“CARLOS, EMPERYALİZM VE SİYONİZME KARŞI VERİLEN MÜCADELENİN BAYRAKTARIDIR!”
IŞIKHAN:
“CARLOS, EMPERYALİZM VE SİYONİZME KARŞI VERİLEN MÜCADELENİN BAYRAKTARIDIR!”
Igor Molotov’un yazdığı, “Arkadaşım Çakal Carlos” kitabı yarın piyasaya çıkacak, raflardaki yerini alacak. Kitaba internet üzerinden sipariş vermek suretiyle ulaşmak da mümkün.
Molotov’un Carlos’un özgür kalması projesi kapsamında kaleme almış olduğu kitabın piyasaya çıkması ile paralel olarak Moskova’da bir sanat sergisi de yapılacak.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Bu sergide sanatçılar, Carlos’la lgili eserlerini, çalışmalarını sergileyerek, Carlos’un serbest bırakılmasına katkı sunmaya çalışacak, sanatın diliyle Carlos’un serbest bırakılması gerektiğini bir kez daha vurgulamış olacaklar.
Eduard Kulemin, Kirill Shamanov, Sergei Petrov, Yulyasha Srulneg, Mikhail Rubtsov, Alekseya Gintovta ve Victor Puzo gibi isimlerin yanında, bu sanat faaliyeti ile Türkiye’de yakından ilgilenen bir kişi daha var ki o da Ümit Yaşar Işıkhan.
Biz de bu vesileyle Sayın Işıkhan’la bir röportaj gerçekleştirdik. Carlos’u bir rüya vesilesiyle keşfettiğini söyleyen Işıkhan, bu keşif ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
Bu röportajla birlikte, bu sanat faaliyetinde yer alacak eserlerden kimi örnekleri de sizlerle paylaşıyoruz.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Sayın Işıkhan, bize kendinizi tanıtır mısınız?
1957 de Mardin’de doğdum.1968 yılından beri İzmir ve Muğla’da yaşamaktayım. Şair, yazar gazeteci olarak şiir ve öykü dallarında onbir yapıtım yayınlandı. 2018 yılında 8 yapıtım yayına hazırlanmıştır.
1986-87 de İzmir’de “Temmuz” edebiyat dergisini ve1989-90 yıllarında 8 dilde ve 68 ülkede temsilciliği olan Türkiye’nin ilk uluslararası kültür sanat dergisi olan “Homeros”u yayınladım.
1986 yılından beri yurtdışında yapılan uluslararası sanat festivallerine katıldım. (Irak-Suriye-Ürdün-Makedonya-Kosova-Almanya-Sırbistan-Fas-Libya-Azerbaycan)
1999 da Irak’a uygulanan ambargo sırasında katıldığım “Mirbed Uluslararası Şiir Festivali”nde değişik ülkelerden katılımcı birçok şair-yazar-ressam-yayıncı arkadaşımla UASB-Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği’ni / IAAA – International Activist Artists Association- kurdum. Şu an da 32 ülkede şair, yazar, ressam, akademisyen, politikacı, yayıncılardan oluşan temsilcilerimiz bulunmaktadır.
2008 yılında Azerbaycan Bakü’de bulunan Vektör İlimler Akademisi tarafından “Dünya Sanatına Katkı Hizmet Ödülü”nü aldım.
2010 yılında Birleşmiş Milletler Uluslararası Ödül Komitesi tarafından “Dünya Kültürüne ve Sanatına Hizmet Üstün Nişanı” ile taltif edildim.
2010’da “Deniz Süpürgesi”, “Yağmur Makinesi” vb. bilimsel çalışmalarım nedeniyle Almanya Hannover Doğa Bilimleri Akademisi ve Avrupa Ünv. tarafından Fahri Doktora verildi.
Ulusal birçok ödülün sahibiyim. Şiirlerim; İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, Kürtçe, Sırpça ve Hint dillerinde yayımlandı.
Okunabilir, dünyanın en küçük, en hafif ve en pahalı kitabın sahibiyim ( 0.4×0.6mm-72 sayfa ve 0.9 gram) Bakü Minyatür Kitaplar Müzesi kanalı ile Guinness Rekorlar kitabına girdi. Söz konusu kitabı manevi ağabeyim, mazlum halkların kardeşi Comandante Carlos’a, Salim Muhammed Nuri’ye, Çakal Carlos’a armağan ettim.
Ayrıca heykeltraş olarak da eserlerim bulunmaktadır. En son yaptığım, kardeşim Comandante Carlos bronz büstü, ailesine ulaştırılmak üzere Venezüella’ya gönderdim. Ama sayın PTT kargomuz bu 16 kg ağırlığındaki 1×1 metre boyutlarındaki bronz büstü yolda kaybetti. Veya birileri çaldı. Bu konuda hukuksal mücadelem devam ediyor.
Ege’de bir çok ilçede liman başkanı olarak görev yaptım. 2017 de Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Uzman olarak emekli oldum.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Siz Carlosl’la da görüştünüz, bu görüşme nasıl gerçekleşti, neler konuştunuz, anlatabilir misiniz?
Önce şunu söyleyeyim. Yıllar önce okunabilir dünyanın en küçük şiir kitabımı yayına hazırlarken Çakal Carlos’u rüyamda gördüm. Boynunda Filistin poşusu ile bana gülümsüyor… “Ben Carlos kardeşim” diyor… Heyecanla uyandım… Unutmamak için eşime sabah Carlos’u anımsatmasını söyledim. Futbolcu Carlos değildi bu… Başka bir Carlos… İnternetten inceleyince fotoğrafını gördüm. Evet, benim rüyama giren Salim Muhammed Nuri, Ilıch Ramirez Sanchez, emperyalist güçlerin deyimiyle “Çakal Carlos” dedikleri kişiydi. Hayatını, mücadelesini inceledim. Evet, benim rüya kardeşim buydu. O sırada baskıda bekleyen okunabilir dünyanın en küçük kitabımı ona armağan ettim. “Baran” Dergisinde yazdığını öğrendikten sonra çok değerli insan, Carlos’un Avukatı Güven Bey’den adresini alıp bağlantı kurdum. Tanıştım, yazıştım, 2016 Ocak ve 2017 Haziran ayında olmak üzere iki kez Paris’te ziyaretine gittim. Çok sevindim ve çok üzüldüm.
Hayatını mazlum halkların davalarına adamış ve özellikle Siyonizm’e, emperyalizme karşı savaşı hayatının anlamına eklemiş Müslüman bir devrimcinin haksız yere ve Fransız hukuk sisteminin yüz karası olan bir kararla ömür boyu hapse mahkum edilmiş olmasını hazmedemiyorum. 9 dil bilen ve hayatı mücadele ile geçen bir insanın anlatacağı elbette çok şey vardı. Her hafta yazdığı gibi, anlatacağı çok şey vardı.
Arapça konuşmamıza rağmen anlaşılmayan ve suskun kaldığımız anlar da oldu. O son yüzyılın özgürlük savaşçısı ve Müslüman bir halk kahramanı, devrimcisi olarak hayatı ve olayları yorumlarken asla umudunu yitirmiyordu. O içerde bizden daha dirençli, daha umutlu ve anılarıyla dünya olaylarını ve aktörlerini yorumlaması ona olan hayranlığımı arttırdı. Biz onunla kardeş olduk. Ben bir sosyalist olarak onun kavgasını omuzlarıma yükledim. O bütün dünyanın mazlum ve yoksul Müslüman halkların dertlerini omuzlarında taşıyordu. Gözleri ışıl ışıl umut ve inanç kıvılcımlarıyla alanlara çıkmış gibi yumruğunu sıkarak hapishane avlusuna bakarken bile dimdik yürüyordu. Ve tabi, çevresindeki insanlara takılmasındaki esprileri, bütün mahkumların ortak paydasında umudu ve kader birliğindeki direncin en güzel sayfasında her ortamda ve her koşulda lider kişiliğini ön plana çıkarıyordu. Her iki görüşmemizde de sarılarak ve umudumuzu çoğaltarak ayrıldık.
Görüşmelerimizde onunla elbette her konuda konuştuk. Türkiye, Ortadoğu, dünya, Venezüella, ailesi, CIA ajanı hain Fetö, Mossad, Fransız hukuk ve politik sistemi… Türkiye’nin yapması gerekenler, atması gereken hamleler ve en çok kaygılandığı Venezüella’nın durumu…
Ortadoğu’daki hain liderlerden, satılmış yönetimlerden, aşklardan ve umuttan söz ederken bile benden daha fazla umutlu ve dirençli oluşu, kavgaya inancın mânâsını da ifâde ediyordu.
Umut, özgürlüktü… Umut Carlos’un bir gün özgür olması ve Türkiye’ye bize konuk olmasıydı. Umut birilerinin onun davasına samimi olarak sarılması ve dünya kamuoyuna duyurmasıydı. Umut bizdik ama biz yorgun ve yoksulduk. Ülkem gibi.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Sizin için Carlos ne ifade ediyor? Carlos’u nasıl görmek, değerlendirmek lâzım? Sizin için O’nun ifâde ettiği mânâ nedir?
Carlos, benim için emperyalizme ve Siyonizm’e karşı verilen kavganın bayraktarı, başta Müslümanlar olmak üzere bütün mazlum halkların kardeşi ve yaşayan, özünü ve ruhunu koruyan son devrimci olarak dünya tarihinin en önemli ve onurlu şahsiyetlerin sonuncusu… Bu nedenle Comandante Carlos’u saygıyla selamlıyorum.
Her şey bir yana, dünya devrim / değişim tarihini bilen bireyler olarak, bu uğurda hayatını ve olanaklarını feda eden havarilere karşı sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Buradan hareketle Carlos’un, dünya Müslümanlarının ve hangi dinden olursa olsun yoksul halkların birlik, dayanışma ve uyanış hareketinde yol rehberliğini yapan çok önemli bir kahraman olduğuna inanıyorum.
Müslüman bir sosyalist olarak hayata ve olaylara bakış açısına hayran kaldım… Onun bu tür payelere ve tanımlara ihtiyacı olmadığına da inanıyorum. O sade bir devrimci, bir Müslüman olarak yalnızca bizleri uyarmaya çalışması, bilgi ve birikimini paylaşması, buradan hareketle mikrodan makroya uzanan bir fotoğrafın bütün renklerine, kenarda duran bir imgesine, aktörlerine dikkatimizi çekmesini çok önemli bir misyon olarak görüyorum.
Carlos’un içerde, dört duvar arasında ve Siyonist idarecilerin psikolojik baskısı altında dimdik ayakta durması, hayatı ve inandığı mücadeleyi çekinmeden her koşulda ifade etmesi, ekonomik çıkmazlarına rağmen ruhunu ve inancını inatla koruması kolay değildir. Bilinçli ve inançlı bir lider olarak bir çok devrimci tutukluya, dünyanın her yerinde emperyalizme karşı mücadele veren gerillalara örnek bir model oluşturduğuna inanıyorum.
Hızla kirlenen çağımızda böylesine samimi, güzel ve inançlı insanların var olması ve içerde, hücrede tutukluyken bile umudunu ve geleceğe dönük inancını yitirmemiş olması çok önemli.
Comandante Carlos, geçmişin ve şimdiden sonra emperyalizme ve Siyonizm’e karşı verilecek kavgada öncü karakteriyle ve cesareti ile hep örnek olacaktır. Buradan hareketle, yaşayan son devrimci Müslüman olarak ona sahip çıkmayı, duygu ve düşüncelerini yaygınlaştırıp davasına sahip çıkmayı kutsal bir görev olarak değerlendiriyor, önemsiyor ve sahipleniyorum. Manevî ağabeyim olduğu için değil, ideolojik olarak da kendimi yakın hissettiğim eylem ve düşüncelerine sahip çıkmayı insan olarak, sosyalist bir Müslüman olarak öncelediğimi itiraf etmeliyim.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Bütün hayatını bu davaya adamışken, ömrünü bu uğurda hücrede geçirirken, onun yanında olmak ve mağduriyetini bütün dünya kamuoyuna duyurmak gibi görevlerimiz olmalıdır. Bu konuda bütün Müslüman ülkeler, özellikle siyasî arenada devam eden suskunlukları nedeniyle hepsi sınıfta kalmıştır. Carlos’a sahip çıkmadıkları gibi, adından bile ürkmüş ve anılarından büsbütün çıkarmışlardır. Carlos’u Siyonizm’in, emperyal siyasanın ve istihbarat örgütlerinin önüne atmışlardır. Filistin davasını dünyaya duyuran bir mücahit olarak bu yalnızlığı asla hak etmemiştir. Kaldı ki, işlemediği suçları gerekçe göstererek, dayanaksız dayanaklarla mahkum eden Fransız devletine karşı hiçbir Müslüman ülkeden ciddi bir çıkış olmamıştır. Carlos’a sahip çıkılmamıştır.
Igor Molotov’un, 24 Kasım’da “Dostum Carlos” adında bir kitabı çıkacak. Bununla paralel olarak, Carlos’un serbest kalmasını sağlamak için yürüttüğü kampanya çerçevesinde bir de sanat projesi gerçekleşiyor, bildiğimiz kadarıyla siz de bu projeye dahilsiniz. Bize bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Az önce söylemek istediğim buydu… Carlos’a müslüman ülkelerin, yöneticilerin, aydınların, sivil örgütlerin sahip çıkmadığını; yöneticilerinden, devlet adamlarından ciddi bir sahiplenme olmadığını ve dolaylı olarak Carlos’a ihanet ederek onu düşmanların önünde yalnız bıraktıklarını söylemiştim.
Ve öyle bir yerden ses çıkar ki, hepimiz şaşırırız.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Rusya’dan yazar arkadaşım sevgili Igor Molotov’un öncülüğünde başlayan hareket, imza kampanyası ve bazı ülke Cumhurbaşkanlarına Carlos’un mağduriyetini anlatan, son davada verilen müebbet hapis kararının yanlı ve siyasî bir karar olduğunu, tarafsız hukukçular tarafından da eleştirildiğini, bu karara temel olabilecek kanıt bulunmadığını, salt birileri istiyor diye Fransız hukuk sisteminin böyle bir kumpas ile Carlos’a 2. müebbet hapsinin verildiğini ayrıca bu kararın insan haklarına da aykırı düştüğünü ve mutlaka serbest bırakılması gerektiğini içeren mektuplarıyla başta Rusya olmak üzere birçok Avrupa ülkesi liderine taleplerini ve tepkilerini ilettiler.
Bu girişimlerinden ötürü ben kendi adıma ve başkanı bulunduğum Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği / International Activist Artists Association üyeleri adına teşekkür ediyorum. Bir devrimci olarak yoldaş dediğim Igor Molotov’un bu hareketini Türkiye’de biz de desteklemekteyiz. Özellikle sevgili ağabeyim Comandante Carlos’un davasını tekrar gündeme getirip dünya kamuoyuna duyurması ve bunu birçok ülkede gerçekleştirmesi bütün dünyada uyuyan birçok kişiyi, kurumu, lideri de uyaracağını / uyarmasını diliyorum.
Peki, biz Türkiye’de yaşayan aydınlar olarak neler yapmalıyız veya neler yapmalıydık… Bu konuda elbette birçok teori geliştirilebilir. Ama son 3 yıldır 1 Mayıs dünya emekçiler bayramında katıldığımız yürüyüşlerde Carlos’un büyük boy fotoğraflarını taşıyarak ve üyelerimize Carlos’un yüzünün maskesini takarak “Carlos’a Özgürlük” sloganlarıyla yürümemiz bir başlangıçtı.
Avukatı Sayın Güven Bey’e de ilettiğimiz ve destek istediğimiz hususu da sizinle paylaşmak isterim. Oluşturulacak bir heyet ile sayın Cumhurbaşkanımıza da iletilmek üzere, İç İşleri ve Dış İşleri Bakanlıklarına Carlos’un Türk vatandaşlığına alınması konusunda girişimlerin yapılması planlanmıştır, ancak ülkemizin yaşadığı olağanüstü bir geçiş dönemi nedeniyle bu istemimizi ciddi bir söyleme dönüştüremedik. Kaldı ki, Carlos ile yaptığım görüşmede bu öneriyi kendisi ile de paylaştım. Heyecanla Venezüella’dan sonra baba memleketi Rusya ve 2. vatanım dediği Türkiye’den böyle bir girişimi beklediğini, Türkiye’de sayın Cumhurbaşkanı’na iletilmesi hâlinde mutlaka uygun zamanda değerlendirilebileceğini de ifâde etmiştir.
Rus Sanatçıların çalışmalarından bir örnek
Tekrar başa dönersek, sevgili dostum Igor Molotov’un hazırlamış olduğu ve Carlos’un hayatını mücadelesini ve özgürleşmesi için taleplerin yer aldığı kitabını merakla bekliyorum. Yaptığımız görüşmelerde sevgili Igor söz konusu kitabın Türkçe’ye çevrilerek burada yayınlanmasını da arzuladığını ifade etmiştir.
Büyük bir güç olarak Rusya devletinde yaşayan devrimci, aydın bir yazarın bu girişimi uluslararası arenada ses çıkaracağına ve taraftar bulacağına inanıyorum. Bir şair yazar olarak ben de sonuna kadar destekliyorum. Yakın bir zamanda buluşacağımızı ve kardeşimiz Carlos için ortak eylem planları hazırlayabileceğimizi sanıyorum. Bütün devrimci Müslümanlar adına Igor Molotov ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum.