SİYASETİN SEFİL VE KAHRAMAN HÂLİ

Alâaddin Bâki AYTEMİZ

İİT… İslâm İşbirliği Teşkilâtı…

Üstad’ın bir tarifi vardır, müslüman olduğu iddia edilen ülkelerle ilgili, “ahalisi müslüman, yönetim küfür” der… İşte, halkı müslüman olan ülkelerin kimi apaçık kâfir kimi de güya müslüman gözüken emperyalizm işbirlikçisi rejimleri, yöneticilerinin bir araya gelerek bir şey yapıyormuş görüntüsü vererek, müslüman halkı uyutmak üzere kurdukları yapı…

Toplanırlar, konuşurlar ve çok büyük iş yapmış gibi açıklama yaparlar, temenni ve dileklerden ibaret bu açıklamaların içi boştur, zaten o toplananlar koftur, emperyalizmanın köpeğidir ama sorsan büyük iş yapmışlardır.

Yine toplandılar, yine konuştular, yine dilek ve temennilerden ibaret bir bildiri okudular ve çok büyük iş yapmış olmanın yorgunluğu ile dağılıyorlar ama bu defa iş ciddi. Filistin direnişi beklenmedik şekilde sürmeye devam ederken, zaman geçtikçe taban ve meşruiyet kaybetmekteler.

Ürdün’de yaşanan gösterilerin şiddeti ve boyutu, emperyalist işbirlikçisi blok arasında içeriden düşebilecek ilk kalenin Ürdün olduğu zannını uyandırmakta. Emperyalizmanın, Anglo-Sakson hegemonyanın dünya üzerindeki gerileyişi ile birlikte düşünüldüğünde, her ân her şeyin olmasını bekleyebiliriz.

Suud’da en küçük eleştiri tutuklanmakla neticelenir hâle geldi. Korkularının, tehlikenin büyüklüğünü göstermesi bakımından mühim.

Türkiye’de İmânsız İslâmcı AKP rejimi, iktidara gelebilmek ve iktidarda kalabilmek için gerekli meşruiyeti üretmek için Filistin’in her şeyini istismar ettiğinden dolayı, protestocuları doğrudan hedef almaktan çekinse de İstiklâl Caddesin’deki protestoculardan beşinin Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklanması örneğinde olduğu gibi, tehdit görülen yerde farklı kılıflar altında hamleler yapıyor. (Yeri gelmişken şunu da ekleyelim ki, kaç zamandır Cumhurbaşkanına Hakaret zulmü, 5816 zulmünü geride bırakacak aktüel bir keyfiyet arzetmektedir.)

AKP yöneticileri, iktidarlarının diğer İslâm ülkelerindeki iktidarlardan daha ileri adımlar attığını söyleyerek hem hakikati tahrif etmekte hem de esas büyük resmi perdelemekte.

Bir kere İran ve Husilerin ve hatta Suriye’nin pozisyonu ortada. Hatta Suriye sabah akşam İsrail saldırılarına maruz kalmaya devam ediyor. Lübnan ve Hizbullah da bir başka fasıl.

Üzeri örtülmek istenen esas büyük resme gelince.

Türkiye’nin tarihî misyonu icabı yapması gerekenlerin yanında AKP rejiminin yaptıkları, esas yapılması gerekenleri yapmamak üzere mazeret teminin ve kendi kendini tatmin ettirici istimnaya davetten başka bir şey olmadığından esas itibariyle tarihi misyona da ihanet. Hadiseler Türkiye’yi tarihî misyonunu ifaya zorlarken, bu misyonu yüklenmemek için bahaneler üretilip, sözde yapılanlar ileri sürülerek elimizden bu kadar deniyor. Hatta, yeri geliyor millet suçlanıyor. Neymiş, AKP ileri adım atarmış ama millet arkadan gelir miymiş?

Şu alçaklığa bakar mısnız?

Bu ülkede kim ileri adım attı da millet arkasından gelmedi?

Bu millet büyük oynayanlarla büyük oynayacağını ispat etmiştir. Dolayısıyla millet arkadan gelir mi, soğan sarımsak peşine düşer edebiyatı, alçaklıklarını millete suç ar-tarak perdeleme, şirretlikle, şıltakla suçunu bastıma, işbirlikçi ihanetini perdeleme rezilliğinden başka bir şey değildir.

Bu milletin şahlanması, milletin başında şahlanacaklarla mümkün.

Bunların görevi de millet şahlanmasın diye, sahte kahramanlık üretmek.

Ama er geç bu olacak. İşte siz o zaman göreceksiniz kim kimdir, gerçek kahraman nedir!

Güvendikleri ve dayandıkları, iktidarlarını korumak için para dilendikleri emperyalizma yerle yeksan olurken buradaki köpekleri de tekmelerimizin tadını sırtlarında hissedecek… İşbirlikçi sefil siyasete, kahramanca soylu siyasetin cevabı bu olacaktır!

O günün şafağı belirmeye başlamıştır.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et