İSLÂM İKTİSADI GEREKLİDİR

İSLÂM İKTİSADI GEREKLİDİR

Bugün Sn. Cumhurbaşkanı güzel bir söz söyledi: “Krizden kurtuluşun anahtarı İslâm iktisadıdır.”

Nasreddin Hoca’nın türküsü gibi bizim yıllardır savunduğumuz… Kapitalizm insanoğlunun soysuzlaşmasıdır; kula kulluğun rejimidir. İslâm, insanoğluna ferdî hürriyet ve sosyal adaleti birarada temin eden yegâne sistemdir. İslâm iktisadı olmadan insanî bir düzen mümkün değildir.

İslâm iktisadı o kadar acil bir görevdir ki, o olmadan İslâmcı siyaset bile yapamazsınız. Mevcut bozuk düzeni korumaya yönelik siyaseti biraz İslâmî motiflere bulayarak yaparsınız.

Bizim öteden beri sağcı muhafazakâr siyasî anlayışlarla anlaşamadığımız en temel nokta burasıdır. Onlar, bozuk bir düzeni, kula kulluğun rejimini, dinî-millî motiflerle savunuyorlar. Bizse bunun olmayacağını, İslâm inkılâbının her alanda şart olduğunu, insanları sanki İslâmî bir şey yapıyormuşçasına kandırmanın mânâsı olmadığını söylüyoruz.

Şu var ki, İslâm iktisadı üzerine daha fazla çalışılmalıdır. İktisatçılarımız bu konuda daha derin analizler yapmak zorundadır. Mecelle ile bugünkü iktisadî düzenin karşılanamayacağı açıktır. Mecelle’den bu yana İslâm iktisadı alanında yapılan çalışmalar bütünleştirilmelidir. “Mülkiyet hakkına bağlı toplum sermayedarlığı” olarak formüle edilen İslâm iktisat görüşü, Adil Düzen ve benzeri çalışmalar yoluyla, çağın İslâm iktisat modelini ortaya çıkaracak şekilde her yönüyle çalışılmalı, bütün dünyaya örnekleştirilmelidir.

Dünya kapitalizmin pençeleri altında inim inim inlerken, her toplumun kendi içinde ve gelişmiş toplumlarla gelişmemiş toplumlar arasında sömürü ayyuka varmışken, tek alternatif olarak, insanî olmadığı ve insan mutluluğuna yönelik çözüm üretmediği bilinen sosyalizm görüldüğü için, insanlık, kapitalizm dışında bir arayışa girememektedir. Ondan memnun olduğu için değil, bir çıkış yolu bulamadığı için… Bu imkânı bütün insanlığa Türkiye sunabilir. Allah’ın faizi yasaklamasının ve zekâtı farz kılmasının hikmeti “çağın insanî iktisat modeli” ile ortaya konulabilir.

Sn. Cumhurbaşkanı böyle bir söz söyledi ama, bu konuda bir çalışma yapıyor mu, yaptırıyor mu, yine de emin olamıyoruz. Çünkü çok uzun yollar dolanarak buraya geldi. Başlangıçta “Paranın dini olmaz” diyordu. Danışmanları, bakanları, onu ithalata ve yabancı yatırıma dayalı bir tüketim ekonomisiyle kuşatıyorlar, rakamlar iyiyi gösterdiği için her şey iyi sanıyordu. Bu konudaki eleştiriler parti dışından geldiği için hep kötü niyete yoruluyordu. “Sermayeye özgürlük, emeğe yumruk” anlayışı hâkimdi.

Bugün gelinen nokta ortada. Bugün artık bu modelin daha fazla sürdürülemeyeceği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanının söylemi, umarız (ve korkarız) orada söylenip orada kalmış bir hoş söz değil, yeni bir başlangıcın, dünya çapında bir başlangıcın ilk adımı olur. Çare İslâm’dır!

Kapitalizmin emek-değer anlayışı temelinden yıkılmalıdır. Bu anlayışta emekçi toplumun kölesi durumundadır. Gerçek fikir, sanat ve ilim ayaklar altındadır. Sermaye, büyük kısmı da faizden köpürme olarak, kendini eğlendiren popçu ve topçu kesimine refah sunarken, mankenlere ve dansözlere bir gecede milyonları toka ederken, yığınları inim inim inletmektedir. Bu skala tersyüz edilmelidir. Fikir ve emek baştacı edilmeli, sermaye ve mülkiyet topluma yayılmalı, ahlâksız kazanç, faiz ve sömürü son kuruşuna kadar halka iade edilmelidir.

Selim Gürselgil

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: