ALİ ÖZSOY: TÜRK MİLLETİ’NİN ŞEHİDİ
25 Mart 2015’de Adımlar’a yapılan bomba neticesi Ünsal Zor’un şehid olmasının 3. senesinde yapmış olduğumuz programa iştirak eden Türk Solu dergisi güdücülerinden Sayın Ali Özsoy’un yapmış olduğu konuşmanın çözümü:
Ali ÖZSOY
Ben bir konuşma hazırlamamıştım. Ama gerçekten de duygulandım ve konuşmak istedim. Ve demek ki siz de hissettiniz. Öncelikle Gökçe Fırat bugün bizim buraya geleceğimizi biliyordu. Başsağlığı ve rahmet dileklerini iletti sizlere de. Şimdi, Cem Bey de burada çok güzel bir konuşma yaptı. Hareketleri tarih içerisinde, zamanı ve mekânı tanımaksızın kitlelere insanlara tanıtan şehidler oluyor. Yani bir yerden sonra bazı şehidler öyle simge, sembol isimler oluyorlar ki; o kitleler, insanlar, o harekette bir şekilde yazılmış kader içerisinde buluşması gereken sıradan kişiler, o hareketi kitaplardan, ideolojisinden, siyasi öneminden değil de simgeleşmiş bir şehidinin suretinden, bir fotoğrafından, bir şekilde posterinden görüp tanıyor. Dünyaya şekil verebilen, değiştiren tüm hareketlerin bir şekilde simge şehitleri vardır. Baktığımızda biraz önce zaten çok güzel bir söz söylendi. “Küfür tek millettir ama müminlerin tek millet olabilmesi için çabalaması gerekir”. Hemen aklıma o an benim yıllar önce Che Guevara’dan okuduğum bir söz geldi. “Yeni insan nedir?” diye. Mealen hatırladığım kadarıyla söyleyeyim: Kapitalizm zaten kendisi bir bulamaç gibi akıp gidiyor, bir pislik seli. Ve sizin bir şey yapmanıza gerek yok. Kendinizi bıraktığınızda onunla beraber akıp gidiyorsunuz. Ve doğal olan budur, insanın fıtratı budur, düzen budur. Zaten böyle olması gerekir diye, her türlü pislik insanlara dayatılıyor. Ama “Yeni İnsan” buna mümin de diyebiliriz, her şeyi diyebiliriz, bir şey olmak isteyen, hayvandan farklı olmak isteyen insan. Çünkü baktığımızda çok bir farkımız yok gibi gözüküyor. Doğuyoruz, eşleşiyoruz, çiftleşiyoruz, ailemiz oluyor, ölüyoruz. Ama buna, evrende, dünyada bir yerimiz var diyen insan çaba göstermek zorunda. Kendi değerlerinin etrafında kenetlenmek zorundadır. Her gün her dakika her saat bu sınavı vermek zorundadır. Ve o seni aşağı doğru sürükleyen sele karşı sürekli kürek çekmen lazım. Dışardan bakanlar der ki, bunlar akıntıya karşı kürek çekiyor, buradan hiçbir şey olmaz, bir iş çıkmaz. Aslında akıntıya karşı kürek çekenler zaten tarihe şekil veren insanlar, bir şeyler katabilen kişilerdir. Ben bugün sosyal medyada bir paylaşım yaptım. Ünsal Zor, “Sadece Adımlar davasının, İbda davasının şehidi değil tüm Türk Milleti’nin şehididir” diye. Çünkü bunu bir slogan olarak değil gerçekten hissederek ve bir şeyleri bilerek, Türkiye de yaşananların farkında olarak düşünüyorum. Bugün biliyorsunuz oraya Suriye’ye PKK’yı Amerika’yı sokanlar, davulla zurnayla Kobani’ye bin selam olsun diye sokanlar, şu anda şehitlerin tabutlarının üzerine kollarını dayayarak seçim propagandası yapıyorlar. Allah’a şükür şehidimizin cenazesinde tertemiz insanlar vardı. Görmezden gelindi. Hiç kimse gelmedi. Ama niçin? Çünkü bugün Mehmetçiğe orada kurşun sıkanlar, oraya yuvalanmasın diye Adımlar bir tavır almıştı. Tüm dünyadaki emperyalist medya ile Türkiye’deki işbirlikçi medya linç etmek için bu süreci başlattılar. Aynı süreçte biz de çok farklı bir kulvarda, ideolojimizle, duruşumuzla, çok farklı yerlerden gelsek de Türk Solu da bir tavır aldı. Onlar Kobani’ye selam söylüyorken, benim hatırladığım kadarıyla bir tek Adımlar ve Türk Solu bunu vatana ihanet olarak gördü. Ve ben şahsen 29 Ekim gibi bir tarihte, Türk topraklarının PKK’lılar tarafından çiğnenerek, sınır ötesi bir operasyon adeta, PKK’ya Türkiye sınırlarından oraya sokuldu. Bugün Afrin’de Mehmetçiklerimize kurşun sıkanlar, şehit edenler varsa, işte o dönem, oradan sınırdan sokuldu. Nereden geldi bunlar, öyle geldiler. Ve ben hatırlıyorum, o dönem bir toplantı yaptı Adımlar. Ben siyasî bir insan olarak değil, bir Türk vatandaşı olarak içim eziliyor. Topraklarımdan PKK ve peşmerge paçavralarıyla vatan hainleri, benim vatanım üzerinden davulla zurnayla Amerika’nın uçakları İncirlik’ten kalkıyor, Suriye’ye sokuluyor ve ben bir şey yapamadığımı hissediyorum. Tepkimizi gösteriyoruz, yazıyoruz, protestomuzu yapıyoruz. Tehditler geliyor sosyal medyada. Bambaşka bir kulvar da Adımlar’ın; “Türkiye’deki Işidçiler toplandı” diye bir haber gördüm ve baktım. Bir provakasyon haberi yapmışlar. İşte dedim, bu ülkenin insanları ne olursa olsun tepki gösteriyor. Aynen daha önce 2003’te biz, “Dayan Irak, Dayan Saddam, Ezilen halklar sizinle” derken, tamamen bambaşka bir tonda başka bir notada ama yine gür bir sesle, “Saddam sen oradan biz buradan” diyen bir grup vardı. Demek ki küffar nasıl tek bir karaktere sahipse, milleti için, vatanı için bir davayı yürüten insanlar da bambaşka yollardan gitseler de tek bir karaktere sahip oluyorlar. Sonunda ne olduğunu gördük. Bu saldırı Adımlar’ı yok etmeye yönelik bir saldırıydı bence. Ve ben bunun birilerine havale gibi bir şey olduğunu zannetmiyorum. O Oslo’da toplananlar hangi güçlerse, Rakka’ya kadar Amerika’yı PKK’yı sokan hangi güçlerse, o güçlerin bir saldırısıydı. Ondan sonra şehidimizin temiz yüzüyle ve ismiyle tanışmış olduk. Ben şahsen araştırabileceğim kadar araştırdım. Belgesellerini izledim. Tam bir devrimci profili gördüm. Tam bir “yeni insan” profili gördüm. Bir dava adamının ailesi, tüm davasıdır. Hani dışardan bize bakanlar, “ya siz aile kurmayacak mısınız, sizin eviniz, işiniz, yurdunuz, adresiniz olmayacak mı?”. Böyle dava adamlarının evi, işi, adresi, yurdu, ailesi hepsi davanın tam göbeğindedir. Çünkü bir kavga varsa bir savaş varsa, o savaşın en güzel yeri en önüdür. En güvenli yeri de en önüdür. Bu sayede de belki burada bir vesile oldu. Bizler hep farklı kulvarlarda aynı şeyi savunmuşuz. Gökçe Başkanımız da cenazeye gelmişti. Ondan sonra Ali Osman Başkanımız bizim için çok değerli bir insan. Benim her zaman için fikirlerinden çok yararlandığım bir insan. İşte bir şehid bunlara da vesile oldu diye düşünüyorum. Sadece diğer bahsettiğimiz çok büyük, misyonunun ötesinde, benim açımdan kişisel olarak en azından bu fikriyata sahip sizler gibi insanları, eskiden yazdıklarınızı, külliyatından tutun ideolojisine kadar, siyasî tavrına kadar, en önemlisi de insan karakteri olarak… Biz bu tür bir insan karakteri yaratmaya çalışıyoruz. Bir taraftan da böyle bir insan karakteri burada da yaratılmış. Kendimi böyle daha geleceğe ilişkin, bu ülke güvenli, bu türlü tertemiz insanlar hep var olmaya devam edecek. Birileri zalimlerin, emperyalistlerin yanına gidecek. Aslında onlar bizim içimize geldi diyecekler. Ama birileri de her zaman için, işte o öngörülemez denen kişiler, adresleri belli olmayan, arkasında bir yakını dayısı olmayan, ya bu kimdir nedir? Hayır! Bunlar kendileri çırılçıplak çıkmış isyancılar! Evet, bizim ne yapacağımızı hiçbir zaman öngöremeyeceksiniz! Ve mutlaka Sakarya’sı da Dumlupınar’ı da Çanakkale’si de size bir daha yaşatılacak. Şehidimiz bugün Afrin’de, Suriye’de Irak’ta şehid edilen askerlerimiz şehid edilmesin diye kendisi en önde yer aldığı için, bu uyarıları Adımlar daha o dönemde yaptığı için, Suriye bir terör yuvası olmasın, bölge emperyalistlerin, siyonistlerin Türkiye’ye saldırı üssüne dönüşmesin diye, bu tavrı alabildiği için Adımlar, şehid oldu. Ben eminim ki, Türkiye’deki bundan sonraki her şehidin ailesi de bir gün mutlaka şehid Ünsal Zor’un değerini anlayacak ve nasıl şu andaki kuşak tam anlayamasa da bu tür şehitler bir sonraki kuşaklar için çok büyük bir mesaj olarak, insanlığa miras olarak kalacak diye düşünüyorum. Çok teşekkür ediyorum.