ZEHİRLENİYORUZ

ZEHİRLENİYORUZ

Ziraatte mahsule ve toprağa zarar verebilecekböcek vb unsurlara karşı kullanılan (pestisit) sınıfına giren tarımzehirlerinin kullanımının son beş yılda yüzde 51 oranında arttığı söyleniyor. Önce(pestisit) nedir inceleyelim:

“Bakteri, virüs ve haşerelerin zararlıetkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasallar, bazı organikbileşenler, dezenfektanlar gibi maddelere ve yöntemlere ”pestisit” ismiverilir.

Her ne kadar ismi bize yabancı gelse de yaşamımızdaçokça karşılaştığımız pestisitler; sebze ve meyvelerin doğada zarar görmedenyetişmesi ve yaşam alanlarımızın zararlı mikroorganizmalardan arınması gibikonularda fayda sağlamasının yanında kullanım yanlışlığına bağlı olarak insansağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturabilmektedir.

İnsanlık tarihinde çok uzun yıllardırkullanılan birçok pestisit olsa da günümüzde en büyük yeri kimyasal pestisitlerkaplamaktadır.

Pestisit türleri

Bakterisid: Bakteri öldürücüler

Ahicide: Kuş öldürücüler

İnsaktisid: Böcek ve haşerelere karşıkullanılan maddeler

Fungusid: Mantarlara karşı kullanılan maddeler

Herbisid: Yabancı otlara karşı kullanılanmaddeler

Mollusid: Yumuşakçalara karşı kullanılanmaddeler

Rodensid: Kemirgenlere karşı kullanılanmaddeler

Nematisid: Nematotlara karşı kullanılanmaddeler

Akarisid (Miticid): Akarlara karşı kullanılanmaddeler

Defoliantlar: Yaprak dökücüler

Pestisitlerin etkileri, zararları vekorunma yolları

Günümüzde yaygın olarak sprey şeklindekullanılan pestisitler, adsorpsiyon sonucu sebze ve meyvelerin yüzeylerineyapışır. Bazı zamanlarda çiğ olarak tüketilen bu gıdalarda yeterli arındırmasağlanamaz. Böyle durumlarda sindirim sistemi aracılığı ile maruziyet meydanagelir.

Pestisitler, bazı durumlarda böcek ilaçlarıgibi maddelerin yanlışlıkla solunmasıyla ya da temas sonucu deri yoluylaemilmesiyle kan dolaşımımıza katılır, hayati organ ve sistemlerimize ulaşırlar.Bu durum sonrası kısa dönem ya da uzun dönemde birtakım etkilergörülebilmektedir.

Pestisitlere maruz kalma sonucunda görülenkısa dönem etkileri deyince aklımıza ilk gelecek olanlar akut zehirlenmeler vealerjik reaksiyonlardır. Özellikle tarım işleriyle uğraşanlar büyük riskaltındadır. Dikkatsiz ve özensiz yapılan ilaçlamalar sonucu pek çok pestisitzehirlenmesi vakası meydana gelmektedir. Akut pestisit zehirlenmelerinin başlıca belirtileri:

Kusma

İshal

Terleme

Solunum güçlüğü

Çarpıntı

İstemsiz kasılmalar olarak sayılabilir.

Eğer kendinizde ya da bir yakınınızda böylebir durumdan şüphelenirseniz vakit kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurmanızçok önemlidir. Zira akut pestisit zehirlenmeleri zamanında müdahale edilmezseölümle sonuçlanabilir.

Akut pestisit zehirlenmelerinin teşhisinde bubelirtilerin yanı sıra laboratuvar testlerinden (kan testleri vb.)yararlanılır. Eğer maruz kalınan madde belirlenebilirse gerekli antidot(panzehir) kullanılarak tedavi gerçekleştirilir.

Aynı şekilde pestisite bağlı alerjikreaksiyonlarda da yaşamsal tehlike meydana gelebilir. Alerjik reaksiyonunbelirtileri olarak ciltte ani oluşan lezyonlar ve solunum güçlüklerisayılabilir.

Uzun dönem etkilerinin başında ise özelliklekronik olarak maruz kalan kişilerde oluşan genetik hasarlar ve buna bağlıoluşan kanserler gelir. Bunun yanında karaciğer, böbrekler ve kas sistemlerindebozulmalar meydana gelmektedir.

Bu etkilere ek olarak anne karnında bumaddelere maruz kalan fetüste anomaliler gözlenmektedir. Kimi zaman hamilelikdüşükle sonlanabilmektedir.

Bir başka tarif:

“Pestisit, zararlı organizmalarıengellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılanmadde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde,virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya daherhangi bir araç olabilir”

Yine başka bir kaynakta pestisistin yol açtığışu olay dikkat çekici:

“Paraguay’da bu zehirin kullanıldığıtarım arazisine ortalama 1 km mesafede oturan hamile kadınların engelli çocuklardoğurduğu tespit edilmiştir. Ayrıca aynı mesafede yaşayan 5-10 yaş arasıçocuklar bu ilaçtan zehirlenerek ölmüştür.”

Ayrıca, yapılan araştırmalar neticesinde (Parkinson)hastalığına yol açtığı da tesbit edilmiştir. Hatta öyle ki solucanlarda bile Parkinson’ayol açıyor.

“Pestisit kalıntılarının önemi ilk kez1948 ve 1951 yıllarında insan vücudunda organik klorlu pestisitlerinkalıntılarının bulunmasıyla anlaşılmıştır. Pestisitlerin bazıları toksikolojikaçıdan bir zarar oluşturmazken, bazılarının kanserojen, sinir sisteminietkileyici ve hatta mutasyon oluşturucu etkiler saptanmıştır. Pestisitkalıntılarının en önemli kaynağı gıdalardır.”

Türkiye’de tarım alanlarında bir artışolmamasına, hatta %3 düşüş olmasına rağmen, pestisit kullanımı giderek artıyor.Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında tarım yapılan alanlar 23bin 941 bin hektar iken, 2018 yılında 23 bin 200 bin hektara geriledi. Aynıdönemde pestisit kullanımı ise yüzde 51 arttı ve 39 bin 723 tondan, 60 bin tonaulaştı. Bu artışın üretime etkisi ise, pestisit kullanımı ile verimlilikarasında iddia edildiği gibi doğrusal bir ilişki olmadığını, pestisitkullanımının verimliliğin artmasına yönelik beklentilerin çok uzağındakaldığını gösteriyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’ndenyapılan açıklamada şunlara dikkat çekildi:

“Tarım ve Orman Bakanlığı verileri pestisitkullanımının, iddia edilen verimliliği sağlamaktan çok uzak olduğunukanıtlıyor. Çünkü pestisitler sadece zararlıları değil, faydalı böcekleri,mikroorganizmaları ve tozlaştırıcıları da yok ederek doğanın dengesini alt üstediyor. Üstelik pek çok zararlı, zamanla pestisitlere direnç kazandığı için,pestisit kullanımı bu zararlılar üzerinde etkisiz kalıyor. Bu nedenle her yıldaha fazla ve daha etkili pestisit türleri kullanılıyor. 2017’de BirleşmişMilletler İnsan Hakları Konseyi’nde sunulan bir rapora göre, kimyasalpestisitler son 40 yıl içerisinde ürün kayıplarında herhangi bir azalmasağlamadı. Sonuç olarak dünyayı zehirlemek dışında tarım politikası olaraktoplumu bir adım öteye taşımayan bir kısır döngü yaşanıyor.

Daha can alıcı ve somut bir veriyi paylaşalım:

Çin’de hükümet tarafından yayımlanan biraraştırmaya göre, 26 milyon hektar tarım arazisi pestisitler ve diğerkirleticilerden kaynaklı orta ve üst düzeyde kontaminasyona (bulaşma) uğradı.Bu nedenle tarıma elverişli arazilerin yüzde 20’si, tarım yapılamaz hâle geldi.

SORUN AÇLIK DEĞİL AÇGÖZLÜLÜK

YADA SORUN AÇGÖZLÜLÜK DEĞİL NESİLLERİ YOKETMEK…

“Sonuç olarak tarım zehirleri, suni gübreler,hormonlar, hibrit veya genetiği değiştirilmiş tohumlara dayalı endüstriyeltarım, değil açlığı önlemek güvenilir, besleyici, yeterli ve sağlıklı gıdayaerişimi daha da zorlaştırıyor. Bir yandan vaat ettikleri verim artışınısunamayan, çiftçileri yüksek girdi maliyetleriyle karşı karşıya bırakan, diğeryandan da toprağın canlılığını yok ederek fakirleşmesine yol açan pestisitlerve diğer petrokimyasal girdiler, topraktan geçimini sağlayanların üretimalanlarını terk ederek kente göç etmesinin nedenlerinden biri olarak dakarşımıza çıkıyor.

Eğer sağlığımıza, canlılara ve çevreye zarar veren pestisitlerin, bu şekilde kullanımına devam edilirse açlığı önlemek bir yana, tarım topraklarının giderek üretkenliğini yitirmesine ve ekosistemin zarar görmesine yol açarak açlığa neden olacağını söylemek mümkün.

M. Yavuz UÇUM

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: