KÖY YUMURTASI – KÖY YOĞURDU

KÖY YUMURTASI – KÖY YOĞURDU

Bir arkadaşımız var, dükkânında köylünün getirdiği yumurta, süt, yoğurt, bal gibi ürünleri de satıyor.

Hem kendi kazanıyor, hem de esas olarak üretici köylünün malının tüketiciye ulaşmasına vesile olarak köylüye kazandırmış oluyor.

Köylünün kazanması, toprağına bağlı kalması için şart. Köylü kazanırsa toprağa bağlı kalır, ürettiğini satabilirse, üretmeye devam eder.

Fakat ne oldu?

imha-edilen-sut--4Hani şu son aylarda, ürettiği sütü satması yasaklanan üreticinin sütlerini kanalizasyona döktüğü görüntüler eşliğinde, köylünün ürünlerini satmasının engellenmesi medyaya yansımıştı ya…

Hani devletlular da, “yok öyle bir şey kardeşim!” diyerek güya yalanlamışlardı…

O arkadaşımızın anlattıklarıyla öğreniyoruz ki, bakanlık görevlileri dükkânları geziyor ve köylünün yumurtasını satmanın yasak olduğunu, satmaya devam etmesi halinde ceza uygulayacaklarını söylüyorlarmış.

Tabi, süt de, yoğurt da, bal ve diğer ürünler de.

Niye?

Üretim belgeleri yok, damgası yok, şuyu yok, buyu yok.

Yani düşünün, köylü tavuklarının altından topladığı yumurtalar üzerine damga vurabilirse yumurtasını satabilecek.

Balı da ürettiğini belgeleyecek, yoğurdu da sütü de.

Köylüye büyük üretici firmalarla rekabete girmesi söyleniyor kısacası.

Git kendine yumurtayı damgalayacak makine al, sütünü, yoğurdunu paketleyecek makine al filân…

Bunun adı köylü düşmanlığıdır, üretim düşmanlığıdır, vatan düşmanlığıdır daha kısacası.

Köylünün bu istenilenleri gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını bu kanunu çıkartanlar bilmiyor mu?

Hani adam büyük çaplı üretim yapar ve bunun kaçak olup olmadığını denetlersin de, köylünün hasır sepet içinde şehre indirdiği bir-kaç düzine yumurtadan ne istersiniz be hainler?

Nasıl, köylünün yumurtasını sattırmayarak vatanı kurtardınız mı?

Köylünün yoğurdunu, sütünü sattırmayarak, Ege’de adalarımızı işgal etmiş olan Yunan’ı denize mi dökmüş oldunuz?

Yarın, bu Yunan’ı denize dökmek gerektiğinde, oğlunu askere isteyeceksiniz ama!

Teröre karşı mücadelede köy yumurtası ile büyüyen çocuklar ölüyor, o damgasız yumurtalarla yapılan menemenleri yiyen, analarının sarıkızdan sağdığı sütten çaldığı üretim tarihi üzerinde yazmayan yoğurtla beslenen delikanlılar bunlar.

Bu adam yumurtasın satamayacaksa, sütünü-yoğurdunu satamayacaksa, ne yapsın? Memleketi bırakıp Yunanistan’a mı sığınsın?

Bu gün Avrupa’da, Fransa’da, İtalya’da, her köy ayrı bir peynir üretir ve o köyün-köylünün ürettiği peynir, o köyün adıyla, hatta üreticisinin adı ile marka olarak dünyaya pazarlanır. Devlet, kendi vatandaşının, köylüsünün, üreticisinin önünü kesmemiş, onun ürettiğini markalaştırıp satabilmesi için desteklemiştir. Büyük sermaye ile yarışa sokmamıştır kısacası.

Damgasız olduğu için yumurta, süt-yoğurt, bal satamazsınız demek, Türk köylüsünün elinde kalan son kazanç kapısını da kapatıp, “bunca zamana kadar yaşaman bile mucizeydi!” diyerek, alnının ortasına gâvur kurşunu sıkmaktan farksızdır.

Not: Bu durumun siyasi yansımaları da olacaktır elbette. Bu referandum öncesi meselenin vehameti net olarak ortaya çıkmamış olduğundan, köylülerimiz AKP’ye oy vermeye devam etti. Önümüzdeki günler ve aylarda durumun vehameti daha da ağırlaştıkça, tepkiler de artacaktır.

Adımlar Maraş

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et