SADDAM HÜSEYİN’İN SON MEKTUBU VE ŞİİRİ
Irak Devlet Başkanı ve Irak Mücahit Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı
Şehid Saddam Hüseyin’in
Halkına Son Mektubu ve şiiri
Geçmişte hepinizin bildiği gibi cihad ve mücadele için savaş meydanındaydım. Yüce Allah, yine devrimden önceki aynı şeylerle aynı şekilde ve aynı ruh hâliyle karşı karşıya gelmemi istedi ancak bu kez daha büyük ve zorlu bir sorun vardı.
Hey Allah’ım! Bizim ve büyük Irak halkının karşı karşıya olduğu bu zor durum her birimizin niyetlerimize göre yargılanacağı yeni bir derstir ve Allah’ın ve halkın huzurunda bugün ve şu andaki durumumuz zafer dolu bir tarihe dönüştükten sonra bizi haklı çıkaracaktır. Bu, her şeyden önemlisi, tarihin gelecek aşamalarındaki başarıların üzerine yükseleceği temeldir.
Bu durumda, ama sadece bu durumda, gerçek olan dürüst ve sadık insanlardır. Bunun karşısında ise sahte olanlar yer alır. Önemsiz kişiler, yabancılar tarafından onlara verilen iktidarı kendi halklarına zulmetmek için kullanırsa, bu kişiler değersiz ve alçaktır. Bu ülkede yaşadıklarımız sadece olumlu sonuçlar üretmelidir. Bu büyük millete, ülkemizin halkına ve insanlığa: Çoğunuz bu mektubun yazarını sadık, dürüst, insanlara iyi davranan, bilge, mantıklı kararlar alan, adil, kararlı ve devletin ve halkın zenginliğini dikkatli kullanan birisi olarak bilirdiniz… Ve kalbinin ayrım yapmaksızın herkesi kucaklayacak kadar büyük olduğunu.
Onun kalbi yoksullar için yanıyor; onların durumunu düzeltene ve ihtiyaçlarını karşılayana kadar ona rahat yok. Onun kalbi bütün halkını ve ulusunu kapsıyor ve halkının arasında, çabası, verimliliği veya yurtseverliği gibi unsular dışında, ayrımcılık yapmaksızın dürüst ve sadık olmaya gayret ediyor.
Bugün sizin adınıza, gözleriniz için, ulusumuzun gözleri için, adaletin gözleri için ve bayrağı nerede dalgalanırsa dalgalansın doğruyu savunan insanlar için konuşuyorum. Kardeşinizi ve liderinizi iyi tanırdınız, o asla baskıya boyun eğmedi.
Onu sevenlerinin isteklerine uygun olarak bayrağa ve kılıcına sadık kaldı. İşte siz kardeşinizin, oğlunuzun veya liderinizin böyle olmasını istediniz… Ve (gelecekte) size öncülük edecek olanlar da hep bu özelliklere sahip olmalı.
Burada ruhumu bir kurban olarak Allah’a sunuyorum. Eğer isterse ruhumu şehitlerle birlikte cennete gönderecek veya belki bunu erteleyecek… Bu yüzden sabırlı olalım ve adaletsiz uluslara karşı ona güvenelim.
Devrimden önce ve sonra bizim ve Irak halkının karşı karşıya kaldığı onca zorluğa ve fırtınaya rağmen, Yüce Allah asla Saddam Hüseyin’in ölmesini istememişti. Ama bu sefer ölmemi istiyorsa, Saddam’ın canını zaten O yaratmıştır.
Allah canımı yaratmış ve şimdiye kadar hep korumuştur. Bu yüzden, Saddam Hüseyin’den daha genç olan ve daha önce ayrılarak bu yolu aşmış olan ruhlar gibi, şehitlik mertebesiyle bu sadık ruhu şereflendirecektir.
Allah şehit olmama izin verirse, ona şükran eder ve daima minnetimizi sunarız.
Ülkenizin düşmanları, işgalciler ve Farslar, onlarla sizin köleleştirilmeniz arasında halkın birliğinin sağlam bir duvar gibi durduğunu gördüler. Aranıza eski ve yeni nifak tohumları serptiler.
Irak vatandaşlığına sahip yabancılar, kalbi boş olan veya kalbine İran’da nefret doldurulmuş olanlarda, bu girişim sonuç verdi. Ama asil halkımızı bölebileceklerini, kararlılığınızı zayıflatabileceklerini ve ulusumuzun evlatlarının kalbine, onları Allah’ın bayrağı altında, halkımızın ve ulusumuzun büyük bayrağı altında, tek bir yönde birleştirecek gerçek düşmanları yerine birbirlerine karşı nefretle doldurabileceklerini düşünürken yanıldılar.
Unutmayın ki Allah sizi bir sevgi, merhamet ve kardeşçe bir arada yaşama emsali yaptı. Nefret etmeyin diyorum, çünkü nefret insanın adil olması için yer bırakmaz, sizi körleştirir, bütün düşünce kapılarını kapatır, insanın dengeli düşünmesini ve doğru seçimi yapmasını engeller… Bize saldıran diğer ülkelerin halklarından da nefret etmeyin, karar verenlerle halklar arasındaki ayrımı bilin…
Tövbe eden kim olursa olsun -Irak’ta veya başka bir ülkede- onu bağışlayın… Saldırganlar arasında işgalcilere karşı mücadelenizi destekleyen insanlar olduğunu bilin. Bunlardan bazıları, Saddam Hüseyin gibi tutukluların yasal savunmasını yapmak üzere gönüllü oluyor… Bu insanlardan bazıları benimle vedalaşırken gözyaşlarını tutamadı… Sevgili sadık halkım, size vedâ ediyorum ama kendisine sığınana yardım eden ve hiçbir sadık, dürüst kulunu yalnız bırakmayacak olan merhametli Allah’ın yanına gidiyorum.
Allah büyüktür!..
Allah büyüktür!..
Allah büyüktür!..
Yaşasın ulusumuz!..
Yaşasın mücadeleci yüce halkımız!..
Yaşasın Irak, yaşasın Irak!..
Yaşasın Filistin!..
Yaşasın cihat ve mücahitler!”
Saddam Hüseyin
Irak Devlet Başkanı ve Irak Mücahit Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı
(Burada Saddam Hüseyin küçük bir not düşmüş:
“Bu mektubu yazdım çünkü avukatlarım bana işgalciler tarafından kurulan ve adlandırılan sözde mahkemenin sözde savunmasına son bir söz hakkı tanıdığını söyledi. Ne var ki bu mahkeme ve mahkemenin yargıcı bize tek kelime konuşma şansı vermedi, hiçbir açıklama yapmadan hükmünü verdi ve hiçbir kanıt sunmadan -işgalciler tarafından kabul ettirilen- cezayı açıkladı. Halkın bunu bilmesini istedim.”)
***
SALIVERIN RUHUNUZU
Salıverin ruhunuzu!..
Ruh eşim ve ruhumun sevdiği
Sizin gönlünüz ki bana yuva oldu
Ben o yuva olsaydım, siz de suyu
Sakinleştirici bir meltem gibi
Ruhumu yıkıyorsunuz
Diriliş partimiz ise çiçeğe durmuş dal
Merhemin yapamadığını yapıyor beyaz gül
Tezgâhlıyor plânını, örüyor ağını
Hatalı olduğu hâlde düşman
O plân ki, küstah ve kof
Sonunda anlaşılacaktır!
Hiçbir şeyin yenilemeyeceği
Pasın çeliği kemirdiği
Günahların günahkârı bitirdiği gibi!
Zayıf düşmedik asla!
Dik durduk güzel ahlâkımızla
Mağrur duruşumuz, yoldaşıdır ruhumuzun
Yabancıları denizimize yığdı düşman
Onlara hizmet edenin de olacak sonu hüsran!
İşte göğsümüzü kurtlara açıyoruz!
Ve canavarın önünde titremeden
Baş ettik en zor meydan okumalarla
İnşallah bunların da üstesinden geliriz!
Nasıl dayanırlar böyle bir gerginliğe
Halkım, sizi yüzüstü bırakmadık
Tüm felaketlerde lider yine partimdir
Ruhumu sizin ve partim için feda ediyorum
Zor günlerde kan ucuzdur
Saldırırken ne diz çöker, ne de baş eğeriz
Yine de onurlu davranırız düşmanımıza!
Saddam Hüseyin