“TİYATRO BİTTİ” – RÜYADAN GERÇEĞE

Selim GÜRSELGİL

Mustafa Fişenkçi ağabey aradı. Almanya’daki gönüldaşlardan. Çok güzel rüya görür ve İbda Mimarı onun bu yönünü çok önemser, çok takdir eder. Yeni gördüğü bir rüya:

Kumandan’ın cesedi. Neden gömülmediği mevzuu. Hayran Hanım, “daha zamanı gelmedi” diyor. Mustafa Ağabey cesedi bulunduğu yerden indiriyor. O ara ölmediği, halen yaşadığı anlaşılıyor. Kumandan, üzerinde çalıştığı yeni eserinden bahsediyor. Mustafa Ağabey bakıyor, eserin ismi: “TİYATRO BİTTİ!”

Rüya bu. Bilmiyorum benim yeni çıkan kitabımla ilgisi var mıdır? Varsa belki şu yönden vardır:

“Bizim muradımıza uygun her söz, bizim gözümüzdür” derler. Ola ki içinde O’nun muradına uygun bir söz vardır; işte o, ne büyük saadettir. O sözün ne olduğunu bilmek isterdim.

Ama belki de rüyanın benim kitabımla doğrudan bir ilgisi yoktur. Bu takdirde de mânânın kuşatıcılığı ortadan kalkmaz. “Zamanın mânâsı”dır (zeitgeist); ve zamanın mânâsıyla mutabakat halinde olmak da bir talihtir.

Yücelikler ve incelikler yerinde dursun, beklediğimden fazla alaka görüyor Tiyatro Bitti. İlkinin hemen ardından ikincisini çıkarmak, ikincisini rizikoya atmaktı. Ama öyle olmadı. Tedarikçi yoğun bir ilgi olduğunu söylüyor ve boyuna matbaaya yeni siparişler verip, oradan oraya durmadan kitap taşıyorum. Her gördüğüme de soruyorum: Orhan Pamuk da kitabı çıktığında benim kadar zahmet çekiyor mudur?

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: