HAKİKATİN ENGELCİSİ, “REEL POLİTİK”
İnsanların meseleleri HAKİKAT yönünden ele alamayışı, çözüm üretemezliğinin sebeplerinin en başında gelir. Meseleleri HAKİKAT yönünden ele alamayışımızın başlıca sebebi de REEL POLİTİK’çi söylemler ve zihinlerde reel politiğin idealize edilmiş olmasıdır. Bu hayatın her alanında böyle…
Altı doldurulmadığı için beylik lâftan öte geçemeyen “eğitim şart!” tesbitini vesile kılarak konuya açıklık getirmeye çalışayım; erkek ve kız çocuklarımızın yetiştirilmesi için (kadın ve adam olmak için) kurulmuş ve uygulanmakta olan eğitim sistemimizdeki (erkek ve kız vurgusunu özellikle yaptım) eğitimciler, “erkek ve kız çocuklar için nasıl bir eğitim vermeliyiz?” (öğretimden bahsetmiyorum) sorusunu, hakikat yönünden ele almış olsalardı, KARMA eğitim dedikleri mevcut modelin, kızı, kadın ve erkeği de adam olmak için hazırlayamayacağını göreceklerdi. Ayrıca kadın bir öğretmenin erkek çocuğu adam olmaya, erkek öğretmeninde, kız çocuğunu kadın olmaya hazırlamada yetersiz kalacağı gerçeğiyle yüzleşmeleri gerekirdi.
Bu durumun sorgulanmayışının ve bu konuda fikir üretilemeyişinin, başlıca sebebi de “reel politik” şartlardan ziyâde, bizzat “reel politik”çiliğin idealize edilmiş olmasıdır. Hâl böyle olunca da, “kadın” ve “adam” olma şartlarından uzak insan örnekleri yetişmektedir.
Mutlu, huzurlu evliliklerin ve yuvaların kurulamamasına, kurulanların da ya bozulduğuna, ya da mutsuz ve huzursuz bir hâlde “formalite evlilikler” olduğuna şahit olmaktayız. Özellikle İslâmî çevrelerde bu husus artık kalplere sinmiş “reel politik” yüzünden, hakikate nisbetle ele alınamaz.
Hemen her meselemizde bunu gözlemlemek mümkünken, hemen her ailede yaşanan bir gerçeklik hâlinde ve çarpıcı örnek olsun diye bu konuyu ele almaya çalıştım. Reel politiği idealize etmiş insanların, gerçek sorunlara, gerçek çözümler üretmesi neredeyse imkânsızdır. Çünkü “reel politik” kendi durumunu muhafaza etmek için, hakikatin ırzına geçmekten çekinmez.
Türk insanı gerçek sorunlarına gerçek çözümler üretmek istiyorsa, hayatının her alanına sirayet etmiş olan “reel politik”çi söylemlerden uzak durmalıdır. Bu mânâda “reel politik” kavramı, İBDA Mimarı Sayın Salih Mirzabeyoğlu’nun ifâde ettiği “her siyasî hadisenin aynı zamanda sosyal bir hâdise” olduğu hakikatine en çarpıcı misâllerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
HÂKİM FİKRİN ENGELCİSİ KONUMUNDA OLAN “REEL POLİTİK”, FİKİR VE ÇÖZÜM ÜRETMEKTEN UZAK OLDUĞU İÇİN, HÂKİM FİKİR KARŞISINDA DAİMÂ MAHKÛMDUR.