SADDAM HÜSEYİN’İN ŞEHÂDETİ ÜZERİNE, KİM NE DEMİŞTİ?
CARLOS: Irak Devlet Başkanı Şehid Saddam Hüseyin Arapların son Şövalyesidir! Emri altında, basit bir asker olarak, ABD ve İsrail´e karşı savaşmaktan gurur duyardım!
HAMAS: Hamas, olayı şiddetle kınadı…
LİBYA: Muammer Kaddafi, 3 gün resmi yas ilân etti…
ŞİÎLER: Saddam Hüseyin’in şehadetinden sonra Ayetullah diye bilinen Afetullah Sistani adlı şerefsiz bugünü “mübarek bir gün” ilan etti. Şehidin Kur’an-ı Kerim’ini de vasiyetindeki adrese göndermeyen Muta mahsulleri Mushaf-ı Şerifi yaktılar…
TALİBAN: Hanefî-Sufî mücahid grup Taliban’ın komutanlarından Molla Abdullah Hovend, infazın bayrama denk getirilmesinin bir mesaj olduğunu, ancak kendilerinin ve diğer mücahidlerin bu mesaja “bombalı mesajlarla” cevap vereceğini açıkladı. Bu olayın müslümanların maneviyatını daha da güçlendireceğini ve Haçlıların ve işbirlikçilerinin çok daha zor günler geçireceğine vurgu yaptı. Molla Abdullah açıklamasını şöyle noktaladı: “GEÇMİŞTE BIRTAKIM HATALARI OLSA DA İSLÂM’DA TEVBE EDEN BİR KİMSENİN GEÇMİŞİNDEN SORULMAZ. SADDAM HÜSEYİN’DEN HAYIRDAN BAŞKA BİR ŞEKİLDE KONUŞULMAMASI GEREKİR.”
Tufan Türenç: SADDAM insanlığın kapkara yüzü olarak tarihteki yerini aldı. Astı kesti, yıllar yılı koca bir ulusa korku dolu bir cehennem hayatı yaşattı. (4 Ocak 2007 Milliyet Gazetesi)
Ahmet Hakan: Sonuç şudur: Demek ki zulmederken yürekli olanlar, zulme uğrarken de acayip yürekli oluyormuş! (3 Ocak 2007 Hürriyet)
Enis Berberoğlu: Ama üç yıl önce Irak’ı işgal eden ABD, Saddam’ı yargısız infaz ve cellat marifetiyle astı. (31 Aralık 2006 Hürriyet)
Ergun Babahan: Saddam, iktidarının en olumlu mesajını belki de ölüme giderken verdi ve Sünni-Şii çatışmasının sona ermesini istedi. (31 Aralık 2006 Sabah)
Rauf Tamer: Acaba Saddam değil de, idam edilen muhallebi çocuğu BUSH OLSAYDI, BU KADAR METİN DURABİLİR MİYDİ? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, yüzü kapalı o cellatların her birinin, bize Bush’u çağrışım ettirmesidir.
Ferai Tınç: “Kana kan intikam” zihniyetinin ilkelliğini frenleyecek düzenin sağlanamadığı bir ülkede, Saddam’ın idamı ile yeni bir intikam gösterisinden medet ummak, üstelik de bunun demokrasiye katkıda bulunacağını söylemek inandırıcı değil. (31 Aralık 2006 Hürriyet)
Umur Talu: Ya da şuna kaç yerde rastladınız: Saddam’ı ipe götüren katliamların, ölü sayılarının kaç kat hacimlisi, Batı ambargoları, Batı saldırıları, bombardımanları, kitle imha silahları, iç savaş ve savaş tahrikleri, işgalleri ile de gerçekleşmiştir? (31 Aralık 2006 Sabah)
Erdal Şafak: Yine hatırlar mısınız; Saddam öneriye şu cevabı vermişti: “Ulusuma borçlu olduğum onurumu korumak için Irak’ta öleceğim.” İşte onu dünyadan aşağılayarak uğurlamak için Şiîler’den seçilmiş cellatlarının “Korkuyor musunuz?” sorusuna yanıtı, sözünü tutmuş olmanın gururunu ve meydan okumasını yansıtıyordu: “Hayır! Bu yolu ben seçtim.” (2 Ocak 2007 Sabah)
Ali Bulaç: Saddam cesurca, hiç titremeden, boyun eğmeden ölüme gitti; hayatında ona en ufak bir sempati duymamış bu satırların yazarı bile bu “erkekçe tutumu” dolayısıyla onu takdir etti. Saddam isteseydi bugün hayatta kalırdı; geçen sene Rumsfeld, onu hapishanede ziyaret etti ve işbirliği teklif etti. Saddam Amerikalılarla yaptığı ilk işbirliğinin başına ne büyük felaketler getirdiğini anlamış olacak ki, bu teklifi reddetti. İşte idamına asıl bu olaydan sonra karar verilmişti. Hemen şunu söyleyelim ki, Saddam’ın yargılanması ve idamına karar verilmesi ayrı bir konu. İdam sehpasında uğradığı muamele başlı başına bir skandaldı. (5 Ocak 2007 Zaman)
D. Ülkü Arıboğan: İdam cezasının infazı ahlaki değil, siyasidir. (1 Ocak 2007 Akşam)
Mehmet Y. Yılmaz: Türkiye açısından Irak’ta olup bitenlerin “her şeyden önemli hale gelmesi için” Saddam’ın idamı mı gerekiyordu diye sormak mümkün. (2 Ocak 2007 Hürriyet)
Cengiz Çandar: Saddam’ın idamı, başta Başbakan Nuri el-Maliki ve dayandığı silahlı milis gücü olan Muqtada Sadr’ın adamlarının elinde ve Necef’teki Şiî ulemasının fetvasıyla, bir “Şiî intikamı”na, Şiîlerin Sünnilere verdiği “Irak’ta artık iktidar biziz” gözdağına dönüştü. (…) İran, bölgede Sünni Müslüman kitleler nezdinde, kazanmakta olduğu itibarı erozyona uğrattı. Amerika, tehlikeli bir “böl-yönet” oyununun rejisörlüğünü üstlendi. Bir yandan, Irak’ta Şiîlerle “suç ortaklığı”nı belgelerken, diğer yandan yayılma istidadındaki “İran nüfuzu”na karşı Sünnilerin “müttefiki” olarak kendisini mevzilendirme hesabı güdüyor olmalı. Filistin İsrail ihtilafında, birincisine yönelik “adil” bir tavır almadan bunu nasıl gerçekleştirebilecek; “İran nüfuzu”nu, “Şii hilali”nin bölgede oluşmasını önleyebilecek; kocaman bir soru işareti. (4 Ocak 2007)
M. Şevket Eygi: Saddam’ı asmakla Amerika ve İsrail kendi iplerini de çekmiş oldular. (4 Ocak 2007 Millî Gazete) Saddam şehit edilmiştir (5 Ocak 2007 Millî Gazete)
Hasan Ünal: İdama izin veren Maliki hükümetinin ve bilhassa Nuri El Maliki’nin bu husustan dolayı başının dertten kurtulmayacağına şüphe yok. Zaten daha şimdiden idamın sonuçlarının beklenilenden farklı çıkabileceğini gören ABD, Maliki hükümeti ile arasına ve bilhassa Saddam Hüseyin’in idamı konusuna belirli bir mesafa koymaya başladı bile. ( 4 Ocak 2007)
Taha Akyol: Amerikalılar, Saddam ve Baas’la Sünniliği özdeşleştirdi. Orduda, poliste, bütün devlet kurumlarında Sünnileri Baasçı diye tasfiye ettiler. Bu, Irak’ın Kürkük’ten yukarıya Kürtleşmesi, Bağdat’tan aşağıya Şiileşmesi demekti! Böylece, hiç beklemedikleri bir faciayı, iç savaşı tetiklemiş oldular. “Sünnileri sürece katmak lazımmış” diye uyandıklarında yangın çoktan yayılmıştı (2 Ocak 2007)
Doğu Perinçek: Saddam Hüseyin haçlı seferinde şehid oldu. (2 Ocak 2007)
SELAHATTİN ÖZGÜNDÜZ: SADDAM’IN İDAMIYLA ÇİFTE BAYRAM YAPTIK. (6 OCAK SABAH)
HAKAN ALBAYRAK: SIRTINI ABD’YE DAYAYARAK MİLLETE HOROZLUK TASLAYAN VE KENDİSİ DE HOROZ OLDUĞUNA İNANMAYA BAŞLAYAN SADDAM HÜSEYİN, BİRDENBİRE, BASİT BİR TAVUK OLDUĞU GERÇEĞİNE UYANDI VE BÜTÜN TÜYLERİNİN YOLUNDUĞUNU DEHŞETLE FARK ETTİ. (YENİ ŞAFAK)
SELAHATTİN ÇAKIRGİL: BAZILARI, İNTERNET SİTELERİNDE, İNTER-AKTİF PROGRAMLARINDA, BİR İSLÂM MEZHEBİNİN BAĞLILARINI TOPTAN HEDEF ALAN PİS KELİMELERLE, AĞIZLARINI KANALİZASYONA DÖNÜŞTÜRÜP, ‘O…. ÇOCUKLARI, …PİÇLERİ, O ŞEHÎD OLDU… ONUN İNTİKAMINI ALMAK (FİLAN MEZHEBİN..) …BAĞLISI OLAN HERKESİN ÜZERİNE VACİBDİR..’ GİBİ, SADECE AHMAKÇA DEĞİL, ALÇAKÇA, ŞEYTANCA MESAJLAR GEÇMEKTE VE EMPERYALİSTLERİN VE DİĞER ŞEYTANÎ GÜÇLERİN TUZAĞINA DÜŞMEKTELER, (MÜSLÜMAN İSELER TABİÎ..) (VAKİT / Günümüzün YENİ AKİT’i)