DEVLET VE DÜZEN YAPISI DEĞİŞMELİ

DEVLET VE DÜZEN YAPISI DEĞİŞMELİ

Müşir bey öncelikle çalışmalarınızı yakından takib ettiğimizi ve özellikle mazlum insanların her zaman yanında yer aldığınızı görmekten dolayı sizi tebrik ederek başlamak istiyorum. Bize son olarak neler yaptığınızı hangi davalarla ilgilendiğinizden bahseder misiniz.

Çok teşekkür ederim, bu sözler elbette memnuniyet verici ve insanı şevklendiren şeyler, sağ olun, mukabil saygılarımı siz ve sizin nezdinizde İBDA camiasına sunarak başlamak istiyorum… Bu günlerde ilgilendiğim son davalardan biri Gaziantep’deki dava. 350’ye yakın müvekkilim var ve bu insanlar “Paralel Örgüt”ün mağduru olmuşlar. “Paralelci” olduğu ifâde edilen bir müteahhit tarafından dolandırılmış 350 kişi davalarında müdafi olmam için vekâlet verdi. Çoğu fakir ve gerçekten mağdur olmuş kişiler bunlar. Bir de Bandırma dosyası var, Yakup Köse’lerin davası. Yine Hizbut Tahrirciler geldi, onlarla da ilgileniyorum.

“28 Şubat Davası”yla ilgili de girişimler de bulunmuştunuz, son durum nedir?

Şikâyetlerin dinlenmesi ve sorgulama devam ediyor. Bazı isimler sanık sandalyesinde oturması gerekirken tanık olarak davet ediliyorlar ki, onlar da zaten mahkemeyi umursamaz bir tavır sergiliyorlar ve katılmıyorlar.

“28 Şubat Davası” için ümitli misiniz yoksa sürüncemeye bırakılacağını ve bir sonuç alınamayacağına mı inanıyorsunuz?

En azından şuna inanıyorum, 28 Şubat’ı yapanlarla, mağdur olan kesimin yüzleşmesi açısından olumlu buluyorum. Fakat, Hak ve Adalet’in tecelli ettiğine inanmıyorum. Tarihe not düşüyoruz, gelecek kuşak şunu diyebilsin ki; “işte bakın müstekbirler mazlumların önünde hesap veriyorlar, binlerce insan cezaevine girmiş çıkmış”… Biliyorsunuz, Hukuk sistemi bütünüyle bozuk. Sürüncemede bıraksa da aynıdır bırakmasa da aynıdır.  Tabii dediğim gibi Çetin Doğan, Çevik Bir gibi isimlerin bu konularda sorgulanması bir şeydir.

SİSTEM KODLARININ ÇOK ÜZERİNDEYDİ

 İBDA-C Davasında biliyorsunuz Okan İşgör isimli bir itirafçının söyledikleri…

O dönemde İBDA-C olayının başlı başına yanlış değerlendirmesi veya değerlendirilememesi veya sistemin İBDA-C’yi, Büyük Doğu’yu, Medeniyet Projesini algılayamaması çok normal. Çünkü sistemin kodlarının çok üzerindeydi. Sistem, bunun Entelektüel bir Medeniyet Projesi olduğunu anlayamadığı gibi, kendisine de set çekeceği endişesi ve kanaatiyle panikledi. Ne yaptı, işte tuttu komplolar düzenledi. Bir beyin adamı olan, mütefekkir olan aynı zamanda tefekkür ettiğini uygulamaya koyan; dünyanın belki de bir daha göremeyeceği ender şahsiyetlerden olan Salih Mirzabeyoğlu’nu sudan sebeblerle tutup cezaevine attılar. Böyle yaparak bu hareketi akamete uğrattıklarını sandılar. Okan İşgör ve onun ağa babaları tarafından uydurulmuş deliller, iftiralar, dedikodular bu gün halâ birçok İBDA’cıyı cezaevine sokuyor ve bir çoğu da bunlardan dolayı içeride tutulmakta. Okan İşgör sadece bir kukla, kuklacının da ortaya çıkması gerektiğini düşünüyorum.

TOPYEKÜN BİRLİĞİ SAĞLAMANIN YOLLARI ARANMALI

 Türkiye’de biliyorsunuz Derin Devlet gibi bir çok yapılanma varlığını bir şekilde sürdürüyor. Bu tür yapılanmalardan on binlerce hatta yüz binlerce mağdur olduğu da aşikâr. Yine Güneydoğu problemi ve yanı başında bir Suriye problemi var. Bu hadiseleri bir potaya koyarak değerlendirmenizi istesek, neler söyleyebilirsiniz?

Şöyle; en başında bu meselelere dair devletin takındığı politikalar yanlış. Fakat diğer taraftan Ahmet Davutoğlu’nun konuşmaları açıkçası beni bazen heyecanlandırıyor. Bazı sevindirici söylemler işitmek güzel fakat; içimizde yerleşmiş olan Batıcıların ayıklanması ve farklı derin yapıların temizlenme operasyonu olmadığı sürece sadece “güzel sözler” olarak kalıyor. Yine de iyi gelişmeler az da olsa sevindiriyor. Meseleleri bir bütün olarak ele alsalar ve topyekün birliği sağlamanın yollarını arasalar daha iyi olacağının kanaatini taşıyorum.

IŞİD hakkında ne düşünüyorsunuz?

Açıkçası IŞİD konusunda çok teferruatlı bilgim yok. Bilgim olmadığı bir meselede konuşarak… Doğru yapıp yapmadıkları konusunda bir görüş beyan edemem. Ama Amerika’nın karşısında sergilenen her türlü tavrı desteklediğimi belirtmek isterim.

AYNI REJİMİN VERSİYONU

 Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak devam ettiği bu hükümet hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mutlak anlamda düzen ve devlet yapısı değişmediği müddetçe olumlu düşünmemiz mümkün değil. Palyatif çözümlerle işin yürümeyeceği bellidir. Mazlumun hakkını mazluma vermeyen bir sistemin başına kim geçerse geçsin, o hükümet aynı rejimin bir versiyonudur.

Emniyet ve Hukuk çevreleri ile birlikte “Paralel Örgüt” olarak zikredilen yapının medya kuruluşlarına da operasyonlar yapıldı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Emniyet’e yapılan operasyonu ayakta alkışlıyorum. İçişleri Bakanını bu konuda tebrik ediyorum. Fakat yargı içerisinde yapılan operasyon yanlış bir zandır. Halen yargı içerisinde diridirler. Yargı içerisindeki örgütlenmelere operasyon yapılamadı bunun altını çiziyorum.

“PARALEL ÖRGÜT”E KARŞI ÇÖZÜM

 “Paralel Örgüt”ü nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Paralel güç” yılanca, başka cemaatlere, tarikatlara Amerika ve İsrail desteği ile saldırmıştır. Bunlar silahlı örgüttür. Hiçbir devrimci yönleri yoktur, tamamen kukladır bunlar. Komplocudurlar, takiyyecidirler. Bunlara yanaşılmadan üzerlerine gidilmeli ve operasyonlar yapılmalı. Önce Hukuk ve Yargı’nın içinde sinsice yuvalanmış olan “Paralel Örgüt” mensublarına operasyon yapılmalı.

HSYK seçimleri ile ilgili düşünceleriniz?

İllegal bir örgüt var ve bunlarla seçim yarışına girilmez. Bir örgütle yarışmak legal olana zûldür. İllegal Örgütle yarışılmaz. Tepesine binilir, operasyon yapılır ve dağıtılır.

Mevcut Hukuk Sistemi nasıl düzeltilebilir?

Çoklu Hukuk sistemine geçilebilir. Tamamen değiştirilmesi şart. Ben Sosyalizme inanan birisiyim. Anadolu Halklarının istekleri de göz ardı edilmemeli. Bizler helal ve harama inanıyoruz. Çoklu Hukuk sisteminde halklar kendi hukukunu seçebilir ve Adalet belki de böyle sağlanabilir. Herkesin inandığı değerler üzerine yargılaması yapılmalı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kaldırılması gerektiğine inanıyorum. 28 Şubat Mağdurları için de bu elzemdir. Mevcut Hukuk Sistemi bu halka zulümdür. Batı’nın Hukuku bize dayatılmıştır.

 Vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

 Röportaj: M. Yavuz Uçum

ADIMLAR

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et