ADALETİN KENDİNİ DAYATMASI YÜRÜYÜŞÜN ARDINDAN
.
ADALETİN KENDİNİ DAYATMASI
YÜRÜYÜŞÜN ARDINDAN
Av. Mehmet TIĞLI
Yürürken olumsuz bir şey yazmadığım gibi sempatimi de dile getirmiştim… Çünkü, iş yapan adam ne olursa olsun asgari şartta takdiri hak eder…
Yürüyüş bittiğine göre yazabiliriz… Sistem içinde sisteme yapılan eleştiriler çoğu zaman sistemi ortadan kaldırmaktan ziyade, güçlenmesini ve sistemin devamını sağlar…
“Adaleti tesis” etmek ile “adalet dilenmek” arasında dağlar kadar fark var… Ayrı ve uzun bir yazı konusu…
“Adalet yürüyüşü”nün neticesine baktığımızda bu tür girişimlerin 2019 seçimi öncesi, seçime sistemin hazırlanması meyanında atılan adımlar olduğunu söylemekten kendimizi alamıyoruz. Samimi olarak sisteme kafa tutmanın zemini olarak görenlerin niyetlerinden hiç şüphe etmeden bu tespiti yapıyoruz tabiî ki.
Başkanlık seçim sisteminin tabi bir sonucu olarak ikili parti sistemi… Buna paralel olarak da iki parti etrafında siyaset dizayn edilecek… Yani iktidar etrafında yörüngeye oturacak” iktidarın muhalefeti”, Muhalefet etrafında yörüngeye girecek “muhalefetin muhalefeti” .
Ikili partide ve muhalefet rolü CHP’ye, iktidar rolü AKP’ ye. Iktidara kenetlenmiş ve iktidara muhalefet MHP’ye… Muhalefete muhalefet rolü de Vatan partisine vs…
Bu rollerin sahiplerine, sistemin sağlıklı yürüyebilmesi için itibarlaının iade edilmesi gerekir. İçinde bulundukları yıpranmışlık kendilerinden istenen rolleri icra etmelerine engel. çünkü.
Yıpranmışlık devam ederse muhalefet ya serseri mayın gibi nerede patlayacağı bilinmez yada aşırı uçlara kayar, çözüm arayışının sistem dışına çıkmasına sebebiyet verir. Bu da sistem için tehlikelidir, oluşan tehlike hem sistem hem de iktidarın işine gelmez. Tehlike oluşmaması için Kılıçtaroglu başta olmak üzere önümüzdeki dönemde rol alması düşünülen tüm aktörlerin itibarının iade edilmesi, dağılan ya da mızmızlanan muhalif kesimin de toparlanması gerekiyordu.
Bu yürüyüşle itibar İade edildi de sorun ortadan mı kalktı? Hayır… Sorun yerli yerinde duruyor… Durdukça da sistem açısından risk devam ediyor.
Kılıçtaroğlu Yenikapı, dokunulmazlık, referandum sonucu konusundaki iktidara teslimiyeti tabanda oluşturduğu rahatsızlığa rağmen büyük bir destek ve sempati alarak yürüyüşünü tamamladı. Desteğin yarıya yakını da kendi tabanı dışından geldi. Milletin, “hak- hukuk adalet” konusunda ki ihtiyacı ve bu ihtiyacın giderileceği hissini yaşatarak meydana bayrak dikildiğinde altında toplanacağının göstergesidir bu
Bizim için yürüyüşün getirisi “adalet” ihtiyacının en üst seviyeden dile getirilmesi ve İbda Mimarı’nın 29 Kasım konferansıyla açtığı yeni safhanın tüm kesimlerin katılımıyla tabi gidişatı içinde yürüyor olması. Bu safha hedefine ulaşıp “Mutlak Adalet” tecelli edene kadar bu iş burada bitmez…
Çünkü “adalet dilenmek” ile “adalet tesisi” arasında dağlar kadar fark var…
Bir arkadaş soruyor, “ya sistem sistem diyorsun, nedir sistemin adı, açık söyle!”
Ne olacak, “Küçük Amerikan Düzeni”… Stratejik hedefte BOP…
Türkiye siyasetindeki sistem içi aktörlerin yıpranması, uluslar arası baskılar, sınırlardaki savaşlar beklenmedik gelişmeleri hızlandıracağı ve sisteme alternatiflere yol açacağı sistem içi ve dışı aktörlerin gözden kaçırmadığı hususlar olsa gerek.
“Adalet” pankartının önünde kürsüden İBDA selamıyla kitleyi selamlayan Kılıçtaroğlu zulme direnmenin merkezini ve Adaleti tesis ederek tüm toplumu birleştirecek “Yeni Düzen”in de adresini farkında olarak veya olmayarak tüm dünyaya göstermiş oldu.
Bizim selamladığımız da herkesin kendi hal diliyle haykırdığı bu gerçektir.
.