ÇOK KUTUPLU DÜNYA YÜKSELİRKEN…
Şevket KORAY
Batılılar Ukrayna’yı NATO üyesi yapma işinde fena çuvalladılar. Rusya liderliğinde yeni bir dünya kuruluyor. Artık Anglosakson hegemonyasının krizinden değil çöküşünden söz edebileceğimiz bir durumdayız. Çin’in on yıllardır süren yükselişini Hindistan da takip ediyor. Yeni güç odakları temayüz ediyor. Zengin Arap ülkeleri yavaş yavaş Batı’ya yüz çeviriyor. BRICS topluluğu hızla güçleniyor. Yeni güvenlik stratejileri Asya’daki yeni büyük güçleri hesap ederek yeniden şekilleniyor. Rusya’nın NATO’nun 30 yıllık genişleme oyununa Ukrayna Özel Operasyonu ile darbe vurmasının ardından, Pasifik adaları üzerinde Çin ve Batı yeni bir hegemonya mücadelesine girişiyor. Bu arada Hindistan pastadan her zaman payını alıyor. Afrika yüzünü Rusya ve Çin’e dönmüş durumda. Latin Amerika isyankâr ve hareketli, ABD hegemonyasından kurtuluş için büyük bir kavga veriyor. Bu savaş sadece Batılı akademisyenlerin sert güç diye tabir ettiği alan üzerinde dönmüyor. Asya güçleri, Avrupa’nın büyük Futbol yıldızlarını uçuk tekliflerle ayartıyor. Avrupa’nın futbolu üzerinde yeni kültürel bir hegemonya inşa ediyor ve onu yumuşak gücüyle alt ediyor. Dünya kupasının Katar’da oynanması israfa varan ihtişamıyla bir yumuşak güç gösterisiydi.
Çok kutuplu dünya zirveleri düzenlenirken, biz güzel gözlü Bakan Nebati’nin, “Dolarla mı maaş alıyorsun” diyerek dolar artışının önemsiz olduğunu savunan ve bir gün aniden istifa edip ortadan kaybolan Bakan Albayrak’ın ve önceden Erdoğan’ın en ağır eleştirilerine mazhar olan ancak seçim sonrası sürpriziyle ekonomi yönetiminin başına getirilen Şimşek’in neoliberal, ortodoks iktisat siyasetinin birleşimiyle avangart bir paradigmaya geçtik. İktisat teorisi ve İslâm hukuku hakkındaki eklektik fikirleriyle bir gün faiz indirilmesini diğer gün çıkarılmasını uygun gören büyük devlet adamlarımızı alkışlayan bir topluluk, yapılan her çelişkili hamlenin Büyük Doğu’nun veya yerine göre “Türkiye Yüzyılı”nın kurulması için elzem olduğunu savunuyor.
Şimşek artık rasyonel iktisat siyaseti uygulanacağını söyledikten sonra benzine ateşi döktü. Akaryakıta yapılan yaklaşık 6 TL tutarındaki ÖTV zammının, fiyatlar genel seviyesini ateşleyeceği biliniyor ve enflasyonla mücadele hedefinin bütçe açığını kapama hedefinin gerisinde olduğu anlaşılıyor. Bakan Nebati’nin KKM’sinin bütçede meydana getirdiği tahribat, Anadolu ahalisine acı çektirmeye devam edecek gibi.
Ama her şeyin ötesinde, Şimşek’in ekonomi tercihleri işçi sınıfını gözden çıkarmış görünüyor. Şimşek yönetimi enflasyonu körükleme riski pahasına vergiyi zenginlerden almayı aklına getirmiyor. Yeni vergileri geçtik, zenginlere yapılan geçmiş vergi kıyaklarının [1] bir daha tekrarlanmaması bile ezilenler açısından bir kazanım olurdu. Ancak iletişim araçlarının sahibi olan yöneten sınıf, daima sınıf ilişkilerini saklamanın ve ezilen sınıfı birbirine düşürmenin ve parçalamanın yollarını arar.
Bu da tarihin öznesi, aydınlar sınıfının görevini ihtar eder. Aydınlar sınıfı, demagoglardan farklı olarak olması gerekene dair fikri olan insanlardır. Aydınlar sınıfının büyük önderleri, Büyük Doğu Mimarı ve İbda Mimarı, yaşadıkları dönem boyunca bir yandan kurtarıcı fikri inşa ettiler diğer yandan aksiyon adını verdikleri siyasî mücadeleyi yürüttüler. Biz onların fikirlerinden, Batıcılığın, neoliberalizmin ve BOPçuluğun çıkmaz yol olduğunu öğrendik, bugün ise, dünyada ÇOK KUTUPLU bir sistem inşa edilirken, Türkiye’nin, adaletsiz ve fikirsiz iktisat siyasetiyle kaybedecek vakti ve enerjisi olmadığını Balkondakiler’e hatırlatmakla yükümlüyüz.
[1] Örneğin 128 şirkete sağlanan 2020’deki vergi indirimleri ve istisnalarıyla bu şirketlere 250 milyon doların üzerinde avantaj sağlandığına ilişkin haber: https://haber.sol.org.tr/haber/akp-patronlara-calismaya-devam-ediyor-milyarlarca-liralik-vergi-kiyagi-16558