Dosya: ABDÜLKADİR YAPÇAN ÇİN’E TESLİM EDİLİR Mİ?

Dosya: ABDÜLKADİR YAPÇAN ÇİN’E TESLİM EDİLİR Mİ?

Doğu Türkistan’daki Uygur Türkü kardeşlerimizin haklarını savunmak için mücadele veren ve bu uğurda 15 yaşından başlayarak çeşitli tarihlerde Çin zindanlarında işkence gören Abdülkadir Yapçan’ın Çin’e iadesi tekrar gündeme geldi.

abdulkadir_yapcan_kirgizistan_manas_akmatov_2Daha doğru bir ifâdeyle, Kırgızistan İslâm Partisi Genel Başkanı Sayın Manas Akmatov beyin Bişkek’ten yayın yapan Aki-Press’te düzenlediği “Abdülkadir Yapçan’a Özgürlük” başlıklı basın toplantısının Adımlar Dergisi’nde haber yapılmasından bir gün sonra, “Abdulkadir Yapçan’ın Çin’e iadesi” Türkiye’deki gazete ve televizyonların hemen tamamında haber oldu. O da “yarım ağız”la.

Manas Bey’in basın toplantısında vurguladığı hususları isim vermeden haberlerine konu eden bu gazete ve televizyonlar, Abdulkadir Yapçan’ın Çin yerine üçüncü bir ülkeye iadesine ise sıcak bakan bir üslup benimsemiş görünüyorlar.

Manas Bey söz konusu basın toplantısında ne diyordu?

Şu ân Türkiye’nin Kırklareli şehrinde tutuklu bulunan Abdülkadir Yapçan’ın Çin yerine Kazakistan’a gönderileceğini öğrenmiş bulunuyoruz. Çin ile siyasî ve ekonomik olarak tam bir işbirliği içerisinde bulunan Kazakistan toprakları, Abdülkadir Yapçan’ın selâmeti için değil, belki Çin adına daha rahat öldürülebileceği bir ülke olacaktır. Bu sebeple Din ve Millet olarak kardeşimiz, Abdülkadir YAPÇAN’ın bir ân önce serbest bırakılmasını istiyoruz.

Mesele Yapçan’ın üçüncü bir ülkeye iadesi değil, bir ân önce serbest bırakılmasıdır!

Gazete ve televizyonların geçmişte de benzer şekilde “yarım ağızla” yaptıkları haberlerinde dile getirilmeyen gerçek ise, başta kendileri olmak üzere herkesin bildiği bir hakikattir:

Abdülkadir Yapçan, Şangay İşbirliği Örgütü’nün güdücülerinden olan Çin’e, AKP Hükümeti’nin “iyi niyet” göstergesi kapsamında teslim edilmektedir.

 

CHP’Lİ GÜRSEL TEKİN SORDU, “MİLLİYETÇİ” TUĞRUL TÜRKEŞ SUSTU

2002’den beri Türkiye’de gerek “uluslararası mülteciler hukuku” ve gerekse TC iç hukukunun tanıdığı kesin hakların güvencesi altında yaşayan Abdülkadir Yapçan’ın teslim edilmesi ile ilgili geçtiğimiz gün iki gelişme daha yaşandı.

Konuyu AKP’nin Başbakan Yardımcısı (Alparslan Türkeş’in oğlu) Tuğrul Türkeş’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi ile Meclis gündemine taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, cevabını alamadığı önergede özetle şunları söyledi:

Türkiye’de 15 yıldır mülteci statüsünde yaşamasına rağmen vatandaşlık hakkı verilmeyen Uygur Türklerinin kanaat önderlerinden Abdulkadir Yapçan, Çin hükümetinin kırmızı bülten kararını güncellemesinin ardından Türkiye’de gözaltına alınmış ve 40 gün Maltepe Cezaevi’nde tutuklu kalmıştır. Yapılan itiraz sonrası mahkeme kararıyla serbest kalan Yapçan’ın serbest kaldığı gün, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü gözetim kararı çıkarmıştır. Soydaşımız Yapcan, Kırklareli’nde Çin’e iade edilmek üzere bekletilmektedir… Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)ne üye olma sözlerinin üzerine böyle bir hamlenin yapılması, kamuoyunca “ŞİÖ’ye yaranmak için soydaşımız bir iftira uğruna teslim ediliyor” yorumlarına neden olmuştur. AKP Hükümetleri, aynı tutumu Uygur Ana olarak bilinen Rabia Kadir’e de uygulamış, soydaşlarımızın haklarını dünya çapında savunan Kadir’i Türkiye’ye sokmamıştır.

Soru önergesinde konuyu 7 başlıkla gündeme taşıyan Gürsel Tekin’in sorduğu sorulardan bazıları şöyle:

– Yapçan’ın Çin’e iade edilmesinin nedenleri nelerdir? Hükümetiniz, Doğu Türkistan’daki zulüm ve katliamlara maruz kalan soydaşlarımıza sahip çıkmaktan vaz mı geçiyor?

– Yapçan’ın iade edilmesi için Çin tarafından Hükümetinize herhangi bir talep gelmiş midir?

– ŞİÖ üyeliğinin kamuoyunda tartıştırılmasıyla Yapçan’ın iade edilmesi arasında siyasi bir ilişki var mıdır?

– Rabia Kadir’i Türkiye’ye sokmayan Hükümetinizin, Yapçan’ı da iade etmesi, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan soydaşlarımız arasında nasıl bir etki doğuracaktır?

– Yapçan’ın iadesi sonrası yaşamsal tehlikesi ya da işkence görme riski olduğu Hükümetiniz tarafından bilinmekte midir?

– Son 10 yılda kaç kişi, Yapçan’a benzer gerekçelerle ülkelerine iade edilmiştir? Bu iadeler hangi ülkeleredir?”

 

HÜR DOĞU TÜRKİSTAN PLATFORMU’NDAN ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP

Bununla birlikte Abdulkadir YAPÇAN’ın iadesi ile ilgili Tayyip Erdoğan’a açık bir mektup gönderen Hür Doğu Türkistan Platformu, ”2002’den beri İstanbul’da yaşayan Çin uyruklu Abdulkadir Yapcan’a yönelik iddiaların bir iftira olduğunu, kırmızı bültenle iadesinin istenmesinin kurulmuş bir tuzak olduğunu”  ifade ederek Yapcan’ın Çin’e iade edilmemesini istedi.

Platform adına yayınlanan mektupta şu hususlar dile getirildi:

“Abdulkadir Yapcan, Doğu Türkistan halkı arasında milli ve dini şuuru canlı tutmak, Müslüman halkın erezyonuna yönelik Çin hükümetinin etkin ve baskıcı uygulamaları karşısında kendi öz değerlerini ve ona dayalı hayat tarzını canlı ve diri tutup, bir sonraki nesillere onu taşıyabilmek için, halkına Allah’ını ve Peygamberini tanıtmış, kutsal kitabını öğretmiş ve bu doğrultudaki dik duruşu ile ısrarlı bir davranış sergilemiştir. İşte bunun için o, 1984-1997 yılları arasında yaklaşık 13 yılını Çin zindanlarında geçirmiştir.”…

“Yapcan, 13 yıl süren bu hapis hayatından sonra vücut bütünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik tuzaklardan kurtulabilmek için 1997 yılında Çin’i terk ederek Pakistan’a geçmiştir. Oradan orta asya türki cumhuriyetleri, Suudi Arabistan’a, Mısır’a, Ürdün’e, son olarak da 2002 yılında, tarih boyunca yeryüzündeki bütün mazlumların sığınağı olan, her yer ve zamanda zalimlerin karşısında daima dik duran, gördüğü her yerde, mazlumun elinden tutup onu ayağa kaldıran Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, biz dindaşlarına, dildaşlarına, kardaşlarına sığınmıştır.

Şimdi ise, Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkesini ziyaret etmesini fırsat bilen Çin, bundan 20 sene önce canını kurtarmak için ülkesini terk eden bir mazlumu, kırmızı bültenle aradığını ileri sürerek ‘terörist’ uydurmasıyla, yarım kalan hesabını tamamlamak üzere onun iadesini talep etmiştir.”…

“Abdulkadir Yapcan, dünyanın neresinde olursa olsun, Doğu Türkistanlılar arasında saygınlığı olan, sözü sohbeti dinlenen bilge bir şahsiyettir. Dolayısıyla Çin, onun bir şekilde devre dışı bırakılmasını istemekte ve bu doğrultuda diplomatik gayret sarf etmektedir.”…

“Çin’in Yapcan’ı kuzu postuna bürünerek, ‘terörist’likle ithamı ve ‘kırmızı bülten’ taktikleri ile geri almaya kalkması veya yapmış olduğu baskılar sonucu onun Türkiye’den çıkarılıp 3. bir ülkeye gönderilmesini temin etmesi, Çin’in Doğu Türkistan’a yönelik uygulamakta olduğu zulüm ve baskısını kat kat arttıracak, bunun yanında Türkiye’den başka tutar dalı, sığınacak güvenli limanı olmayan mazlum ve mağdur 40 milyonluk Doğu Türkistanlı Müslüman Türk halkını da boynu bükük bir şekilde ümitsizliğe ve yalnızlığa mahkum edecektir.

Halbuki yukarıda ifade ettiğim gibi, 14 yıldan bu yana İstanbul’daki hemşerilerinin himayesinde ikamet tezkeresi ile yaşayan Abdulkadir Yapcan, geldiği günden beri hemşehrilerinin eğitim ve  öğretimi ile meşgul olmakta, onlara Kitap ve Sünnet‘i öğretmeye çalışmaktadır.

Abdulkadir Yapcan, Ehli Sünnet ve Hanefi kabullenişi doğrultusunda, hiç bir aşırılığa ve fanatizme meydan vermeden, bu öğrenci kitlesi başta olmak üzere, İstanbul’daki Doğu Türkistanlı hemşehrilerinin özlerini, ruh ve manalarını muhafaza ederek, kendilerine yakışır bir şekilde günlük hayatlarına ve eğitim – öğretimlerine devam etmelerini temin için ilmiyle irfanıyla gayret ediyordu.

Abdulkadir Yapcan evli ve bir kız babasıdır. Her ne kadar kendisinin vatandaşlık müracatı kabul edilmemiş ise de, Yapcan’ın eşi ve kızı Türk vatandaşıdır.”…

“Kabul etmeliyiz ki; Doğu Türkistan davasını sürekli psikolojik baskı altında tutmak isteyen ve bu doğrultuda her fırsatı değerlendiren Çin yönetiminin, Yapcan’ın şahsında tecelli eden bu haksız takip ve ısrarı, Doğu Türkistanlı dindaş ve soydaşlarımızın, tek tutar dalları ve en güvenli limanları olarak gördükleri ülkemizde bile onları, baskı altında tutmakta ve haklı davalarında gösterecekleri gayret ve ileriye dönük besleyecekleri ümitlerini kırmakta ve hepimizin moralini bozmaktadır.

BU İTİBARLA; mahkeme tarafından tahliye edilmesine rağmen Göç İdaresince gözetim altına alınıp Kırklareli geri gönderme merkezinde tutulan ve Bakırköy ceza mahkemesi ve Anayasa mahkemesinin Çin’e iadesi talebinin reddi kararı bulunan Abdülkadir Yapcan’ın ne Çin’e, ne de 3. bir ülkeye gönderilmemesine, “denetimli serbestlik”le, kendisinin serbest bırakılarak Türk vatandaşı olma hakkını elde eden ailesi ile birlikte Türkiye’de mülteci olarak yaşamasına yönelik tavassut ve ilgilerinizi takdir ve tensiplerinize arz ederiz.”

 

timthumb-3ABDULKADİR YAPÇAN İADE EDİLİR Mİ?

Erdoğan-AKP Hükümetlerinin iktidara getirildiği 2002 yılından bu yana BOP Saldırısı kapsamında Batı’ya teslim ettiği müslümanların sayısı net olarak bilinmemekte…

Gerek 2002’de iktidara getirildiği aylardan itibaren Afganistan Kurtuluş Savaşı’na katılan mücahid kardeşlerimiz, gerekse 2003 Irak işgâli ile birlikte Türkiye’den Amerika başta olmak üzere işgal güçlerine teslim edilen mücahidlerin sayısı bilinmiyor… Öyle ki, Amerika’nın dünya çapında meşhur Guantanamo İşkencehânesi’ne götürülen masum Kurtuluş Savaşçıların neredeyse tamamı, Erdoğan-AKP Hükümeti’nin Haçlı-Yahudi işgalcilere teslim ettiği topraklarımızdan; İncirlik Üssü’nden teslim alınmıştır.

Bunun yanında 2005 yılında gündeme gelen “CIA’nın gizli hapishâneleri” gerçeği ile birlikte, Türkiye’de mevcut CIA terör bürolarının bu yönde faaliyetleri olup olmadığı yönünde yaşanan tartışmalar, o dönem Türkiye’deki bir çok cezaevinde kalan mücahid mahkûmların da CIA tarafından sorgulandığının ortaya çıkmasıyla ayrı bir gerçeklik kazanıyordu. CIA’nın Türkiye’de gizli cezaevleri açmasına gerek olmadığı, bütün cezaevlerinin Amerikan Terör Örgütü üyelerinin sorgu ve işkencelerine açık olduğunu unutanlara hatırlatmış olalım.

Tabiî, Erdoğan-AKP Hükümetleri boyunca Batı’ya sorgusuz-suâlsiz teslim edilenler yanında, Amerikan Terör Örgütü Elebaşlarının her ziyareti öncesinde ve Türkiye’de mevcut İslâmcı-Liberal-Milliyetçi-Ulusalcı kılıklı İşgâl Medyası’nın Pentagon kaynaklı her “terör” yaygarası sonrasında masum Anadolu insanlarının “sakalı uzun”, “cihadı destekliyor”, “direnişçilere hayran”, “Amerika’ya karşı”, “hükümeti işbirlikçilikle suçluyor” diye gözaltına alınmaları da hatırlanmalı. Bu çerçevede 9 yaşındaki Türkistanlı çocukların dahi gözaltına alındığı saldırı ile ilgili ADIMLAR’da yayınlanan MÜSLÜMANLARA GÖZALTILAR VE DİLSİZ ŞEYTANLAR başlıklı haber sürecin bir vesikası niteliğinde sitemizde durmakta.

Bu mânâda Hür Doğu Türkistan Platformu’nun gerçekleri dile getirerek büyük bir iyi niyetle yazılan mektuplarına İktidar kanadından müsbet bir karşılık verilmesi, aynı iktidarın istikrarlı bir şekilde bugünlere getirdiği BOP’çu tarihinde bir kırılma olarak görülebilir.

Fakat, 15 Temmuz 2016 sonrası haftalar boyunca yaptığı konuşmalarında Fetullah Gülen’in iadesi için, yukarıda özetlediğimiz Eş Başkanlık tarihini doğrulayarak “Ey Amerika! Siz hangi teröristi istediniz de sorgusuz sualsiz vermedik?” diyebilen Tayyip Erdoğan’ın, ŞİÖ’ne rüşvet olarak bir Müslüman Türk’ü daha fedâ edeceğinden şüpheniz olmasın… Çin veya Çin adına “iş” görebilecek elverişli farklı bir ülke…

Aydın KALKAN
ADIMLAR Dergisi

İlgili haberler için resimlere tıklayınız:

timthumb-1 timthumb-3 abdulkadir_yapcan_kirgizistan_manas_akmatov_2 timthumb-2

 

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: