ADALET YERİNİ BULMUYOR, KIYAMET DE KOPMUYOR – ŞİMDİLİK

ADALET YERİNİ BULMUYOR, KIYAMET DE KOPMUYOR – ŞİMDİLİK

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce Ankara’da düzenlenen “Ceza Hukukunda Alternatif Çözüm Yolları Sempozyumu”ndaki konuşmasında, “Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” demiş ve eklemiş, “Yargı konjonktüre, birilerinin dediğine bakmaz. Yargı dosyaya, vicdanına, hukuka, Anayasa’ya bakar. Bizim beklentimiz budur”…

Biz bu tür açıklamalrı kendimizi bildik bileli duyarız da, sadece duyarız.

Hadi önceki dönemler vesayetçiydi, şuydu, buydu da, şimdi sorun bakalım, bu halkın yüzde kaçı adalete güveniyor?

Güvenmiyor, güven yerlerde sürünüyor.

Biz de güvenmiyoruz.

Niye güvenelim ki?

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu şehid edildi ama ortada bir soruşturma bile yok. Yıllarca işkence görürken görmezden gelindi, şimdi de ölümündeki suikast görmezden geliniyor. Şikayet yokmuş filan, geçin bunları. Resen soruşturma açılması gerekmiyor mu? Şehid edilen Kumandan’ın kendisi hayattayken öldürüleceğini söylemiş; Kumandan’ın kendisine değil de kime inanacağız da şikayeti bekleyeceğiz?

Ünsal Zor şehid edild. Hem de İstanbul’un göbeğinde patlatılan bir bombayla. Hem de öyle rastgele yoldan geçerken değil. Adımlar dergisini hedef alan, dergi bürosuna konulan bir bombayla. Aradan beş sene geçti, katiller nerede?

Bakın bakalım şu mobeselere, bombayı kimler koymuş?

Aaa, ne tesadüf, mobeseler o saatte bozulmuş meğerse…

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne sebep olan şeyin kaza değil suikast olduğunu yıllardır söylüyoruz. Neymiş efendim, adamlar helikopterin düşüşünün hangi sebeple olduğunu gösterecek cihazları satmak için, hatıra için sökmüşler. Bu söktükleri şey Tofaş teybi mi ki çalıp satabilesin… Onu söken adam, ne işe yaradığını bilerek söktü ve ortadan kaybetti. Yıllardır bu işler böyle sürüncemede bırakıldıktan sonra, 15 Temmuz’un vuku bulması akabinde bakış açısı değişir gibi oldu ama hâlâ net adımlar yok. Ortada bir suikast var ve bu adamlar mevcut hukuk kuralları içinde cinayeti işleyip plânlamaktan ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmalı. Yoksa yarın birgün çıkıp gidecekler.

Bizim teranelere, kuru lâflara karnımız tok.

Abdülhamit Gül yarın çıkıp, “Ben böyle söyledim, şöyle söyledim!” diyerek mesuliyetten kurtulamaz. Kimse kurtulamaz. Müteselsil olarak bütün iktidar, yönetim, parti, destekçiler vs herkesin sorumluluğu var bu cinayetlerde.

Aslında adaletsizlik ortamında kıyametler kopuyor da, gören göze.

Şu kadar belâ ve musibet neden kaynaklanıyor zannediyorsunuz?

Ama kimse üzerine almaz tabiî ki ve yine tabiî ki bunca adaletsizlikle kopan kıyametler, meydana gelen musibetlerin illiyet bağını maddî plânda ortaya koymak maalesef elimizde değil. Elimizde olsaydı keşke de şehid kanları içinde dünden bu güne hangi zalimlerin iktidarlarının boğulduğunu, hangi yalancıların saltanatının son bulduğunu gösterebilseydik.

İşin bu tarafı bir yana, şehid kanlarının hesabını soracak iktidarda gözümüz.

Mutlak Fikir hâkim olana, şehidlerin hesabı sorulana, açlıktan ağlayan çocuktan çocuğunun karnını doyurmak için bedenini satmak zorunda kalan kadına, borcundan dolayı, işsizlikten dolayı intihar eden babalardan, marketten bebek maması çalmak zorunda kalan analara kadar, bütün mazlumların intikamını alacak ve maddî ve manevî bütün değerleri hak edenler arasında dağıtacak sisteme ulaşıncaya kadar mücadeleye devam.

A. Bâki AYTEMİZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et