KUR’ÂN’A SAYGISIZLIĞA GEREKEN TEPKİYİ VERECEKLERMİŞ…

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile ortak basın toplantısında “Kutsal değerlerin aşağılanmasına tahammül etmemiz mümkün değil. 31 Temmuz’da İslâm ülkeleri olarak Kur’an’a saygısızlığa gereken tepkiyi vereceğiz!” demiş

Hayır ne yapacaklar ki?

Bu mefluç, mefluç olduğu kadar Haçlı Batı’ya mahkûm ve muhtaç bünye ile?

Kabineye atanacak bakanları ya Batı belirliyor veya Batı’nın hoşuna gidecek, Batıcı zihniyetteki, Batı devşirmeleri bakan olarak atanıyor. Görüntü, post modern çağda manda ve vesayet rejimi keyfiyeti arzediyor. Sadece İngiliz Mehmet değil kastımız… Sağlık Bakanı, DSÖ’nün elemanı olarak faaliyet yürütüyor. Turizm Bakanı, emperyal turizm ağının sayılı unsurlarından biri zaten. Hiçbir bakanda orijinal bir dünya görüşü fikri yok, yetmez mi?

Kur’ân yakma şeneatine dönersek. Gereken tepkinin ne olması gerektiğini yazdık: Allah Resûlü ne yapmışsa, onu yapmak. Geçmişte Çarli Hepdo örneğinde olduğu gibi bunu yapanlara da AKP iktidarı zaten terörist diyerek Haçlı Batı’nın yanında yer almadı mı?

Aldı!

Yani bu iktidarın gerekeni yapabilmesi mümkün olmadığına göre?

Ne yapacaklar?

Şiddetli kınıyoruz diye açıklama yapmak yerine, çok çok çok şiddetle kınıyoruz diyebilirler en fazla.

31 Temmuzda bizi utandırabilirler mi?

Böyle bir beklenti saflıktan da öte, ihanete işbirlikçilik olur. Müslüman ahmak olmaz. Müslüman kendini ahmak yerine koyarak sahte beklentilerle zamanını ve inancını istismar edenlere de pirim vermez. Bir insan, kendini ahmak yerine koyanlara, “evet ben ahmağım” dercesine ümit bağlamaya devam ediyorsa, o insanın temyiz kaabiliyetinde patolojik mânâda bir problem var demektir ki acilen Bakırköy’e sevki icap eder.