VURGUN DÜZENİ
Selim GÜRSELGİL
Yağmacılık bitti, şimdi de vurgunculuk başladı. Yağmacılar yakalandıklarında cezalandırılmışlardı; onların yüzünden bir sürü masum insan da cezalanmıştı. Ama vurguncular, öyle görünüyor ki, büyük kısmıyla cezasız kalacak. Çünkü olağanüstü dönem bitti, olağan döneme geçildi; ve olağan dönemde de bu düzen içinde kötülük serbesttir, mahkûm olan iyiliktir.
Utanç verici şeyler yaşanıyor. Depremzedeyi görenler, satacakları ne varsa fiatını 10 misline kadar çıkarıyorlar. Nasılsa satın almaya mecbur diyorlar. Onun elinde ne varsa fiatını 10 misline kadar düşürüyorlar. Nasılsa satmaya mecbur diyorlar. Belki yeryüzünde hiçbir milletin yapmayacağı kötülüklere tevessül ediyorlar. Nasıl olsa cezasız kalacaklar.
Öyle ya, vurgunculuk bu düzenin karakteri zaten. Tepedekiler arasında da, aşağıdakiler arasında da çok revaçta. Vurguncu iştihasıyla çalışan kurumlar var. Zaten bu felâketin büyük ölçüde müsebbibi de onlar değil mi?
Şimdi diyeceksiniz bunu da nereden çıkarıyorsun? Bakın nereden: Bir bina nasıl dikilir? Müteaahhit-denetim şirketi-belediye üçgeninin faaliyetiyle… Dahasına bakmayalım; bu üçgen tarafından yapılır evlerimiz. Peki ama söyleyin bana, üçgenin üç ayağı da vurgun kafasıyla çalışmadı mı bugüne kadar? Nelerin nasıl yapıldığını herkes biliyor. O partinin belediyesinde de, bu partinin belediyesinde de… Çünkü düzenin çarkları böyle işliyor. Oraya gelen ister istemez oranın rengini alıyor. Belki çok çok az istisnası vardır: Ama sonuç ortada!
Benim 90’larda yakından tanıdığım biri vardı. Çok idealist, çok ahlâklı -görünen- biriydi. Bir beldeye belediye başkanı oldu, bir anda Karun’la aşık atacak hâle geldi. Bir gün gittim yanına, nasıl oluyor bu işler diye. Nasıl olacak, hep inşaat işleri. Her işten sakal. Vurgun. Benim oyumla beni vuruyor. Ve hiçbir zaman, cezayı bırak, kimse sormuyor bile. Hatta herkes de biliyor. Organize vurgun. Sistematik vurgun. Belediyecilik!
Şimdi o binadan hayır gelir mi? Gidip bakmıyor ki oraya adam. Alelusul bakıyor. Sakalını sıvazlıyor.
Tabiî vurgun sırf bu değil. Vurguncular sadece belediyeye sızmıyor, partilere de sızıyor. Giriyor şehrinin en büyük partisine, orada üç-beş koklatıyor, öbür tarafta her türlü vurgunu yapmasına göz yumuluyor.
Buyurun, örnekler ortada. Adam şehrin en havalı yapısını yapmış. Ne betonu beton, ne demiri demir; iddialara göre bir sürü yeri de düpedüz kaçak. Ama kim cesaret edebilir gidip denetlemeye? Kimse edemez. Çünkü adam şehrin en güçlü partisinin çatısı altında. Onun enkâzı altında da 60 kişi. Yarıya yakını ergenliğe yeni girmiş çocuk. Bu tabloya rağmen kim hesap sorabilecek? Kimse soramaz. Çünkü düzen vurgun düzeni ve vurgunculuk suç olarak görülmüyor. O partisi de böyle bu partisi de; herkes hepsini biliyor, kimse masal anlatmasın.
Millete yazık!
16 Şubat 2023