ÖYLE GÜZEL, ÖYLE GÜZELDİ…

ÖYLE GÜZEL, ÖYLE GÜZELDİ…

22 Temmuzdan sonra, bir tarihi gün daha yaşandı, 29 Kasım akşamında. Mekân bu kez Sapanca değil, Haliç Kongre Merkezi‘ydi. Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu bağlıları, sevenleri ve ilgilileriyle ilk kez buluştu. Onu görmek, dinlemek için sel olup aktı insanlar, yurt içinden ve yurt dışından. Bu insan kalabalığı hınca hınç doldurdu, taşırdı Haliç’i. Düşmanı çatlatacak, dostu neşeye boğacak bir sevgi seli, heyecan ve coşku vardı o gün.

Benim de görevli olarak yakinen müşahede ettiğim bu hâl, insanların fikre, vakara, dik duruşa, haysiyete susamışlıklarının göstergesiydi. Bizlerin on altı yıldır hasretle beklediği Kumandanı, heyecan içinde bekleyen on sekizli, yirmili yaşlarda genç bir nesil vardı. Kumandan ceza evine girdiğinde daha yeni yeni konuşup, yürümeyi öğrenen bu nesil, şimdi Kumandanı; “ayakta da olsa izleyelim, ne olur?”, “biz basamaklara da otururuz.”, “ bir kez olsun canlı canlı görmek istiyoruz” diyerek, dışarıdaki ekrandan izlemekle yetinmeyeceklerini söylüyorlardı. Nitekim her geçen dakika artan kalabalığı, fikir şöleninden mahrum ve tarihe şahitlikten men etmemek için, ayakta izlenmesine, aradaki boşluklara oturulmasına izin verildi. Salon kapasitesinin çok üstünde insanı içeri aldığımızdan, kontrolün zorlaştığı ânlarda ihtiyatî olarak ayrılan gönüldaşlarımızı da devreye sokarak, görevli sayısını arttıran “güvenlik heyeti” işine ne kadar ciddiyetle sarıldığını kanıtlamıştır. Profesyonel güvenlik ekiplerini aratmayacak kadar vazifesine hâkim, günün mânâsına uygun hâl ve hareketleri, konuşma üslûpları ve ekipmanları ile dört dörtlüktüler. Bu tarihi günde bana da vazife vererek, Kumandanın hizmetine nail olmama vesile oldukları için kendilerine sonsuz teşekkür ediyorum. Bu büyük buluşmanın gerçekleşmesini sağlayan “tertip komitesi”ne de teşekkürler. Allah emeklerinizi misliyle bereketlendirsin, ki, yeni buluşmalar yaşayalım.

Ne Kumandan’ı görmeye ve ne de sohbetini dinlemeye doyabildik. Kürsüye girdiği vakit atılan sloganlar, verilen İBDA Selâmı 22 Temmuz’da cezaevi çıkışında yapılması plânlanan, aksi hadiselerin vukû bulmasından dolayı gerçekleşemeyen karşılamanın telâfisi gibiydi. O ân yaşanan duygu seli, dolan gözlerdeki heyecan anlatılmaz, yaşanır ancak. Rabbim bağlılığımızı, heyecanımızı hep taze kılsın.

Geçtiğimiz günlerde, Necip Fazıl’ı anma toplantısının tertip edildiği ve ödüllerin dağıtıldığı aynı kürsüde bu kez, Yaşayan Necip Fazıl vardı. O fikir haysiyeti ve ziyafeti ile öyle güzel öyle güzeldi ki, söyleyecek daha çok sözü vardı. Yeni organizasyonlarla bu güzelliği yeniden yaşamak nasibi bizimle olsun.

Zeliha ARSLAN – ADIMLAR Dergisi

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: