BATAKLIKLA DEĞİL, SİVRİSİNEKLERLE UĞRAŞAN VAİZLER
Selim GÜRSELGİL
Bu giyim kuşam meselesine devam etmesek daha iyi. Bana öyle geliyor ki, burayı okuyanların bir kısmı benim çıplaklığı savunduğumu düşünüyor ve bu yüzden tepki gösteriyor. Mısıroğlu mevzuunda olduğu gibi. “Bizim idolümüzü eleştiriyor, demek ki karşı tarafa yaranmaya çalışıyor.”
Başka bir derdim olamaz yani!
Bakın arkadaşlar, biz kutuplaşmanın farkındayız. Yalnız kutupların yanlış yerlerde ve yanlış şekillerde oluştuğunu düşünüyoruz. O yüzden tam intibak edemiyoruz.
Mesela daha dün okudum. Bir diyanet vaizi düğüne gitmiş. Çalgı çengi başlamış.
Kadınlar piste çıkıp göbek atmış, gerdan kırmış. Kıyafetleri de o kadar açıkmış ki, oraları buraları belli oluyormuş. Sahneyi uzun uzun ibret nazarıyla izleyen vaiz, düğünden sonra vaaz kürsüsüne koşmuş, açık giyinen kadınlara veryansın ediyor, onları kibrit kutusuna sokuyor.
Şimdi biz bu vaizle aynı yönde nasıl kutuplaşalım? Biz olsak sorarız: Senin çalgılı çengili düğünde ne işin var? Hadi gittin, oynayan kadınları niye seyrediyorsun? Hadi seyrettin, nerelerinin belli olduğunu görecek kadar niye inceliyorsun? Açanın suçu var da bakanın yok mu?
Kaç türlü günâh işlemişsin, hadi işledin, gizleyecek yerde bir de millete anlatıyorsun. Çok müşkül durumda idiysen neden eline mikrofonu alıp orada tebliğ görevini yapmadın da gelip bize parmağını sallıyorsun?
Bunu orada yapsan muhtemelen yaka paça salondan atılırdın, gelip bize anlatınca süper hoca mı oluyorsun? Biz sana nasıl hak verelim? Eğer gerçek bir dindarsan senin bize hak vermen gerekmez mi? “Bu düzen değişmeli! Düzen değişimi için de küçük hokkabazlıklar değil, İslâmî düzen şuuru oluşmalı. Biricik gerçek kutup Büyük Doğu-İbda’dır.”
Muhiddin-i Arabî hazretleri Fusus’ul Hikem’de anlatır ki, ahir zamanda insanlar şehvetleriyle yönetilirler. Kumandan bana bu mânâda “zamanın ortasında… oturuyor” demişti. Şimdi bizim burada çıplaklığın taraftarı olmamız veya saçma sapan durumdan şikâyet etmemiz sozkonusu olabilir mi? Çıplaklık sadece müslümanların değil bütün insanlığın sorunudur. İnsanlık Amerikan emperyalizmi tarafından envai çeşit açık ve gizli sapıklarla doldurulmuştur. Sıradan insan ruh hastası hâline gelmiştir. Biz İslâmcılar olarak, nefsimizi bu cihanşümûl hastalıktan korumakla mükellefiz. Sabah akşam çıplakların nerelerinin belli olduğunu anlatan vaizlerle bunu nasıl yapacağız?
Bizim çıplakları giyinmeye ikna etmek gibi bir görevimiz yok. Bu yöndeki çabaları onların ayrıca teşvik gördüğü hastalıklı bir süreçten geçiyoruz. Neticede “ölen ölür kalan sağlar bizimdir.”
İslâmî düzende de bütün kadınların mümin kadınlar gibi örtünmesi yoktur. O hâlde “başımıza ne gelirse kadınlar yüzünden geliyor, erkekler günâhsız” kafasını bırakın. Ya adam olun yahut İslâm inkılâbı sizi de adam edecektir.