DİYARBAKIR’DAKİ ET KUYRUĞUNUN AFRİKA İLE ALÂKASI

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Diyarbakır’da ucuz et kuyruğu varmış… Her gün yüzlerce insan ucuz et için kuyruğa giriyormuş daha gün ışımadan. Saat 5’te kuyruğa girenler, saat 7,30 olunca dağıtılan sıra fişini alıyor… Sonra marketin 9,30’da açılması bekleniyor… Artık akşama kadar kime sıra gelirse. Bir kilo et için saatlerce kuyruk… Et biterse, hadi yallah evlere…

Kuyrukta bekleyen emekliler feryat ediyor, “bu maaşla nasıl geçinelim!” diye. Eskiden aldıkları emekli aylığı asgarî ücretten fazlaymış ama şimdi…

Yönetenler Türkiye yüzyılı diye palavra sıkmaya devam etsin, bu sistem böyle devam ettiği müddetçe daha da kötü günler kaçınılmaz.

Ülkenin borcu durmadan artıyor. Bu borcu birileri ödeyecek. O da fakir oluyor: Sık dişini kardeşim, güzel günler yakındır…

Ülkenin borcu devamlı artarken, nasıl oluyor da dar gelirli daha da darlığa düşüyor?

Yani dışarıdan borç alıyorsak, ülkeye fazladan para giriyor demektir ve bu bizim cebimize girmiyorsa, nereye gidiyor?

Dar gelirli daha da darlığa düşüyor madem, zengin neden daha çok zenginleşiyor?

Bir ülkede varlık ve yokluk paylaşılırsa o ülke gerçekten büyük olur. Yokluk yıkmaz, adaletsizlik yıkar. Adaletsiz olanın uçağı, bıçağı olsa en fazla adaletsizliğine hizmet eder.

Şurada sözümüz geçiyormuş, burada varlık gösteriyormuşuz…

Biz daha da fakirleşirken, birileri daha da zenginleşmeye devam ediyor…

Kendi vatanında adaleti tesis edemeyen başka yere gidip söz sahibi olsa ne olacak? Aynı adaletsizliği oralara taşıyacak. Adaletsizliği taşıyıp, oraların garibanlarını sömürüp daha da zenginleşecekler altı üstü. Oralardaki hak ve halk düşmanları ile el ele verip, birlikte sömürecekler ora halkını. Sömürdükleri vatan yetmez oldu…

Amerika, AKP’nin Afrika’daki faaliyetlerinin ne kadar faydalı olduğunu yere göğe sığdıramamacasına övgüyle takdir ediyor… Hani Afrika’ya ayağımızı atıyoruz ya, bu Amerika’yı niye sevindiriyor? Normalde Amerika’nın rahatsız olması gerekirken? Amerika’nın kuyruğu olunca, mesele yok. Kuyruk, önce bizi yönetenlerin başkalarına kuyruk olmasıyla başlıyor. Sonra, biraz palazlanınca, başkalarını kuyruğa katma görevi veriliyor. Dün buna BOP Eşbaşkanlığı demişlerdi, bugün pek isim telâffuz edilmese de kuyrukçuluk misyonu devam ediyor. Kuyruğa ve kuyrukçuluğa BOP gibi özel isimler vermeye ne gerek var, bilâkis tepki bile alıyor olması bakımından mahzurlu oluyor.

Hülâsa mı?

Kuyrukçuları iş başına getiren millet, kuyruklardan kurtulamaz!

Bağımsız değilsin, senin tarım politikanı kapitalistler belirliyor. Emperyalizmanın işbirlikçileri tayin ediyor senin ne yiyip ne yemeyeceğini veya ne kadar yiyeceğini. İdeoloji, her şeyin bütünün parçası olarak birbiriyle ilişkili olduğunu görme ve anlama davasıdır. Diyarbakır’da et kuyruğunda olan kardeşim, bu şartlarda Afrika’da oluşumuzun övünülecek değil de utanılacak bir şey olduğunu anladığında ancak o zaman o kuyruklardan kurtulabileceksin.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et