HİLÂFET MESELESİ – 6

Selim GÜRSELGİL

Bugün şunu açıkça biliyoruz ki, “Hilâfetin saltanattan ayrılması”, “Sultanın İstanbul’dan çıkarılması”, “Hilâfetin kaldırılması”, “İstanbul yerine Ankara ile antlaşmaya varılması”, “Türkiye’nin başkentinin Bursa, Ankara veya Konya’ya taşınması” gibi fikirler, asıl ve kaynak hâlinde Lord Curzon tarafından üretilmiş fikirlerdir. Curzon, Türkiye’nin hilâfetten arındırıldığı takdirde, İran ve Afganistan gibi ikinci sınıf bir Asya ülkesi durumuna düşeceğini, Panislâmizm tehlikesinin ortadan kalkacağını ve İngilizlerin zaferinin teminat altına alınmış olacağını savunuyordu.

Churchill ve İngiliz genelkurmayı da benzer görüşlerdeydi. Churchill özellikle Türkiye’nin Sovyet tesirine girmesinden hastalık derecesinde korkuyordu. Bunun için yapılması gerekenin Ankara ile barış yapmak, dost ve müttefik bir Türkiye’yi Sovyetler’e karşı tampon bölge olarak tutmak fikrindeydi. Bu konuda gerek Curzon, gerekse Churchill, Başbakan Lloyd George’a, bazen basın yoluyla, bazen mektup ve yüzyüze görüşme yoluyla defalarca uyarılarda bulundular. Ancak Lloyd George Türkleri tamamen yok etmek veya bir gazetede yayınlanan demecine göre, Asya’ya sürmek istiyordu. Sonunda onların dediklerine geldi, ama siyasî hayatı da bitmiş oldu.

Hilâfetin Lozan görüşmelerinin de gizli gündemi olduğunu, Rauf Orbay’ın hatıralarından öğreniyoruz. Burada Curzon’un çaşıtı olarak çalışan Hahambaşı Hayim Nahum’dan ve onun telkinleriyle İsmet Paşa’nın Hilâfetten tamamen vazgeçtiğinden söz ediyor. Bunlar, özellikle artık kültürel sınırların ortadan kalkmasıyla yabancı kaynaklara Türk geçlerinin kolayca erişebiliyor olması, bu konudaki resmî tezlerin sorgulanmasına yol açıyor. Giderek sansürün etkisiz kalkmasıyla ortaya çıkan tarihî belgeler, Hilâfetin kaldırılmasının içyüzü hakkında şimdiden bir hayli şey söylüyor. Köklü Değişim dergisinde yer alan bir iddiaya göre, bu konuda en önemli tarihî belgelerden biri de, halen sansür altında tutulan Lâtife Hanım’ın hatıraları olacaktır; çünkü M. Kemâl ile İsmet Paşa arasında yapılan bu konudaki ikili görüşmeye tek şahit olan odur. M. Armağan da İngiliz parlamentosunun Hilâfet kaldırılıncaya kadar Lozan’ı onaylamamasına, oyalamasına, ancak 6 Mart 24’te onaylamasına dikkat çeker. Curzon’un sonradan olanları birkaç yıl önceden belirten demeçleriyle yanyana geldiğinde, bütün bunlar, resmî tarihin Hilâfet hakkındaki açıklamaları hakkında şüpheler doğurmaktadır. Tabiî ki, istenildiği kadar saklansın, bir gün bütün gerçekler ortaya çıkar.

Fakat işin ikinci yanını biz pek anlatamıyoruz herhalde. Biz bu tarih üzerine bugün çakma bir hilâfet oluşturulmasına karşıyız. Ama daha bu sabah twitter’da gördüm. Birisi sn Cumhurbaşkanının resmini yayınlamış ve üstüne de şunu yazmış: “Hilâfet kaldırılmadı ki, bizim halifemiz burada!”

İşimiz zor.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et