Deprem üzerinden neredeyse 7 ay geçti ve depremzedeler için gerçek hayat mücadelesi esasında bundan sonra başlıyor.

Yardımlar kesiliyor, destekler kesiliyor ve insanlar kendi başlarının çaresine bakmaları için sokağa terk ediliyor.

İş yok, hastalar, yaralılar…

Bir de kira derdi…

Depremden önce birkaç bin lira olan kiralar almış başını gitmiş durumda, 10 bin, 15 bin kiralardan bahsediyoruz en az. Ev sahipleri ile kiracılar arasındaki kanlı bıçaklı kavgalar almış başını gidiyor.

Aşağıda okuyacağınız haber Cengiz Anıl Bölükbaş imzasıyla artıgerçek’te yayınlandı. Depremzedelerin dertleri bitmek bilmiyor ve esas dertler bundan sonra, kışın bastırmasıyla başlayacak…

Ankara’daki depremzedeler valilik kararıyla tahliye ediliyor: Çocuğunun ölümünden iki gün sonra öğrendi

ODTÜ Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’nde barınan depremzedeler, Valilik kararıyla tahliye ediliyor. Kalmak isteyenlerden ise para talep ediliyor. Tahliye kararını bebeğinin ölümünden iki gün sonra öğrenen E.S., eşiyle birlikte Hatay’a dönmek zorunda kaldı.

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından farklı kentlerde tedavi altındaki yakınlarına refakat eden birçok kişi, barınma sorunuyla karşı karşıya. Ankara Valiliği tarafından ODTÜ Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’ne yerleştirilen depremzedeler, yine Valilik tarafından alınan kararla misafirhaneden tahliye edilmek isteniyor. Kalacak kişilerden de para talep ediliyor. Gidecek yerleri olmadığını ve yurtta kalmak için uygun koşullarının olmadığını belirten depremzedeler, tüm çabalarına rağmen olumlu bir sonuç alamadıklarını aktardı.

RESMİ BELGE GÖSTERİLMEDİ

Söz konusu depremzedeler, tedavi amaçlı geldikleri Ankara’da, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) yaptıkları başvuru sonrasında Valilik tarafından ODTÜ Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’ne yerleştirilmişti. Ancak yine Valilik kararıyla tahliye başlatılırken, konuyla ilgili resmi karar istemelerine rağmen kendilerine hiçbir belge gösterilmedi.

VALİNİN SEKRETERİ DOĞRULADI, KENDİSİ AÇIKLAMA YAPMAYACAK

Artı Gerçek’in kararın kimin tarafından alındığını sormak üzere ulaştığı Ankara Vali Yardımcısı Ayhan Özkan’ın sekreteri ise kararın valilik tarafından alındığını doğruladı. Ancak Özkan’ın basına açıklama yapmayacağını söyledi.

HAMİLE EŞİ İLE ENKAZ ALTINDA KALDILAR

E.S., Hatay’da depreme yakalananlardan biriydi. Hamile eşi ile birlikte enkaz altında kaldılar. Kurtarıldıktan sonra, 6 Mart tarihinde tedavi amaçlı Ankara’ya geldiler. Eşinin tedavisi devam ederken, çocuklarının anne karnındayken kalbinin gelişmediğini öğrendiler. Bebek doğar doğmaz yoğun bakıma alındı, altı defa operasyon geçirdi. 16 Ağustos’ta ise vefat etti.

ÇOCUĞUNUN ÖLÜMÜNDEN İKİ GÜN SONRA TAHLİYE KARARINI ÖĞRENDİ

E.S.’ye çocuğunun ölümünden üzerinden henüz iki gün geçmişken yöneticiler tarafından kaldıkları yerden tahliye edilecekleri söylendi. Tahliye kararının ardından birçok depremzede ile birlikte yetkililer görüşme sağladıklarını aktaran E.S., yaşananları şöyle anlattı:

BAKAN YERLİKAYA İLE GÖRÜŞMEDEN DE SONUÇ ÇIKMADI

“Ankara Vali Yardımcısı ve üniversitenin sosyal tesisler bölümü müdürü ile görüştük. Ancak istediğimiz sonucu alamadık. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile de görüşüldü. Devletin sağladığı iyi olanakları suistimal eden çok sayıda insan olduğu gerekçesiyle tahliye karar verildiği söylendi. Bizler de bunun üzerine resmi bir genelge ya da beyanname paylaşılması gerektiğini söyledik. Resmi bir yazı olmadığı için paylaşmadılar. En azından başımızı sokacak bir yer bulana kadar zaman istedik. Buna karşılık, bu olanağı sağlayamayacaklarını, en iyi şartlarda ücret karşılığında kalabileceğimiz söylendi. 24 Ağustos tarihinde ayrılmak zorunda kaldık.”

HATAY’A DÖNMEK ZORUNDA KALDI: KONTEYNER BULABİLİRSEK…

Ankara’da uzun bir uğraş sonrasında iş bulduğunu ancak aldığı ücret ile şehirde bir yaşam kurmanın zor olduğunu vurgulayan E.S., eşiyle birlikte Hatay’a dönmek zorunda kaldıklarını anlattı. E.S.’nin en büyük hayaliyse, bir konteyner bulup yaşamlarını devam ettirebilmek:

“Biz Ankara’ya keyfi bir şekilde gelmedik. Büyük bir afet yaşadık. Ankara depremzedeler için uygun koşullara sahip değildi. Şimdi yaşamımızı kuramadığımız için yeniden dönüyoruz. Bir konteyner bulabilirsek orada yaşamımızı devam ettirmeye çalışacağız. Bir de zaman içerisinde bir iş bulabilmek istiyorum.”

‘KAHVALTI VE ÖĞLE YEMEĞİNİ KESTİLER’

Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’nde kalanlardan biri de Yusuf Pişkin. Depremde ablasını, eniştesini ve bir yeğenini kaybeden Pişkin, hayatta kalan diğer iki yeğenine refakat ediyor. Depremin ardından Adana ile Aksaray’a giden Pişkin, sonrasında Ankara’ya geldi. Kalacak yerleri olmadığı için AFAD’a gitti. Daha sonrası valilik tarafından Aysel Sabuncu Yaşam Merkezi’nde yerleştirildi.

‘İSTEDİKLERİ PARAYI, 7 BİN 500 TL EMEKLİ MAAŞI İLE ÖDEYEMEYİZ’

18 Ağustos’ta kaldıkları merkezin müdürü tarafından tahliye edileceklerini öğrendiklerini aktaran Pişkin, süreç ile ilgili şunları söyledi:

“Gidecek yerimiz olmadığı için çıkmadık. Daha sonrasında para ödememiz karşılığında kalabileceğimizi söylediler. Günlük 260 lira ücret istiyorlar. Aylık 7 bin 800 lira yapıyor. 7 bin 500 lira emekli maaşı olan birisi bunu nasıl ödesin? Ancak bizim o paraları verebileceğimiz durumumuz yok.”

‘YEMEKLERİ DE KESTİLER’

Merkezde toplamda 36 kişinin kaldığını ancak tahliye kararının ardından 20 kişinin ayrılmak zorunda kaldığını ifade eden Pişkin, “Önceden sabah kahvaltısı veriyorlardı onu kestiler. Öğle yemeği verip akşam da aynısından alabilirsiniz dediler. Onu da kestiler” dedi.