MUSK’IN TELEGRAM ŞİRKETİ NEURALİNK ve TELEPATİ

Yavuz Selim DOĞUŞ

Telegram; maruz kalanın bizzat keşfettiği, isimlendirdiği, faş ettiği işkence… Bu elektro-manyetik işkencenin Kumandan Salih Mirzabeyoğlu üzerindeki tesiri takriben 2000 yılında başlıyor ve tâ ki 2018 yılında şehadetine sebep oluncaya değin aralıksız olarak devam ediyor. Bu tarihlerin altını şunun için çiziyoruz ki; çektiği işkencenin yanı sıra, böylesi bir teknolojinin izâhı ve muhataplarınca anlaşılması gibi çetin bir işin Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’na verdiği ezâyı hayal edebilelim. Hoş, çeyrek asır evvel cezaevi şartlarında imkânsızlıkları aşarak kitaplık çapta izâh edilen bu mevzu bugün dahi teknolojiden bîhaber insanlar için bir muammadır.

Nöroloji, genetik, tıb, biyomühendislik, elektrik-elektronik, bilgisayar ve yazılım alanlarındaki gelişmeler üzerinden rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz bu teknoloji artık kendini o derece açığa vurdu ki neredeyse son kullanıcı seviyesine indi. Bugün dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın kurduğu Neuralink bu teknolojiyi resmiyette 5 milyar dolar bütçe ile yönetiyor. Medyanın tüm imkânları ile tanıtıyor ve hatta resmî internet sitesinden gönüllü denekler topluyor. Tabiî Elon Musk bu teknolojiyi “Telegram” adıyla değil “Telepati” adıyla anıyor.

Sahibi olduğu Twitter (X) üzerinden 30 Ocak 2024’te yaptığı açıklamada Telepati’yi duyurarak, bu teknolojinin telefon ve bilgisayar gibi aletleri düşünce ile yönetmeye yarayacağını ifade ediyor. Ayrıca Stephen Hawking’in hızlı bir sekreterden ve müzayedeciden daha hızlı iletişim kurduğu bir hedef vaat ediyor.

Bu açıklama, Kumandan’ın Telegramcılar hakkında “Onlar benimle, sizin telefonla konuşmanızdan daha iyi iletişim kuruyor” minvalindeki sözünü akla getiriyor.

Dünyayı, George Orwell’ın “1984” distopyasına doğru sürüklerken bu tipler elbette ki yaptıklarını her zaman “yüce bir amaç uğruna” yaptıklarını söylemelidirler. Tabiî ki, bu teknoloji ile parkinson ve şizofreni hastalarını tedavi edecek, körleri iyileştirecek, uzvu eksik olanlara yeni imkânlar (!) sağlayacaklar. Neuralink’in edindiği misyon, sitelerinde (https://neuralink.com/) belirttikleri üzere yapay zekâ ile geliştirilmiş insan beynine bir arayüz eklemek. Yani bir nevi Cyborg’u idealleştiren bir kafa…

Saç kılından 4 kat ince sicimlerle beyne entegre edilecek bu implant ile beyni bilgisayar kontrolüne ve bilgisayarı beyin kontrolüne veren bu sistem, art niyet ile kullanılırsa neler doğurabilir? Kumandan’ın yaşadıkları toplumsal boyutta kendini gösteremez mi?!. Farz edelim ki tüm bu çalışmalar söylenildiği gibi iyi niyetten başka hiçbir şey barındırmasın, en güçlü sistemlerin dahi hacklendiği bir dünyada insan beyninin güvenliği nasıl sağlanabilir?

Tüm bu sorular bir köşede beklerken geçtiğimiz günlerde 30 Ocak 2024 tarihinde Elon Musk bir müjde (!) verdi. İmplant, bir insan deneğe ilk defa takılmış ve sonuçların umut verici olduğunu söylüyor.

İkinci Dünya Savaşı boyunca insanlar üzerinde yapılan şeytanî ve alçakça deneylerin uzun yıllar sonra ortaya çıkışı ve halk tabakasına aksedişi gibi, Telegram şeytanî teknolojisinin de son kullanıcı seviyesine varışının ayak sesleri 2016 yılında Neuralink ile gelmeye başlamıştı. Sırasıyla maymun ve domuzlar üzerinde yapılan resmî deneyler tüm soruşturmalara rağmen resmî insanlı deneyler seviyesine ulaştı.

(https://tr.euronews.com/2022/12/06/muskin-insan-beynine-cip-takmayi-hedefleyen-sirketi-neuralinke-hayvan-hakki-ihlali-sorustu)

Bunca yıl insanlar üzerinde alçakça bir saldırıyla yapılan bu deneyler, bugün normalleştirmenin getirdiği rahatlık ortamında kendine “gönüllü denekler” arayabiliyor. İdraklerin iğdiş edilmesi ile toplumun geldiği hazin son…

Bu şeytanî teknolojinin verdiği imkânlarla işkencenin sayısız şekline muhatap olan Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun sürdürmüş olduğu ruhçuluk-insanlık savaşını “psikolojisi bozulmuş”, “sorun dıştan değil içten” diye itibarsızlaştırmaya çalışanlarla onu anlamak için dinleyenler elbette bir olmayacaktır. Her geçen gün ve hâdise Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nu teyit ediyor.

Sevgilinin her sözüne hikmet gözüyle baktık

Başıboş yürüyene bin misliyle fark attık!

Şehadet sürecini başlatan beyin kanamasından yaklaşık bir ay önce ifade ettiği “Bana bir şey olursa bunu Telegram’dan bileceksiniz!” ihtarını hatırlatarak Kumandan’ın normal bir ölümle ölmediğini, şehid edildiğini yineleyelim!

Duyanlara selâm olsun!

One thought on “MUSK’IN TELEGRAM ŞİRKETİ NEURALİNK ve TELEPATİ

  1. Yıllardır yuzbinlerce insana yapmışlar sebep ideolojik kişisel intikam zarar vermek için bizlerede ses sinyal saldirilari yapılıyor yıllardır ses dalgası silahı lrad benzeri sistemle kulakları beyni dagitilirken kalp tansiyon sorunları oluşturuyorlar tam suikast silahı vahşice barbarca uygulanıyor düşünce oluşturma komut verme operasyonu yapıyorlar keyfi bir şekilde korkunç gizli bir örgüt bu tehditler küfürler ediyor canlarının istediği gibi zarar veriyorlar bu tip bir şey ancak barbar bir yonetimin olduğu ulkelerde barbar kurumlar yöneticiler ve barbar uygulayicilarin olduğu yerde oluyor tek kişi ve ailesi hedef alınıyor vericiler evi mahalleyi hedef wliyorlar tam 15 yıldır bize bu uygulanıyor maddi sağlık fiziki zarar verdiler kulaklar iltahapladi sinir hasarı oluştu sürekli düşünce bozucu sinyal ve telkin yapils 24 saat kesintisiz ve ceza verdiklerini söylüyorlar haydut çeteleri wncak hükümetler koruyor inkar Ediyor bunları bir işkence ve zulüm suikast aracı mağdurlara kimsede inanamiyor tek kişiyi hedef aldıklarında sadece o hissediyor kimyasallar ilaclards kullaniliyor bir yere gidiyorsunuz cayinizw kahvenize yemeginize bir şeyler atılıyor ve hoylece sinyali sesi sadece siz hissediyorsunuz korkunç bir insan hakları ihlali ve suç ancak bu suçu devlet işletiyor ve kurumlar şahıslar yani buras8 artık yasanmaz bir yer

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et