SİYASETİN DOĞRU ÇİZGİSİ

Ak Parti seçmenini severim. Çünkü onlar bu ülkenin sağduyusunu temsil ederler. Onlar ve onlardan doğacak olanlar istikbalimize delalet ederler.

Fakat sevmediğim, daha doğrusu anlam veremediğim bir özellikleri vardır: Yukarıdan savunamayacakları ve dış mihraklara yoramayacakları bir şey gördüklerinde danışmanları suçlarlar. Liderimizi tenzih ederiz, o hata yapmaktan münezzehtir, danışmanları ona hata yaptırıyor derler. (Hatta yarı İbdacı yarı Ak Particilerde bile bu tenzihçi tutum çok belirgindir.) Bunun en son örneğini bugün (3 Ağustos 2011) Metiner’in yazısında gördük. Metiner çay fırlatma olayında savunacak ve dış mihraklara bağlayacak bir şey görememiş olacak, “ona attırdılar” dedi. Kim attırdı? İsim vermedi ama söylediklerinden danışmanları suçladığı açıktı.

Bunun üzerine ben de bu danışmanlar konusunu araştırmaya karar verdim. Kim bu danışmanlar? Ekmeğini yedikleri lidere neden hata yaptırıyorlar? Onları kim seçiyor da bunlara yol açıyor?

Araştırdım ama doğrusu hiçbir şey bulamadım. Danışmanların kimler olduğunu, kaç kişi olduklarını kimse tam olarak bilmiyordu. Meclis’te dahi bilinmediği için bir soru önergesi verilmiş. Cevaben 25 danışman olduğu söylenmiş. O tarihten sonra da danışmanlar alındığı için, bazıları bu rakamın 35’i bulduğu kanaatinde. Tam isim listesiyse meçhul.

Bazıları da diyor ki, danışman ayrı, başdanışman ayrı. Bir danışman kadrosu var, bir de ondan ayrı başdanışman kadrosu var. Sırf başdanışman sayısının 70’i bulduğunu iddia eden internet siteleri var. O zaman toplam danışman ve başdanışman sayısını, gökteki yıldız sayısı gibi kimse tam olarak bilemiyor.

Bu durumda lidere kim neden hata yaptırıyor sorusu cevapsız kalıyor. Sözgelimi Metiner bu çay attırma olayında tam olarak kimi suçluyor, bilemiyoruz.

Her defasında aynı şey olduğu için ben bu tenzihçi tutumdan giderek kuşku duyuyorum. Belki de hata danışmanlarda değil, Ak Parti seçmeninin kendisindedir diye pireleniyorum. Öyle ya, Hazret-i Ömer gibi bir azamet timsalinin karşısına geçip “yanlış yaparsan seni kılıçlarımızla düzeltiriz” diyen ümmet örneği nerede, her türlü hatayı tenzih eden, her eleştiriyi düşmanlık sayan, CHP seçmeninin psikolojisine bürünüp neredeyse ülkeyi heykeller ve efsanelerle donatacak kıvama gelen bu eğilim nerede?

Evet anlıyorum, sağ kesim geçmişte çok acılar çekti. Ama sadece sağ kesim acılar çekmediği gibi, acı çekmiş olmak tek başına her şeyi haklılaştırmıyor. Dava, eğer öyle bir şey varsa, her şeyin üstünde olmalı; şahıslar değil, dava tenzih edilmeli. Tıpkı Mirzabeyoğlu’nun Üstad’a dediği: “Benim artık Büyük Doğu diye bir davam yok diyecek olsanız, biz de size o dava gençliğe malolmuştur, siz isterseniz kenara çekilebilirsiniz deriz.”

Doğru çizgi budur.

Selim GÜRSELGİL

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: