İSRAİL’LE NORMALLEŞEN (!) AKP, TAVİZ VERMEKTE NE KADAR İLERİ GİDEBİLİR?
AKP İsrail’le normalleşme yoluna girip karşılıklı Büyükelçilerin atanması konuşulmaya başlanmışken, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian’dan inancımıza küfredercesine bir açıklama geldi.
YAHUDİ DİPLOMAT İNANCIMIZA KÜFREDİYOR
İsrail ile AKP’nin karşılıklı büyükelçi atama kararına ilişkin konuşan Lillian, AKP’nin atayacağı büyükelçinin ‘güven’ mektubunu başkent ilân ettikleri Kudüs’te sunacağını söyledi. Lillian, “Dünya’da uygulama böyle.” dedi.
Yabancı ülke büyükelçileri güven mektubunu, bulundukları ülkenin ‘başkentinde’ sunmak zorunda. AKP’nin atayacağı elçinin güven mektubunu Kudüs’te sunması, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesi anlamına geliyor ki, bunun gerçekleşmesi AKP’nin inancımıza küfretmesi demek olacakken, İsrail maslahatgüzarının bu zillete katlanacağımız yönündeki açıklaması ise bu cesareti nereden alıyor sualini gündeme getirmekte.
Türkiye’nin İsrail Büyükelçiliği ise Kudüs’te değil Tel Aviv’de…
“KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZ!” AÇIKLAMASINA NE OLDU?
Erdoağan, yıllar öncesinden bu yana yaptığı açıklamalarda, Kudüs’ün müslümanlar için kırmızı çizgi olduğunu ve ABD Başkanı Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettirme teşebbüslerine karşı çıkan beyanlarda bulunmuştu.
Erdoğan’ın, 5 aralık 2017 TBMM’de yaptığı açıklama şöyle:
“Kudüs Sayın Trump Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin halkının yaraları kanamaya devam ederken, her gün hak ihlalleri, zulümler, baskılar sürerken, İsrail’e destek mahiyetinde böyle bir kararın alınması sadece uluslararası hukukun ihlali değil, aynı zamanda insanlık vicdanına da vurulmuş ağır bir darbedir. Amerika bütün işleri bitirdi de bu mu kaldı? Biz, kesinlikle, son ana kadar buradaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kaldı ki bu, bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir.”
O zamanın İsrail Eğitim Bakanı Naftali Benet’se, Erdoğan’a cevaben, Kudüs’ün ülkelerinin başkenti olarak tanınacağını vurgulayarak şöyle konuşmaktaydı: “İsrail hedeflerinini de ötesine geçecek. Buna birleşik Kudüs’ün İsrail devletinin başkenti olarak tanınması da dahil. Bu durumu her zaman eleştiren biri çıkacak. Ancak günün sonunda birleşik Kudüs’e sahip olmak Erdoğan’ın sempatisinden daha önemli.”
BİR KEZ DAHA KIRMIZI ÇİZGİ AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 09 Şubat 2020’de Malezya’da düzenlenen Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’na bir mesaj göndererek, ABD’nin tek taraflı Ortadoğu planı için “Barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Erdoğan mesajında şunları kaydetti:
“Parlamenterler Arası Kudüs Platformunun ‘İsrail İşgalini Sonlandıracak Etkili Bir Stratejiye Doğru’ başlıklı üçüncü konferansının, amacı doğrultusunda sonuç alınacak şekilde geçmesini temenni ediyorum.
Öncelikle böyle bir dönemde bu konferansın düzenlenmesini anlamlı ve önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Dünyanın gündemine sözde “Yüzyılın Planı” adıyla giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden plan, bölgede barış ve huzuru tehdit eden bir hayalden başka bir şey değildir. Bu hayalin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen, Filistin’i tümüyle yok eden ve Kudüs’ü tamamen gasp eden bu planı tanımıyoruz. Görünürde iki devletli çözümü kabul eden ancak İsrail işgalini Amerikan yönetimi himayesinde meşrulaştırma anlamına gelen bu girişimi asla kabul etmiyoruz.
Filistin yıllardır işgal, yıkım ve acıya maruz kalırken, İsrail haksız ve hukuksuz bir şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Türkiye’nin Kudüs’ün ilhakına sessiz kalması ve Filistinli kardeşlerini bu mücadelede yalnız bırakması mümkün değildir. Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki Kudüs kırmızı çizgimizdir.
“BAZI İSLAM ÜLKELERİNİN POLİTİKASI ÜZÜNTÜ VERİCİ”
Müslüman ülkeler olarak bu süreçte bizlere düşen en önemli sorumluluk, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetini korumak, barış çınarı Kudüs’e sahip çıkmak ve Filistinlilerin haklarını savunmaktır. Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyayı etkileyecek bir sürecin başlangıcı anlamına gelen bu adım karşısında, bazı İslam ülkelerinin izlediği politika, üzüntü verici bir tablo oluşturmuştur.
“SADECE FİLİSTİN’DEKİ MÜSLÜMANLARIN DAVASI DEĞİL”
İsrail yönetiminin sergilediği haksızlık, adaletsizlik, zulüm ve kıyıma karşı bazı İslam ülkelerinin, bu işgal planının taraftarı bir tutum benimsemeleri kabul edilemez. Unutulmamalıdır ki Kudüs, sadece Filistin’deki Müslümanların davası değildir. Kudüs, İslam aleminin onuru ve ortak davasıdır. Yaşanan gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki, İslam alemi içinde bulunduğu bölünmeden, parçalanmadan ve görüş ayrılığından sıyrılmadığı sürece, İsrail ve destekçileri hain planlarını uygulamaya devam edecektir.
Müslümanlar bir araya gelmeli, tüm dünyada adaletsizliğin giderilmesi ve Filistin başta olmak üzere, Müslümanların ortak sorunlarının çözümü için omuz omuza mücadele etmelidir. Biz, Kudüs ve Filistin’deki zulüm konusundaki itirazlarımıza; barışı, adaleti ve bağımsızlığı savunmaya devam edeceğiz. İslam ülkelerinin de birlik içinde Kudüs’ün İslam dünyası için taşıdığı öneme uygun şekilde yönetilmesi hususunda kararlılıklarını göstermeleri en büyük arzumuzdur.
Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’na Filistin’e verdikleri destek ve Kudüs davasına sahip çıktıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Kudüs sevdalısı parlamenterleri buluşturan, düzenledikleri etkinliklerle Kudüs davasını sürekli gündemde tutan ve Filistin halkının onur mücadelesine destek veren bu oluşumun tüm üyelerini en kalbi duygularımla selamlıyorum. Yapacağınız istişarelerin Kudüs’ün kurtuluşuna ve İslam aleminin uyanışına vesile olmasını diliyorum.”
ABD’DEKİ MÜSLÜMANLARA HİTABEN DE…
24 Mayıs 2020’de bu defa ABD’deki Müslümanlara videolu Ramazan Bayramı mesajı gönderen Erdoğan, “Filistin topraklarının kimseye peşkeş çekilmesine göz yummayacağız. Üç dinin kutsalı olan, ilk kıblemiz Kudüs’ü Şerifin, dünya Müslümanlarının kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum” dedi.
Erdoğan mesajında şu ifadeleri kullandı:
‘PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ’
“Küresel düzenin uzun zamandır adalet, barış, huzur ve güven üretemediği açık bir gerçektir. Daha geçen hafta İsrail tarafından Filistin egemenliği ve uluslararası hukuk hiçe sayan yeni bir işgal ve ilhak planının devreye sokulduğuna şahit olduk. Filistin topraklarının kimseye peşkeş çekilmesine göz yummayacağız. Üç dinin kutsalı olan, ilk kıblemiz Kudüs’ü Şerifin, dünya Müslümanlarının kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum.”