FATİH’DEN 1 MAYIS’A MEYDANLARA
Her sene olduğu gibi bu senede BAGİ Platformu olarak 1Mayıs işçi ve dayanışma gününde Fatih Cami avlusunda buluştuk.
Fakat bu seneki 1 Mayıs’ın üç ayların başlangıcına ve Regaip Kandili’ne denk gelmesi bizim için daha bir öneme haiz ve heyecan verici oldu.
Antikapitalist Müslüman kardeşlerimizle içten selamlaşarak yürüyüşümüz için saatimizi beklemeye başlamıştık.. Hava geçen sene 1 Mayıs’a göre kapalı ve soğuktu..Geçen seneye göre aynı şekilde iktidarında ruhunun bu millet ne kadar kararmış olduğunu gördü.. Maddi ve manevi kararmış bu ortamda “Duyun gönüldaşlarım duyun, İşitin beni düşmanlarım işitin, ipten henüz döndüm ama, çok şükür uslanmadım” sözlerinin bulunduğu Salih Mirzabeyoğlu’nun pankartıyla yer almıştık.. Fatih Cami avlusundan çıkarak merdivenlerden inmeye başlamıştık.Ana cadde, Fatihin ana caddesi görülüyordu.. Ama Fatihin nesli… Fatihin nesli olan bizler bu şuur ve bilinçle tek kalsak da davamızdan dönmemeyi kendimize ilke edinmiştik.. Salih Mirzabeyoğlu 17 yıldır cezaevinde direnirken, Müslümanların yataktan kalkmamak için direndiği bu günde ön saflarda bulunmalıydık… Onları ne kıyama kaldırabilirdi bilemiyoruz.. Bizler her gün önümüze çıkacak fırsatları değerlendirmeye, sesimizi duyurmaya çalışacağız. Yılmadan, yıkılmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Sürdürmeliyiz.. Bu düşüncelerle Haşim İşcan geçidine doğru yaklaştığımızda yolumuzun polisler tarafından kesildiğini gördük.Eminönü’ne gidemeyeceğimiz bildirilmiş.. Buradan sessizce dağılmamız “emredilmişti”… Devletin resmi bayram ilan ettiği gün kutlama yapmak yasaktı.. Yasak.. Yasaksa niye bayram ettiniz.. Komedi her türlü biçimde kendini gösteriyordu. Saklamak istedikleri halkın gücüydü.. Ve bu halk birleştiğinde önünde hiçbir gücün duramayacaklarını biliyorlardı.. Israrla dağılma anonsları yapılıyordu. 2 kez, 3 kez bizde tık yok. Tekbirler salavatlar eşliğinde Eminönü istikametine doğru ilerleme kararı aldık ve ilerlemeye başlamıştık… Önümüzde kalkanlı polisler set oluşturmuşlar… Ara her saniye kapanıyordu.. Ve muhteşem final polisin sıktığı gaz, direnişçilerin ellerindeki sopaların kafalarına inmesi ile devam ediyordu. Onlar bir adım geri çekilirken bizlerde bir adım geri çekilerek mevzimizi korumaya, direnişi sürdürmeye devam edecektik. Elimdeki pankartla Polis kalkanını ittirdiğimi dört beş polisinde aynı şekilde beni itmeye çalıştıklarını hissedebiliyordum.. Geri püskürtmek istemişlerdi. Kalkanın altından bir anda polis tekmeleri gelmeye başlamıştı.. Arkadaki arkadaşların polislere “tekme atmayın lan” diye bağırmaları geliyordu..Kendimi kaptırmış bir şekilde mücadeleye devam ederken arkama baktığımda arkadaşların geri çekildiğini siper aldığını gördüğümde ben de geri çekilerek sloganlarla motivasyonu arttırmaya başladım.. Bir gönüldaşın, abi bana niye tekme atıyorsun demesi üzerine hatırlamadığımı söyleyerek gülümsedim.. Gözüm yanmaya başlamıştı. Arkadaşların sprey sıkmasıyla biraz rahatlamıştım.. Ortalık biraz sakinleşmişti..Polisin izin vermeye niyeti yoktu… Geriye dönerek ters istikametten Eminönüne inmeyi deneyecektik.. Döndük ve ilerleyişimiz vezneciler istikametine doğru başlamıştı.. Başlarken polislerin attığı gaz fişekleri önümüze düşmeye başlamıştı.. Müdahele etmeye başladılar.Dağılmamaya çalışıyorduk.. Tekbirlerle salavatlarla bir arada bulunmaya çalışıyorduk. Parka doğru çekilme kararı alarak parka ilerlediğimizde polis tuttuğuna joplarla saldırarak gözaltına alıyordu.. Onlar gözaltına almaya çalıştıkça biz polislere doğru koşarak arkadaşlarımızı kurtarmaya çalışıyorduk. Kurtarmaya gidenlerde gözaltına alınmaya başlamıştı.. Parkın içinde yaşanan kovalamaca da Camiye sığınarak rahat bir nefes alabildik… Gözlerini kin iktidar hırsı bürüyenlerin başörtülü Müslüman bacılarımıza saldırması, aynı şekilde Müslüman kardeşlerimizi darb etmesi gözaltına alması kabul edilemez bir olaydır.. 10’a yakın arkadaşımız gözaltına alındı… Bir o kadarda yaralı arkadaşımız var… Elimizde ne taş ne de sopa bulunuyordu…Sadece yüreklerimiz.. Yüreklerimizle oradaydık… Ve yine olacağız. 1 Mayıs da teslim olmadık gücümüz nisbetinde direndik. Gaz yedik jop yedik. Haram yemedik.. Çalmadık çırpmadık. “Bide”li villalarımız olmadı.. Olmayacak da.. Firavunların saltanatlarını sallayacağız ve yıkacağız… İnanıyoruz… Bir gün ama bir gün mutlaka… Allah bizimle..
Yaşasın İslâm’ın İzzeti Kumandan Salih Mirzabeyoğlu!
Tufan ERSÖZ
ADIMLAR DERGİSİ