HAMBURG MEYDAN MUHAREBESİ

HAMBURG MEYDAN MUHAREBESİ

Mâlum olduğu üzere G20 Zirvesi, sanayi’de güçlü ve gelişmekte olan 20 Ülke’nin Devlet ve Cumhurbaşkanları’nın Hamburg şehrinde bir araya gelmesiyle gerçekleşti.

Böylece bu ülkeler 12. defa buluşmuş oldular.

Her defasında, tam olarak ne anlaşıldığından veya ne konuşulduğundan ziyade kimin kiminle sohbet edip yakın durduğu, nihayetinde tek-çift ve sonradan toplu olarak bol bol poz verilen bir görüntü toplantısı olan G20 Zirvesine bizim nasıl baktığımız gayet açık.

Bizim için bu toplantı, sözde “Yeni Dünya Düzeni”nin bir dayatması ve bu ülkelerde iktidar olanların kapitalizm de mutabık olduklarını resmettikleri bir şölen.

Gelişmekte olan Ülkelerin, gelişmiş Ülkeler tarafından alınan kararlara ve verilen talimatlara uygun olduklarını ispatlamaya çalıştıkları bir platform.

Bir bakıyorsunuz, daha dün birbirine ağır eleştiriler yapan ve birbirlerine sert bir diplomasi diliyle sataşan liderler sanki ortada hiçbir şey yokmuşçasına yan yana gelebiliyorlar. Sanki kimsenin kimseyle bir sorunu yok ve herkes gidişattan, birbirlerinden memnun!

Fakat Dergimizin “Cehenneme Hoş geldiniz” haberini okuyanlar, bazı kesimlerin bu “Yeni Dünya Düzeni” (New World Order) safsatasından hiç de memnun olmadıklarını görmüştür.

Bu sene daha da zengin ve sesli görünen bu kesim, aşırı solcusundan ibdacısına, anarşistinden vatanseverine kadar birçok ideolojik faaliyet yürüten ve aksiyoner olan gruplar olarak G20 zirvesinin karşısına dikildi!

Bunların başında agresif eylemleriyle meşhur AntiFa Grubu geliyor (Anti-Faşist).

AntiFa, Avrupa çapında mücadele eden ve Emperyalizm, Kapitalizm gibi bütün insanların baş belası sistemlere taviz vermeden karşı taarruz yapan bir grup.

Eylemlerinde kalabalıklar halinde simsiyah giyinen ve yüzleri daima kar maskeli olan AntiFa’lı gençler ile birlikte hareket eden bir ibdacı gönüldaşın bildirdiğine göre kendilerini sokak çarpışmalarında gayet geliştirmişler. Çok iyi hazırlandıkları belli olan çarpışmalar da, yerel polisin etkisiz kaldığı, birçok polisin kafataslarına varana kadar ağır yaralandığı, özel ve robokop kuvvetlerin de bir hayli zorlandığı aldığımız bilgiler arasında.

Bunun nedenlerinden birisi de, Hamburg şehrinin AntiFa grubunun kalesi olması.

Grup, sloganlarını ağırlıklı olarak latince atıyor. Bundan öncede yaptığımız birebir görüşmelerde gayet ideolojik altyapıya sahip olduklarını ve genellikle üniversite eğitimi almış olanların veya halen eğitim alanların başı çektiğini gözlemlemiştik.

Dikkat edilirse, maddi olarak çevreye zarar verselerde sokaktaki hiçbir insana sataşmazlar ve içinde sade vatandaş bulunan kamu aracına saldırmazlar.

Bu gençler, sisteme, mevcut devlet yapılarına ve bu sistemin unsuru olan dini anlayışlara karşılar.

“Devlet yok, Yasa yok, Tanrı yok” en meşhur sloganları arasında.

Elbette bize ters!

Biz Devletciğ-yiz, Biz Yasacıyız ve Allah’a imân edeniz.

Tabiki Nasıl’ını ve Niçin’ini hazmetmeye gayret ederek ve hakiki anlamında.

Fakat şunu açık ve net ifade etmek gerekir ki;

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun 29 Kasım Konferansında dile getirdiği Fransız Talebe ayaklanmasında Başkanın söylediği cümle aklımızda olarak meseleye bakmaya çalışıyoruz:

“Biz mevcuda inanmıyoruz, memnunda değiliz. Eğer bize derseniz ne yerine koyalım onu da biz bilmiyoruz. Onu bulmakta yönetici olarak sizin göreviniz.”

Aslında durumları tam olarak böyle.

İnanıyoruz ki, bunun farkına varacakları hamleyi biz memleketimiz de gerçekleştirirsek “Dünya Çapında Devrim”in ne demek olduğunun farkına onlarla birlikte biz de varacağız.

Netice itibariyle biz de şu an ki mevcuttan hiç memnun değiliz.

Ne memleketimizde ki ne de dünya üzerinde ki!

Bu şartlar içerisinde ve “mevcut sisteme” karşı olma ortak noktasında buluştuğumuz bu gençlerin durdukları pozüsyon itibariyle ciddi ve sert bir kaba kuvvet ihtiva eden bu eylemlerini destekliyoruz!

Gönüldaşımızın eylem sürecinde bizzat içlerinde olmasının sebeplerinden biride budur.

Kısa ve önemli birkaç bilgiyle sonlandırmak istiyorum.

Birincisi; ilk fırsatta AntiFa grubundan biriyle bir söyleşi gerçekleştirmek istiyoruz.

İkincisi; Habercilik adına görüntü almak için polise yaklaşan gönüldaşımız polis tarafından alıkonulup, olaylar yatışana dek polis arabası eşliğinde arabasıyla Hamburg şehri dışına çıkartıldı. Gerekçe olarak ise görüntü almanın yasak olduğu ve şüpheli görüldüğü söylendi.

Hiç çekinmeden söyleyelim;

Orada, ideolojik olarak hiç bağdaşmadığı halde, nasıl oluyor da bir ibdacı bizzat eylemlerin içinde bulunuyorun paniğini yaşadıklarını hissedebiliyoruz.

Bizim için sıkıntı yok!

Her defasında rahatça tekrarlarız!

Bizim için önemli olan yapılan işler İBDA’nın faydasına mı değil mi; biz ona bakarız.

Nihan Öztürk

Adımlar Avrupa