DÜŞÜK ÇOCUKLAR DÜZENİ

DÜŞÜK ÇOCUKLAR DÜZENİ

Eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı bir TV programında “benden, düşük profilli bir Başbakan olmam istendi” minvalinde kuklalığını itiraf eden sitemli sözleri, bana, bu düzenin ürettiği “düşük çocuklar”ını hatırlattı.

“Düşük çocuk” aslında tıbbî bir kavram; hamileliğin 24 haftadan önce sona ermesine ve bebeğin kaybedilmesine “düşük” deniyor. Düşük kavramını Türkiye’nin fikir ve edebiyat sahasında ilk kullanan merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek olmuştur.

Büyük Doğu’nun düşük çocuklarını Türkiye’de tanımayan var mıdır bilmem, ama ben burada tek tek isimlerini zikretmeyeceğim. Üstad’ın Şehid Kumandan Salih Mirzabeyoğlu‘na “beni anlayan bir tek sen varsın”,  “ellerinden tutup yazı yazdırdım, fakat mayada olmayınca olmuyor” sözleriyle ifâde ettiği çerçevede; olmadan, olgunlaşmadan “olmuş” gibi yapan kendi çarpık ve eksik düşüncelerini Büyük Doğu’ ya alternatif gibi göstermeye çalışan zihniyet, aslında Türkiye’nin kronikleşmiş hastalığının numuneleridir.

Büyük Doğu ve takipçisi İBDA fikriyatının temel düsturu “emaneti ehline vermek” prensibinin tersinden misâlleri hâlinde fikirde, ilimde, sanatta, siyasette vs. her alanda sahteler, kalpazanlar “düşük çocuklar” olarak varlıklarını sürdürmekteler ve bu çarpık düzen devam ettiği müddetçe de sürdürecekler.

Düşük Çocuklar Düzeni’nin son püskülü AKP… Rahmetli Erbakan Hoca’nın “Siyonizm’e hizmet ediyorlar!” diyerek ifşâ etmesine rağmen, yerine göre Millî Görüş’ü, yerine göre M. Kemal’i, yerine göre Büyük Doğu-İBDA’yı istismar ederek varlığını sürdürüyor.

Üstad’ın, “Bu yurda her belâ içinden gelir!” dediği bu düşük çocuklar düzeninin yerine, hasretini çektiğimiz ehliyete, şahsiyete, liyâkate dayalı Yeni Dünya Düzenimizin hâkim olması duası ile…

Mehmet ŞAKİR

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: