YAZICIOĞLU SUİKASTİ
YAZICIOĞLU SUİKASTİ
Gazeteci ve yazar Abdulkadir Selvi, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün kaza değil suikast olduğunu bir kere daha vurguladı. Selvi, “Yazıcıoğlu’nun arkasından ‘Alperen’ diye mütevazi bir kitap yazmıştım. O kitabı yazarken yaptığım araştırmalara göre de Muhsin Yazıcıoğlu bir suikast sonucu ortadan kaldırıldı” dedi.
“Radar izleri uzun süre verilmedi”
Helikopterin düştüğü noktanın tam tersi yönde aramalar yapıldığını söyleyen Abdulkadir Selvi, suikastla ilgili şunları söyledi:
“Hiç helikoptere binmeyen birisinin helikoptere binmesi, o ağır kış şartlarında oraya gitmesi, orada eğitim uçuşu yapan uçaklarla ilgili radar izlerinin uzun süre verilmemesi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düştüğünde, düştüğü yerin değil de tam tersi yerin aranması ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterine ve naaşına ulaşıldığının açıklanmasından bir gün önce oraya giden bir askeri keşif heyetinin orayı bulması. Orada helikopter içerisinde kayıtları yapan teknik cihazların teknisyenler tarafından ustalıkla sökülmesi, bir gün sonra bulunduğunun açıklanması. Tabi İsmail Güneş’in o çabalarına rağmen ısrarla nokta tespiti yapılmak yerine başka yerlerin aranmasının hepsi kuşkulu noktalar.”
Yazıcıoğlu suikastı konusunda defalarca yazılar yazdık, bu meseleyi mümkün olduğunca, elimizden geldiğince gündeme sıcak taşımaya çalıştık.
Çünkü bu suikast bir Millî Güvenlik meselesiydi, ülkemizde birilerinin emperyalizmin menfaatleri dâhilinde operasyon yapmasıyla alakalıydı.
Bu suikast soruşturması da bu açıdan gayet şüpheli cereyan etti.
Hadise bir suikast olarak ele alınmadığından, mesela helikopterden cihazları söken asker, suikast için kurulan örgütte önemli bir rol oynamaktan değil de basit hırsızlıktan yargılandı. Yani, şayet bu mezkûr asker gibi suikast konusunda adları geçenler, yanıltıcı bilgileri verenler basit suçlarla değil de bir çete kurmak ve bu çete ile vatan ve millet aleyhine suikast düzenlemek gibi sahici suçlamalarla yargılanmış olsalardı bu suikastın aydınlatılabilmesi mümkün olabilirdi belki.
Ama bu suikastın aydınlatılmasını istemeyenler, adları geçen zanlıları yaptıkları organize işin üzerini örtmek için basit hırsızlık ve görevi ihmal gibi suikastla ve vatana karşı yapılan sabotajla hiç alakası olmayan suçlamalarla yargıladılar ki, bu yargılayanların da ister kasıtlı isterse ahmakça sebeplerle işin içinde olduğunu gösterici bir durum.
Özellikle siyasi iradenin mesuliyeti hâlâ ortadan kalkmış değil.
ADIMLAR Haber