda ayağı olarak “Türk”e saldırmak, Irak, Afganistan, Filistin, Libya ve sair bütün İslâm coğrafyasında yürütülmekte olan Kurtuluş Savaşları’nın beklediği liderliğin adı olan “Türk Milleti”ni hedef almaktır.
Malcolm X… Nâm-ı diğer, Malik El Şahbaz… Batılı aydınların “İstikbâl İslâmındır!” ihtarı karısında Amerika’nın kontrollü olarak ülkesinde yol verdiği sapkın bir “İslâm” anlayışı vesilesiyle cezaevinde Müslüman olan… Ortaya koyduğu enerjisiyle kısa sürede Amerika’daki İslâmcı yükselişin mümessilli olan. Mücâdelesi boyunca Allah’ın kendisine bahşettiği o sarsılmaz iradesiyle sömürgeci Batı’ya (“beyaz adam”a) meydan okuyan… Ardından gerçekleştirdiği Hac yolculuğu sonrasında, Amerikanın ürettiği Zenci İslâmcılığının üzerindeki bütün zehirli tesirleri atmış, Ehl-i Sünnet Vel Cemaat bir kavga adamı olarak meydan yerine dikilen… Dönemin Amerikasında kitleler üzerinde büyük bir tesir sahibi olan. Bu sebeble, Haçlı-Yahudi Düzen’in yol vermesiyle Amerikan İslâmcıları tarafından 25 Şubat 1965’te konuşma yaparken katledilen büyük şehîd.
Cahit Ayaz… 27 Şubat 1995 günü, bütün motivasyonunu İslâm’a düşmanlıktan alan iktidar sahipleri karşısında eylem düzenlemek için ADD’ye gittiği gerekçesiyle katledildi!.. Katledildi, zira dönemin ADD şubesine yerleştireceği bombanın erken patlaması sonrası yaralanmış ve o hâliyle saatlerce bekletilerek kan kaybından vefât etmiş, şehîd olmuştur… Dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nusret Demiral tarafından bu şekilde ölümü “memnuniyet verici!” diyerek alkışlanmıştır. İBDA-C üyesi olduğu medyada yer alan Cahit Ayaz’ın söz konusu eylemini ise, diğer bir İslâm/Vatan Düşmanı Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel soruşturmuş ve “evinde bulunan dokümanlara bakılarak Cahit Ayaz’ın yasadışı IBDA-C örgütü militanı olduğu yolundaki savımı yineliyorum” diyerek medyaya beyânatlar vermişti. Yüksel, yeni evli olan şehidimizin eşini, anne ve babası gözaltına aldırarak sorgulatmış bir işkenceci olarak da unutulmazlardandır…
ADIMLAR