İSLÂMÎ REJİM, RÜŞVET VE YOLSUZLUĞA SON VERİNCE REFAH VE BÜYÜME ARTMAYA BAŞLADI

Afganistan’a Taliban’ın hâkim olmasından sonra, başta ABD olmak üzere Batılı emperyalist ülkelerin Afganistan’ı tecrit ederek ekonomik yönden çökertmek ve İslâmî rejime diz çökertmek amacıyla uygulamaya koydukları ambargo ve ticarî ksıtılamalar devam ediyor olsa da Afganistan’da beklenenin tam tersi gelişmeler yaşanıyor.

ABD’nin, Afganistan Merkez Bankası rezervlerini dondurmasına ve yabancı fonların ülkeye sokulmasına karşı bir duruş sergilemesine rağmen yeni Afganistan yönetiminin bütçe gelirlerini kayda değer bir ölçüde koruduğu ve gelirlerde kazanımlar elde ettiği belirtiliyor.

Taliban’ın geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Afganistan’da yönetimi devralmasıyla birlikte ABD, küresel ekonomi içerisinde Afganistan’a yer vermeme ve yabancı fonların ülkeye girişini durdurma kararı almıştı.

The Economist’in haberine göre, bir kısmı ABD’de tutulan Afganistan’ın merkez bankası rezervleri dondurulmuş ve bunlara el konulmuştu. ABD destekli eski Kabil yönetiminin düşmesi sonrası Afganistan’a yapılan yaptırımlar, Afgan bankalarının yurt dışı bankacılık sistemleriyle işlem yapamamasına da neden olmuştu.

YOLSUZLUK VE RÜŞVETE SON VERİLİNCE…

Ancak tüm bu yaptırımların gündelik hayat dahil birçok alanı bütüncül şekilde etkilemesine rağmen Afganistan’daki İslam Emirliği yönetimi, yıllık gelir bütçesini 2,1 milyar dolar olarak tahmin etti. Yeni yönetimin bu tahmininin beklenenden yüksek çıkması, Taliban’ın vergi toplamadaki deneyimine, devlet kurumlarında zimmete para geçirmeyi ve yolsuzluğu sıfıra indirmesine ve ayrıca rüşveti ortadan kaldırmasına bağlandı.

Yeni yönetimin kaydettiği bu gelişmeler büyük bir başarı olarak görüldü. ABD ve yabancı fonların desteğinden yoksun kalan İslam Emirliği yönetiminin, Kabil hükümetinin 2020 yılında elde ettiği 2,3 milyar dolara yakın bir geliri sağlayacağı tahmini, başarı olarak görülmesinde en büyük etkendi.

Özellikle rüşvetin ortadan kaldırılmasının da ekonomiye katkısının büyük olduğu belirtiliyor.

Afganistan örneği de gösteriyor ki, rüşvet ve yolsuzluk önlenemeyecek ve üstesinden gelinemeycek bir şey değildir. Yeter ki yöneticiler bunu istesin. Şeyh Sadi’nin dediği gibi, hükümdar istemezse, eşkıya yol kesemez.

Yolsuzluğun ve rüşvetin önüne geçildiğinde ise toplumda refah ve büyüme kendiliğinden artmaya ve gelişmeye başlayacaktır.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: