ALİ OSMAN ZOR, CNN INTERNATİONAL RÖPORTAJININ TAM METNİ

ALİ OSMAN ZOR, CNN INTERNATİONAL RÖPORTAJININ TAM METNİ

ADIMLAR Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ali Osman Zor’un, CNN International’a Verdiği Röportajın Tam Metni

CNN International: Bize kendinizi tanıtabilir misiniz?

Ali Osman ZOR: İsmim Ali Osman Zor. 46 yaşındayım. İBDA İdeolojisi’ne bağlıyım. İBDA Fikir Sistemi, İdeolojisi içerisinde faaliyetlerde bulunuyorum. İBDA, İslâm’ın tatbik edilme şeklidir. Ve bir ideolojidir İBDA. İslâm’dan anlaşılan şeyin sistem çapında, ideoloji çapında ortaya konulmuş şeklidir. Bunun Mütefekkiri de, ortaya koyanı da Salih Mirzabeyoğlu’dur. Salih Mirzabeyoğlu’nun şu ân 58 tâne kitabı var. 16 seneden beri cezaevindeydi Salih Mirzabeyoğlu. 16 senenin sonunda, geçen 22 Temmuz’da cezaevinden çıktı, tahliye oldu. “Yeniden yargılanma” kapsamı içerisinde. İnşallah Kasım ayında, bu Kasım ayının sonunda da Haliç Kongre Merkezi’nde bir konferansı olacak… Bizim kendi hayatımız hakkında, İbdacılığımız dışında söyleyebilecek pek bir şeyimiz yok. Bu faaliyetlerimizden dolayı 10 yıl cezaevinde yattım. 2 yıl yurtdışında sürgünde kaldım. Oraya gitmek zorunda kaldım. Zaten 46 yaşındaki bir insanın, o ömrü içerisinde 12 yılı, en verimli çağı öyle geçtiğine göre, demek ki, İbdacılık dışında bir faaliyetimiz yok bizim. Ayrıca İBDA hakkında şunu da söylemek gerekir: İBDA, Devrimci İslâm’ın ideolojisidir. Yani Allah Resûlü’nden bu güne kadar gelmiş bütün İslâm anlayışlarını da kendisinde toplamış bir ideolojidir. Bu açıdan bakıldığında da, bizim için İslâm’ın anlaşılmasının da yoludur İBDA. Yani İBDA anlaşılmadan İslâm’ın anlaşılabilmesi mümkün değildir.

CNN International: Türkiye hükümeti kendisini müslüman olarak nitelerken, niye sizi hapse atıyor?

Ali Osman Zor: Şimdi. Bizim hapse girmemiz, mevcut şu ânki AKP hükümetinden önceydi. Ama AKP hükümeti zamanında da, şu ânda da içeride, cezaevinde kendi gönüldaşlarımız, arkadaşlarımız hâlen yatıyorlar. Ki, 20 yılı buldu onların yatış süreci. Burada Türk hükümetinin, -AKP hükümetinin daha doğrusu!- kendisini ifâde ettiği “İslâmcılık”la, İBDA’nın tarif ettiği, ortaya koyduğu İslâmcılık arasında fark var. Bu farktan dolayı hâlen bizim arkadaşlarımız içeride yatıyor. AKP Hükümeti’nin İslâmcılığını uluslararası ilişkilerden, uluslararası güçlerin kapsama alanı dışında değerlendirmek mümkün değil. Dolayısıyla, o uluslararası güçlerin çıkarlarına hizmet eden “İslâmcılık” AKP hükümetinin İslâmcılığının içine girebilir. Uluslararası güçlerin, otomatik olarak da o güçlerin buradaki işbirlikçilerinin çıkarlarına aykırı İslâmcılık ise, hükümetin İslâmcılığı içerisinde değerlendirilemez. Hâliyle de İBDA, bu mânâda hiçbir çıkar grubunun, ne uluslararası, ne yerel hiçbir çıkar grubunun veya devletin veya uluslararası bir gücün etkisi altında değildir! Etkisi altında olmadığı gibi de ilk önce Türkiye, sonra da Türkiye’den başlayarak Dünya Çapında da bir Nizam teklifiyle, bir Düzen teklifiyle ortaya çıkmış bir harekettir. İBDA ile diğer İslâmcı hareketler veya Hükümetin İslâmcılığı arasındaki en önemli fark da budur zaten.

CNN International: Bugünün en önemli konusu tabiî ki Suriye’deki İç Savaş. Ve bu İç Savaşla beraber IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonlar. Derginizden ve yazılarınızdan anladığımız kadarıyla IŞİD’ı Sünni Özgürlük Savaşçıları olarak görüyorsunuz. Doğru mu anladık?

Ali Osman Zor: Şimdi, ilk önce IŞİD mevzuuna Suriye ile başlarsak, bu yanlış olur bir kere. Ki, onların kendilerini isimlendirmeleriyle IŞİD değil, İslâm Devleti. Israrla halâ Amerikan merkezli propaganda, ona IŞİD demeye devam ediyor. Ama onun ismi; İslâm Devleti. Ve bu hareket de Suriye kaynaklı değil, Irak kaynaklı. Dolayısıyla da burada öncelik Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’nin de birkaç sefer söylediği gibi; “öncelik, önem sırası aslında Suriye değil, Irak”. Buradan varmak istedğim nokta, IŞİD’ın Suriye’de çıkmış bir örgüt veya “birden bire mantar gibi yerden bitmiş bir örgüt olduğu”nun bir propaganda yalanı olması. Aslında IŞİD dediğimiz örgüt, 2003 yılından beri Amerikan işgaline karşı Irak’ta direnen insanların şu ândaki ismi. Ne dün çıktı IŞİD, ne birden bire yerden bitti. 2003’ten beri orada bir işgâl var ve Amerika da bu işgâle karşı direnen insanlarla muhatab. Bu direniş o gün devam ettiği gibi bugün de devam ediyor. IŞİD dediğimiz örgüt de zaten 2003’ten beri Irak’ta Amerikan İşgâline karşı direnen insanların, daha sonra, özellikle 2005 ve 2006 yıllarında Suriye tarafına geçmesiyle orada oluşturdukları bir yapı. Bunu göz ardı ederek bizim IŞİD’a verdiğimiz desteğin anlaşılabilmesi mümkün değil. Biz hem 2003 yılında ve ondan önce 91 yılında, Amerika’nın Irak’ı İşgâl etmesine karşı çıktık. Ve oradaki direnişe, Amerikan İşgâline karşı çıktığı için de destek verdik. Bugün verdiğimiz bu destek, o günlerden gelen desteğin devamıdır aslında. Yani, bugün ortaya çıkmış birşey değil. Adımlar Dergisi’nde gördünüz “IŞİD Sen Oradan, Biz Buradan!” mottosunu 91 yılında “Saddam Sen Oradan, Biz Buradan!” diye de kullanmıştık. Ve bugün IŞİD dediğimiz olgu veya onların tabiriyle Koalisyon Güçleri’nin şeytanlaştırmaya çalıştığı IŞİD, o bölgeye ait olup, o bölge insanının işgâle karşı, Amerika’nın başını çektiği Batılı İşgâle karşı direnen bir örgüttür. Burada sorulacak ilk soru da bizim açımızdan “IŞİD’a destek” değil, “Amerika’nın orada işi ne?” sorusudur. 91’den beri Amerika Irak’ta ne iş yapıyor, niye orada?!. Yoksa bölge huzur içerisindeydi. Amerika’nın ilk 91’de saldırısı, daha sonra 2003’teki saldırısıyla bölge bu hâle geldi. Dolayısıyla bölgenin bu hâle gelmesinin sorumlusu IŞİD veya başka bir örgüt değil, doğrudan doğruya Amerika’nın bölgedeki sömürgeci politikalarıdır… Bu noktada IŞİD’in Sünniliğine geldiğimizde ise, biz IŞİD’ı Sünni olduğu için desteklemiyoruz. Biz de Sünni bir hareketiz; bu ayrı. Ama biz IŞİD’ı Sünni olduğu için değil, oradaki işgâle direndiği için destekliyoruz. Aynı şekilde, İsrail işgâline karşı direnen Şiî Hizbullah’ı da biz destekliyoruz.

CNN International: Yine de IŞİD’in politikalarının önemli bir parçası, Alevilere ve Şiîlere karşı olan bir politika. Ve onları kâfir olarak gören ayrımcı bir politika izliyorlar.

Ali Osman Zor: Eğer böyle bir politika izliyorlarsa dahi, bu Amerikalıları ilgilendirmez. Çünkü bu, bölgenin dinamikleriyle alâkalı bir durumdur. IŞİD bugün o politikayı izliyorsa, 2003’ten beri Amerika ile işbirliği yapan oradaki Maliki Hükümeti’nin ve Irak’ın Kuzeyi’ndeki Peşmergelerin Sünni bölgesinde yaptıkları zulümleri, uygulamaları gözardı ederek: “IŞİD şu ân niye Şiîlerle savaşıyor?” demek. IŞİD şu ân Şiîlerle savaşmıyor. IŞİD Amerikan İşbirlikçileriyle savaşıyor!.. Yani biz bu kavramları illâ Batılıların istediği gibi kullanmak zorunda değiliz. Burada, zaten bizim insanımız üzerinde yapılan saldırı bu aslında, Türkiye ile alâkalı. Siz meseleyi böyle koyduğunuz zaman, sanki bölücü IŞİD’mış gibi oluyor. Hâlbuki  burada bölücü olan Amerika ve Koalisyon Güçleri. Yani bir terör örgütü varsa, burada bizim için Terör Örgütü Amerika’nın başını çektiği NATO’dur!.. Şöyle bir şey düşünebiliyor musunuz; meselâ, İngiltere ile İrlanda arasındaki problemden biz İrlandalıları tutarak, Türkiye’nin başını çektiği bir İslâm Koalisyonu kurup İngiltere’ye savaş açıyoruz. Veya Amerika ile Zenciler arasındaki problemi gözünüzün önüne getirin; Zencileri tutarak, biz Orta Doğu ülkeleri, Türkiye’nin liderliğinde toplanarak, bir koalisyon gücü oluşturarak, New York’u bombalamaya başlıyoruz. Bir Batılı nasıl ki böyle bir şeyi düşünemiyorsa… Peki, düşünemediği şeyi normal ve haklıymış gibi burada nasıl söyleyebiliyor? Nasıl bizim kabul etmemizi bekliyor bunu?.. 11 Eylül olduğu zaman Fransız Gazeteleri manşet atmıştı, “Hepimiz Amerikalıyız!” diye. Değil mi? Bildiğiniz üzere Fransa ile Amerika mezhebî olarak da birbirlerine çok yakın değildir; dinî olarak. Ve Avrupa’da dinin en zayıf olduğu yer de Fransa’dır. Ama işte o Hristiyan Birliği içerisinde çok rahat Fransız Gazeteleri “Hepimiz Amerikalıyız!” diyerek 11 Eylül’e karşı durmuşlardı. Batı kendi içerisinde bu birliktelikleri gayet rahat kurarken, Doğu’da, meselâ biz “IŞİD Sen Oradan, Biz Buradan!” veya “Hepimiz Arabız!” dediğimizde ise “terör örgütünü destekliyor” oluyoruz. Hâlbuki, bu da İslâm Birliği içerisinde, İslâm Milletinin bütünlüğü içerisinde bizim kendi dayanışmamızdır! Dolayısıyla, IŞİD’ın veya bu topraklardaki başka bir örgütün bizimle arasındaki ideolojik farklılık; o bizi ilgilendirir. Bu “ayrılık”, Batılı Güçlere müdahale hakkını vermez!

CNN International: Biz son bir kaç gündür, PYD’ye, YPG’ye, PKK’ya katılan ve onlarla beraber savaşan Türklerle konuşuyoruz. Ve neden onlarla beraber savaşıyor olduklarını bize anlatıyorlar. Bize şunu açıklayabilir misiniz acaba; Türkler neden IŞİD’a katılır veya neden onlarla beraber savaşmaya gider?

Ali Osman Zor: PYD’ye, PKK’ya katılım olduğu zaman bu çok sempatik karşılanıyor, anladığım kadarıyla Batı medyası tarafından. Ama IŞİD veya IŞİD gibi örgütlere katılım olduğu zaman, bunlar hemen “Yabancı Teröristler”, “Yabancı Savaşçılar” filân diye damgalanıyor. Bir kere bu çifte standardı hemen ayırmak lâzım. Diğer taraftan “Türkler, İslâmcı örgütlere niçin katılır, niçin destekler?” sorusundan ziyâde, “bazı Türkler niçin desteklemez?”, diye sormak daha doğru bir sorudur. Çünkü, Türkiye’nin tarihsel sürecie baktığınız zaman, Türkiye, İslâm dünyasındaki son İslâm Devletidir. Kastettiğim de Osmanlı Devleti. Osmanlı 1. Dünya Savaşı’nda Batılı Güçler tarafından  parçalanıp bölündükten sonra, zaten İslâm Dünyası başsız kaldı. Bugünkü sorunların kaynağı da bu. Dolayısıyla Türkiye’de yaşayan müslümanların hafızasında Batı karşıtlığı aslında çok köklüdür. Ve IŞİD gibi Batı karşıtı hareketler ortaya çıktığında ise, Türkiye’deki Müslümanların hafızalarındaki bu Batı karşıtlığı birdenbire açığa çıkıyor, açığa çıkmaya başladı. Dolayısıyla bu katılımlar, Batı karşıtı bir ruh hâlinin dışavurumudur. Zannedersem, Amerika başta olmak üzere Batılı ülkeleri tedirgin eden durum da bu.

CNN International: Peki o zaman sizce Türk toplumunda IŞİD’e sempati duyan büyük bir kitle var mı?

Ali Osman Zor: Kesinlikle var! Yalnız, bu sempatiyi şöyle değerlendirirseniz yanılırsınız; IŞİD’in ideolojisine değil duyulan sempati. Az önce izah etmeye çalıştığım gibi, Batı karşıtlığı noktasında bir sempati var. Ve bu sempati de, daha da açığa çıkmış değil. En son PKK’nın şehirlerde yapmaya çalıştığı eylemlere karşı ortaya çıkan reaksiyon da aslında, o sempati sınıfından olarak  değerlendirilebilir. Çünkü, o reaksiyonu tetikleyen husus oradaki Irak Direnişi’nin (Suriye’de de olsa, bunun ismi bizim için Irak Direnişi’dir!) Batıya karşı koyduğu tavırdır. Ve bu tavır ilk defâ konulmuyor. Az önce izah etmeye çalıştım; bizim, Türk Milleti’nin hafızasında bu diridir! Kökleşmiştir bu Batı karşıtlığı. Bugün bu görüntü olarak anlaşılmayabilir ama, tahmin ediyorum ki, özellikle Amerika, Türkiye’de bunun hangi boyutta olduğunu merak ediyor.

CNN International: Son haftalarda Türkiye’nin içinde ciddi çatışmalar oldu. Ve otuzdan fazla insan hayatını kaybetti. Ve bunun da sebebi Kobani ile ilgili anlaşamamaktı, anladığımız kadarıyla. Bu çatışmaların, bu gerilimlerin büyümesinden korkuyor musunuz?

Ali Osman Zor: Korkmuyorum! Şu açıdan korkmuyorum: Çatışmaları başlatanlar, bugün ister Ayn-el Arab’da olsun, ister Irak’ın Kuzeyi’nde olsun Amerikan piyadesi gibi davranmaya çalışan unsurlar. Bu unsurlar, Arab Müslüman ile Türk Müsüman’ın, yani Arab ile Türk’ün arasına çekilmek istenen Siyonist Duvar‘a da şu ân hizmet ediyorlar. “Siyonist Duvar”dan kastım orada Amerikan bayrağı altında kurulmak istenen Kürt Devleti’dir. Dolayısıyla hem Arab tarafında ve hem de Türk tarafında da buna karşı çıkan çok güçlü bir damar var. IŞİD’ı dünya kamuoyuna İslâm üzerinden tanıtırken Amerika orada bir hinlik yapıyor; IŞİD’ın milli bir örgüt olduğunu, o bölgenin milli örgütlerinden kurulmuş bir yapı olduğunu gizliyor. Çünkü bu açığa çıktığı zaman, bugün ister Ayn-el Arab (Kobani) bağlamında, ister Irak’ın Kuzeyi bağlamında olsun, o topraklar, Arab bütünlüğü içerisinde olan topraklardır. Bugün IŞİD, o toprakları, tekrar 2003’ten itibaren ayrılan bu toprakları kendi bütünlüğü içerisine almaya çalıştığından dolayı sorun çıktı. Musul’u almaya çalıştığından dolayı değil. Türk Milleti de aynı düşünce içerisinde. Dolayısıyla, bahsettiğiniz bu son iki günlük çatışmalar aslında Etnik Milliyetçi, Etnik Kürtçü kanadın bugüne kadar yaptığı tehditlerin bir neticesiydi. “İç Savaş çıkar!”, “şu olur!”, “bu olur!”. Kimin adına? Amerika adına, Batı adına! Bugün, gelinen noktada onlar da gördüler ki savaş çıkarsa, o şekilde bir savaş çıkarsa, Amerika’nın işbirlikçisi olarak başta onlar zarar görecek; onların zarar görmesi de bölgedeki Amerikan politikalarının zarar görmesi mânâsına gelecek. Dolayısıyla ben bundan korkmuyorum. Ben ve benim gibi düşünen hiç kimse de bu tür tehditlerden korkmaz!

CNN International: IŞİD’e katıldığını bildiğiniz insanlar var mı?

Ali Osman Zor: Adres de soracak mısınız?

CNN International: Hayır, hayır!.. Biz dün YPG ve PKK ile beraber savaşan Nejat Ağırnaslı’nın anmasına gittik. Dolayısıyla kimin oraya katıldığını görebiliyoruz. Ama aynı şekilde IŞİD’e katılan insanları göremiyoruz doğrusu.

Ali Osman Zor: Göremiyorsunuz ama, Amerika’nın propagandası da hep IŞİD’e katılan “yabancı” savaşçılar üzerinden yapılıyor. Demek ki IŞİD’e katılan, Amerikan karşıtı direnişe katılan epey bir insan var. Fakat şimdi, Amerika burada “IŞİD şeytanlaştırması” üzerinden, IŞİD’ı “ortak düşman” olarak ortaya koyup, bütün unsurları onun karşısında birleştirmeye çalışıyor. Hem Türkiye’de, hem bölgede. Dolayısıyla bu propaganda altında “IŞİD ben katıldım”, “şöyle oldu”, “orada şehid olan şu”, “oradan gelen filânca insan” diye insanlar söylemezler. Bunun sebebi, söylediğim gibi Amerika’nın IŞİD’i “ortak düşman” olarak görmesi. Zaten sorun da burada. Aslında şöyle cevap vermem lazımdı size; “IŞİD’a katılanları tanıyor musunuz?”: Hayır IŞİD’a katılanları pek tanımıyorum ama, Amerika’nın Piyadesi olmak için bayrak açanları, silah kullananları tanıyorum! Bunların kim olduklarını merak ediyorsanız Ayn-el Arab’da PYD’nin saflarına giderek görebilirsiniz. Yani bugün Amerikan piyadesi olmak, NATO’nun askeri olmak; Yasadışı Terör Örgütü NATO’nun askeri olmak serbest! Onun için de bunları rahatça bulabilirsiniz her tarafta. Fakat IŞİD’a katılmak, “istihbari bir faliyet”in konusu oluyor, artık gazeteciliği aşıyor o. Neticede Amerika’ya karşı o saflarda mücadele eden insanlar da bunun şuurunda olduklarından dolayı, kimse davulla zurnayla “ben IŞİD’e katıldım!”, “ben gittim!” falân demez! Biz de sizin gibi, herkes gibi, internetten, onların yayınladıkları videolardan takib ediyoruz.

CNN International: Sizce IŞİD’in kullandığı metodlar kabul edilebilir mi?

Ali Osman Zor: Edilir! Amerika’nın kullandığı metodlar kabul edilemez bizim için. IŞİD bir adamı nasıl öldürdüğünü gösterdiğinden dolayı IŞİD üzerinden “şeytanlaştırma” operasyonu yapılırken, Amerika’nın bir mahalleyi yok edecek Tomahawk füzesiyle yaptığı iş, sadece insanlar görmüyor diye, IŞİD’dan daha mı iyi sayılıyor? O Tomahawk füzeleri altında insanların nasıl katledildiğini biliyor musunuz? İnsanın bir zerresi dahi kalmıyor; yanıyor! Bu şeyden sorarsanız; ben yaparım veya yapmam, tasdik ederim yada etmem, o ayrı. Ama hiç olmazsa IŞİD’den cenazenizi alabiliyorsunuz. Bir de, IŞİD’ın savaş içerisinde öldürdüğü adam sayısıyla 91 ve 2003’ten beri Amerika’nın bölgede öldürdüğü adam sayısının hesabını tutan var mı? Bugün en iyimser rakamlar 1 milyon ile 3 milyon arasında gidiyor. Ebu Gureyb Cezaevi’nde yapılanları kimse unutmadı. Ve IŞİD dediğiniz örgütler bu katliamların üzerine çıkan örgütlerdir. Yani bugün, sanki IŞİD durup dururken çıkmış da, insanları katlediyormuş gibi bir hava estirilmek isteniyor Amerikan kaynaklı. Hayır, Türkler bunu yemiyor, amiyâne tabirle onu söyleyeyim ben size. Yani Türkler; hem müslümanlar, hem milliyetçiler, hem de antiemperyalist unsurlar artık bizim bölgemizde ne olup bittiğini biliyorlar.

CNN International: Biraz geriye aldığımızda bütün konteksti anlıyorum. Amerikan emperyalizmine karşı duruşu anlıyorum. Ama Amerika, IŞİD’i Ağustos’tan itibaren bombalamaya başladı. Ve IŞİD organize olurken ve insanlar onlara katılırken senelerdir bir şekilde var. Ve başında Nuri El Maliki ve Beşşar Esad’a karşı organize oluyorlardı. Ve Beşşar Esad aslında orada Amerika’nın bir kuklası değil. Ve IŞİD propagandalarını dinlediğimizde de Sünnîleri Şiîlerden koruduğu üzerine sözler sarfediliyor. Dolayısıyla Suriye’de Beşşar Esad’a bağlıyor böylece.

Ali Osman Zor: Neticede Beşşar Esad’ın gitmesini isteyen de Amerika idi. Ama orada bir sorun çıktı. Yani Batı merkez alındığından dolayı, o kültüre mensub insanların açıklamalarına çoğu zaman hayretle yaklaşıyoruz. Çünkü kurguladıkları mantık, hep kendi merkezlerindenmiş gibi zannediyorlar. Ama hiçbir zaman bir doğulu tarafından, Doğu’dan bir kurgulama olabileceği, oradan bir mantık çıkabileceği ihtimâlini vermiyorlar. Bu cümleden olarak IŞİD, evet, “Beşşar Esad’a karşı savaşıyordu”; Beşşar Esad’a karşı savaşan IŞİD değildi. IŞİD Suriye ile Irak sınırındaydı aslında, Nusra’ydı savaşan. Ama bu süre içerisinde, özellikle 2 senelik bu süre içerisinde IŞİD’in bugünkü hâlini bilmeden, Amerika, “Beşşar Esad’ı deviriyorum” diye orada Türk hükümeti, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, hani o “Suriye’nin Dostları” grubuyla beraber, Türkiye ve Katar’ın başını çektiği dostlar, Beşşar Esad yıkılsın diye Amerika ile birlikte ha bire yardım ediyorlardı. Şimdi bu yardım içerisinde IŞİD dediğimiz yapı hem Amerika’yı kandırmış, hem Katar’ı kandırmış; bütün o gönderilen yardımları da aldı. Bu anlaşıldığı ân zaten, Amerika’nın baskısıyla Türkiye’de Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD, iki sene sonra terör örgütü sayıldı. Ama meselâ, ÖSO, Özgür Suriye Ordusu denilen o Liberal Çapulcu örgüt, terör örgütü sayılmıyor. Şimdi burada bu mantığı IŞİD kurmuş, Amerika’yı da Türkiye’yi de ayakta uyutmuş, aldıkları bu yardımları da kullanarak Haziran ayı başında Musul’u fethetti. Ve IŞİD’in çapı, Amerika tarafından Musul’u fethettiği zaman anlaşıldı aslına. Yani burada şunu kabul edecek Amerikalılar: IŞİD diye Doğulu, Arap bir yapı, hani o küçümsedikleri Araplar, 2 sene boyunca orada bir operasyon yaptılar Amerika’yı da kandırdılar, buradaki hükümetleri de kandırdılar. Ondan sonra da geldikleri yere, çünkü bunlar Musul’dan geldiler, geldikleri yere tekrar dönerek, işgâl altında, Amerika ile işbirliği yapmış hükümete karşı Musul’u aldılar geriye. Ondan sonra da Irak’ın içinde bugün Bağdat’a 15 kilometre mesafedeler… Biliyorum, Amerikan yönetimine çok zor geliyor bunu kabul etmek de; IŞİD, yahut bugün Irak’ta Bağdat’ı almak üzere olan yapı, Saddam Hüseyin’in yapısıdır. Amerikalılar bunu kabul etmek istemese de, onların üzerine kabus gibi çökse de bu hakikat; 2003 yılından beri o “Saddam’ın ordusu buhar oldu”, “Saddam’ın ordusu nereye gitti?” diye Irak çöllerinde aradıkları ordu, bugün savaşan ordu. Bunun ismi de “Cumhuriyet Muhafızları”ydı. Ve bugün IŞİD’in -ki, siz de gayet iyi biliyorsunuz- lider kadrosuna baktığınızda oradan da anlaşılacaktır ki, bunlar eski BAAS yönetiminin ya subayları ya bürokratları. Dolayısıyla Amerika’nın şu ânki paniği 2003 işgâli bitmedi, zafer kazanamadı. IŞİD şu ân onu onlara gösteriyor… Bir de şu “Sünnî Örgüt” şeyini anlayamıyorum ben. 2003 işgâli olmuş Irak’ta, ıraklı Şiî Arablar Amerika ile işbirliği yapmışlar, Kürtler Amerika ile işbirliği yapmışlar. Bu işgâlin neticesinde de bir merkezî hükümet kurulmuş Bağdat’ta. Bir de Irak’ın Kuzeyi’nde de bir “Özerk Kürt Yönetimi” denilen bir işbirlikçi yapı kurulmuş. Bu yapı da uygulamalarıyla 2004-2005’ten beri, bölgedeki Sünnî Araplara yapmadıklarını bırakmamış. Şimdi, siz ne bekliyordunuz? Zaten ezilen Sünnî Araplar. Saddam Hüseyin’in de Sünnî olduğunu bu arada ifâde etmek lâzım. Ama Saddam Hüseyin zamanında bir mezhebçilik filân yapılmamıştı. Fakat Malikî döneminin mezhepçi politikaları neticede böyle bir hareket tarzını çıkardı meydana. Bu açıdan bakıldığında, siz IŞİD’dan, bu Sünni kavramı içerisinde Ebu Gureyblerin intikamını, Bağdat’ın intikamını, Felluce’nin intikamını, hatta Basra’nın intikamını, Tıkrit’in intikamını, bunları göreceksiniz!

CNN International: Biz araştırmalarımız sonucunda… İstanbul Üniversitesi’ndeki solcu ve İslâmcı öğrenciler arasında gibi görünüyordu. Bu birden fazla oldu. Sizce böyle çatışmalar daha çok görecek miyiz? O solcu çocukların hiç biri de “Amerika’nın kuklası” denmesini kabul etmezler herhâlde.

Ali Osman Zor: Kesinlikle!

CNN International: Çünkü onlar da emeryalizme karşı savaşıyor.

Ali Osman Zor: Dolayısıyla burada problem başka. Buradaki problem Emperyalizme karşı bölgede ilk defa bu kadar güçlü İslâm temelli bir hareket çıktı. Hâliyle de sol tandanslı antiemperyalist olarak mücadele yürüten insanların da bu hareketin İslâm temelli olmasından dolayı kafası karışıyor. Şimdi o açıdan baktığınızda Türkiye’ye bölgedeki gelişmelerin etkisi gerçekten çok güçlü. Çünkü Türkiye’deki herkes politik durumunu ve tutumunu ve tavrını gözden geçiriyor. Bugün üniversitede olan Sol görüşlü öğrenciler ile İslâmcı öğrencilerin Ayn-el Arab üzerinden çatışmaları sizi yanıltmamalı. Çünkü bu süreç devam edip, kafa karışıklıkları yerli yerine oturduktan sonra, o çatışan öğrenciler elele kolkola İncirlik Üssü’nü de basabilirler!

CNN International: PKK mensubu bir çok insanla röportaj yaptım, onlar da Amerika’dan nefret ediyor?

Ali Osman Zor: Evet.

CNN International: Ama aynı şekilde İslâm’ı “gericilik” olarak tanımlayarak, bu düşüncelerden de nefret ediyorlar. Burada acaba seküler İslâmî bir tartışa var mı?

Ali Osman Zor: Bu bizim açımızdan geçmiş dönemlerde yapılan sahte bir çatışma aslında. Bugün biz meseleye siyasi olarak baktığımıza, incelediğimize göre, olaya yine emperyalizm açısından bakmamız icab ediyor. Batı çıkarlarına uygun hareket eden ve etmeyen ayırımı burada önemlidir. Çünkü biz işgâl altındayız; bizim topraklarımız işgâl altında. İşgâlcinin de kimliği belli: Amerika’nın başını çektiği Batı Gücü! Bu işgâle direnenler de belli. Ama, sorun şurada çıkıyor ve bu derinleşerek devam edecek; İşgâle karşı İslâm temelli bir direniş var. Bugüne kadar antiemperyalist olduğunu iddia edip de, -sizin de söylediğiniz gibi- diğer taraftan da İslâm’ı gericilik olarak kabul edenler, artık bu mantıklarını, bu bakış açılarını, bu duruşlarını gözden geçirmek zorundalar. Birincisi bu; çünkü zorlandıkları nokta o. İkincisi ise, iş dönüp dolaşıp hayat tarzına dayanır; sizin antiemperyalistliğiniz ile Batı hayat tarzını isteyip istememe arasındaki ilişki nedir? Bir taraftan antiemperyalist olacaksınız, bir taraftan da Amerikan hayat tarzını da isteyeceksiniz burada. Ne demek istediğimi anladınız değil mi?

CNN International: Evet.

Ali Osman Zor: Dolayısıyla sorun bu! Ve Türkiye’deki kriz çok derin. Yani burası önemli aslında, buraya çok dikkat edin. Biz, İslâm’a nisbetle, kendi ideolojimize göre bir Tarih Muhasebesi yaptığımızda , öncesi de var ama, 90 ve 99 yıllarından beri Türkiye’de bir İslâm Devrimi bekleniyor. Bunun şartları var. Bugün yaşadığımız süreç, bu şartların açığa çıkması. Çünkü 2002’den beri gelen İslâmcı hükümet, bu İslâm Devrimi’nin önünü kesti; yumuşattı bunu. Uluslararası Sistemle işbirliği yaparak bunun önünü kesti.

CNN International: Sizce IŞİD gibi bir grup Türkiye içinde iyi olabilir miydi?

Ali Osman Zor: Şimdi IŞİD’ın çıktığı sosyal, siyasî, coğrafî, tarihî, dinî şartlarla Türkiye’nin şartları farklı. Zaten işin doğrusu, Türkiye’nin şatlarında çıkabilecek bir örgüt, IŞİD gibi olmaz. Daha bütüncül bir anlayışa sahip, İslâm’ı daha farklı anlayan bir örgüt olur. Ama kesin olan şu ki, Türkiye’de, Amerika ve diğer Batılı güçler, böyle bir hareketin büyümesini, çıkmasını istemiyorlar. Çünkü, Türkiye’yi kaybedecek bir büyük güç, Türkiye’yi kaybettiği zaman, bölgedeki hiçbir politikası geçerli olamaz onun. Hâliyle de Türkiye’de böyle bir savaşı istemiyorlar! Ama işte üniversitelerde, sokaklarda açığa çıktı ki, Türkiye’de birikmiş bir enerji var. Bu enerjiyi de bir şekilde, bir yere kanalize etmeleri lazım. Bugün görünen o ki Suriye, Irak vesilesiyle o tarafa kanalize etmek istiyorlar. Çünkü Türkiye’de bir savaş istemiyorlar. Eğer Türkiye’de bir savaş olursa, IŞİD şeklinde bir savaş olursa; 60 yıldan beri Amerikan emperyalizmi, Amerikan politikaları Türkiye’ye kazık çakmış durumda ve her taraf hedef hâlinde. Elçilikleri, üsleri, yaşam tarzları ve saire ve saire. Dolayısıyla Emperyalizmin Türkiye’de bu savaşı kazanabilme şansı yok! Ve Türkiye birden elden gidecek. Bugün gidin Ayn-el Arab’a, ne Amerikan hedefi var orada? Veya Irak’da açık Amerikan hedefi kalmadı.

CNN International: Eklemek istediğiniz, bilmemizi istediğiniz birşey var mı?

Ali Osman Zor: Bizim açımızdan bu Türkiye’nin sancısıdır! IŞİD da Türkiye’nin sancısıdır, bölgede gelişen diğer olaylar da. Çünkü bu olaylar Türkiye’yi Tarihî misyonunu üstlenmeye zorluyor! Türkiye’nin Tarihi Misyonu da bu coğrafyanın liderliğidir! Bugüne kadar uluslararası güçlerle işbirliği içerisinde olan Türkiye, bu liderlikten hep kaçtı. Ama artık bugünkü gelişmeler onu kaçamayacak duruma getirdi. Hükümetin bugün yaşadığı kriz ve yaşadığı zorlukların sebebi de bu zaten.

CNN International: AKP ne yapmalı bugün sizce? Kobani, Ayn-elArab konusunda?

Ali Osman Zor: Şu ân AKP ne yapacağını bilmiyor. Çünkü dünyada, -sadece Türkiye’de değil-, bütün dünyada bir ideoloji ihtiyacı olduğu kesin. Bunu Amerikalı da hissediyor, Avrupalı da hissediyor, Türkiye de hissediyor, Arab da hissediyor. Bugün ideoloji ihtiyacından, o ihtiyacı yerine getiremediğinden dolayı Hükümet birşey yapamıyor. Yoksa biz “Türkiye Tarihî Misyonunu icrâ etmeli” dediğimizden itibaren, Tarihî misyonu bellidir Türkiye’nin. Türkiye, Batı saldırganlığına karşı, bütün İslâm coğrafyasında o saldırganlığın önünde duran bir setti. Ben şunu açıkça söyleyebilirim; Türkiye’de bir devrim olmak üzere. Bir Düzen değişikliği. Bütün gizlenmeye çalışılan, örtülmeye çalışılan, geciktirilmeye çalışılan şey de bu zaten. O mânâda Irak, nasıl ki Amerika için Suriye’den daha öncelikli ise, Türkiye, hepsinden önceliklidir! Dolayısıyle Türkiye’de 2002 yılından beri, AKP hükümetiyle yumuşak bir geçiş öngördüler. Buna da “Ilımlı İslâm”  dediler. Ve “Model Ülke Türkiye” diye bütün orta doğuya pazarladılar. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında. Türkiye de bunun Eşbaşkanıydı. Bugün, bu politika iflâs etti. 2003’te Irak’la başlayan BOP Saldırısı, başladığı yere tekrar döndü. Başladığı yere tekrar döndü ama, başlangıç noktasında bulunan aktörlerin konumu değişti, yeri değişti, gücü değişti. Amerika da biliyor ki, havadan bombalamakla bu savaşı kazanamayacak. Yapmak istediği ise, Türk ile Kürt’ü birleştirip NATO bayrağı altında Arab’a karşı savaştırmak. Ama Türk Milleti buna direnecek! Çünkü Türkler, Batı’ya karşı olmanın yolunun Arablarla birleşerek aralarındaki  o Kanser Yapı’yı, Siyonist Duvar’ı kaldırmak olduğunu biliyorlar.

CNN International: Yani oradaki Kürtler, Siyonist olarak?

Ali Osman Zor: Tabiî ki! Ama Kürtler değil, Kürtçülükten bahsediyorum! Dikkat edin!.. Etnik Irkçılıktan, şövenizmden!..  Çünkü Kobani’ye, Ayn-el Arab’a saldıran IŞİD birliklerinin komutanı Kürt! Erbil’e saldıran IŞİD birliklerinin komutanı Kürt! Yani “Kürtçülük”, “Türkçülük” mevzuu değil bu! Bu toprakların tarihsel durumu, tarihî geçmişi var. Bu tarihî geçmiş içerisinde Türklerle Arabların birleşmesi sonucu, ancak bu işgâlin durdurulabileceği, bilinen bir gerçek. İlk önce İngiltere, daha sonra Amerika, 1. Dünya Savaşı’ndan beri bu birleşme sağlanmasın diye uğraşıyor. Ama bugün Arablar ve Türkler “bu plân tutmayacak” diyorlar. Yani Amerikan kontrolündeki ne bir Kürt Koridoru’nu  -Irak’ın Kuzeyi’nden başlayıp, Suriye’yi içine alan ve İsrail’in karşılığı olan bu Kürt Koridoru’nu- ne Arablar ve ne de Türkler kabul etmeyecekler. Çünkü, bu topraklarda hiç kimse bir ırka ihânet ederek devlet kuramaz. Kürtçü hareket devlet kurmak istiyorsa Arapları da yenmek zorunda, Türkleri de yenmek zorunda, hattâ ve hattâ Farsları da yenmek zorunda. Bugün Amerika ne 2003’teki Amerika ne 91’daki Amerika; ne İngiltere yüzyılın başındaki İngiltere.

CNN International: Yani Kürtlerin devleti olmasın?

Ali Osman Zor: Her ırk devlet kurmak zorunda değil. İşte İskoçya da kabul etmedi meselâ. Meselâ biz zorlamıyoruz “onların devleti olsun” diye. Gidip müdahale etmiyoruz oraya. Peki Amerika niye zorluyor “Kürtlerin devleti olsun” diye? Çünkü Kürtler, Arap-Fars-Türk bütünlüğü içerisinde, bu coğrafyada yaşayan bir ırk. O zaman Amerika’da Meksikalıların da devleti olsun, İspanyolların da devleti olsun. Herkesin devleti olsun.

CNN International: Peki El Bağdadi’yi halifeniz olarak kabul ediyor musunuz?

Ali Osman Zor: Bizim Halifemiz Salih Mirzabeyoğlu’dur! Biz Salih Mirzabeyoğlu’na bağlıyız. Salih Mirzbeyoğlu’na da biatlıyız!.. Bizim ilişkimiz, “bütün müslümanlar kardeştir” ve bu Allah’ın bir emridir. Bu kardeşlik hukuku içerisinde Bağdadî’yi tanımasam da kardeşimizdir, Afganistan’da Molla Ömer’i tanımasak da kardeşimizdir. Bu anlaşılmayacak bir şey değil. Demin misâlini verdim; Hıristiyan bütünlüğü içerisinde nasıl ki Fransız gazeteleri “Hepimiz Amerikalıyız!” diye 11 Eylül’de manşet atabiliyorsa, bir saldırı karşısında “kardeş” olduklarını hemen hatırlıyorlarsa, bu mânâda da Batı Saldırganlığı karşısında da Bağdat’la İstanbul’un bir farkı yoktur bizim için! Biz, İslâm Ümmeti içerisinde, İslâm Milleti içerisinde bizim anlayışımız Anadoluculuktur! Coğrafî olarak bu Anadolu’nun içerisinde Suriye de vardır, Irak da vardır, Suudî Arabistan da vardır; bütün İslâm Coğrafyası vardır! Bu Anadoluculuk anlayışı içerisinde de, Kürt de, Türk de, Arab da, Laz da, Çerkez de, Süryani de, hepsi yerli yerini bulur.

CNN International: Ama IŞİD’in istediği gibi olursa Ezidiler? Onlar hayatta olmayacak…

Ali Osman Zor: Yezidilere ne yapmış IŞİD?.. Amerikan Propagandasından başka Yezidiler hakkında biz birşey duymadık! Aynı propagandayı Telafer’de de yapmışlardı… Tabiî anladım ne demek istediğinizi. Sizin “doğru” olarak bildiğiniz bir şeyi, biz de öyle bilmek zorunda değiliz! Netice de burada üç milyon katledilmiş Iraklıdan bahsediyoruz biz. Batı, bunların muhasebesini, hesabını yapmadan, savaş içerisinde ölen hiçbir insanın hesabını sorma hakkına sahip değil! Bizim sorumuz çok basit: Amerika’nın burada ne işi var? İngiltere’nin burada ne işi var? Fransa’nın burada ne işi var? Bizim sorumuz çok basit! Bizim birbirimizi öldürmemiz sizi ilgilendirmez! Amerika’yı ilgilendirmez. Biz kendimiz hâllederiz.

CNN International: Haklı sorular. Mantıklı. Tarih zaten Amerika’nın Irak İşgâlinin çok yanlış olduğunu, bir felâket olduğunu gösterdi.

Ali Osman Zor: Ve dış politikadaki bu yanlışlık hâlen devam ediyor.

CNN International: Hükümetler hatâ yapmaya devam ediyor. Ama…

Ali Osman Zor: 2003 yılında Colin Powell’ın, Birleşmiş Milletler’de sunduğu o sahte raporlar, sahte fotoğraflar… Amerika ne zaman müdahale etti? Bu yasadışı; bakın Birleşmiş Milletler’den karar filân yok. Şu ân yasadışı olarak hem Suriye’yi bombalıyor, hem Irak’ı bombalıyor! Birleşmiş milletler üyesi olan, bağımsız, iki ülkeyi bombalıyor şu ân Amerika!

CNN International: Evet!

Ali Osman Zor: Suç işliyor zaten!  Ve ne zaman harekete geçti? Irak Milli Direnişi, Erbil’e yöneldiği zaman. Eğer onlar Erbil’e gitmeselerdi, sorun yoktu.

CNN International: 2012’den beri sürekli Suriye’ye giriyordum. Beşşar Esad’ın Katliamlarını…

Ali Osman Zor: Bahane ederek!

CNN International: Görmek ve göstermek için. Ve İstanbul’un, buraya Suriye’liler gelmeden önceki hâlini de hatırlıyorum.

Ali Osman Zor: Ben onu soracaksınız zannettim, atladık onu. “Ortadoğu’daki krizin Suriye’ye etkileri ne?” derken, benim Devrim Krizi dediğim şeydi o. Çünkü, sosyal, ekonomik ve siyasî etkileri var. Tabiî biz bunların hepsini “siyasî etki” başlığı altında topluyoruz. Yani bugün, Türkiye’nin demografik yapısı değişti.

CNN International: Şeyi tekrarlamanızı istiyoruz. Birkaç kere söylediğiniz, o çok güçlü olduğunu düşündüğüm bir cümle vardı: Biz kendi işimizi kendimiz hâllederiz.

Ali Osman Zor: Biz kendi işimizi kendimiz hâllederiz! Evimizin içine kimsenin karışmasını istemiyoruz. Çok basit bir soru: Amerika’nın burada ne işi var? Amerika’nın Irak’ta, Suriye’de işi ne? Onu ilgilendiren birşey yok. Biz kavga edeceksek de, kendimiz ederiz! Kimseyi ilgilendirmez!

CNN International: Anlattıklarınızı anladığımı düşünüyorum. Çok teşekkür ederim!..

 ADIMLAR

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: