MEKTÛBÂTÇI BAYRAM HOCA (BAYRAM ALİ ÖZTÜRK) – 3 EYLÜL 2006

Bayram Hoca’nın şehadetinin senei devriyesinde, bundan 3 yıl önce yayınlamış olduğumuz yazıyı yeniden takdim ederiz.

İmamı Rabbanî Hazretleri’nin Mektûbât’ından verdiği derslerinden dolayı “Mektûbâtçı” lâkabıyla anılmaktaydı.

Kendisi, Ehli Bidatla mücadelemizde hep yanımızdaydı.

Mamacı âlim tipinin zıddına, mücadelenin her zeminde ve her türlü silâhla olması gerektiğinin şuuruyla, militanca bir tavırla destek vermekten çekinmedi.

Mektubât’tan kendi tercümelerini Taraf dergisinde yayınlanmak üzere gönderirdi.

3 Eylül 2006’da İsmailağa Camiînde ders verdiği esnada bıçaklı bir saldırı neticesi şehid oldu.

En son Kumandan Salih Mirzabeyoğlu ile zirveye çıkan pazarlıksız Allah ve Resûlü davasının davacılarını hedef alan faili meçhul cinayetler serisinin AKP dönemindeki ilk suikastin hedefi Mektubatçı Bayram Hoca oldu.

Şehid Bayram Hoca, Dinlerarası Diyalog, Medeniyetler İttifakı gibi Tayyip-Fetullah ortaklığıyla yürütülen emperyalist plânlarının karşısında durmaktan da çekinmiyordu. Bu çerçevede verdiği vaazlarla, cemaati, emperyalizmin vasıtalığına soyunan Tayyip-Fetullah işbirliğine karşı uyarıyordu.

Tayyip’le Fetullah’ın arası bozulduktan sonra Fetullah eliyle yürütülen Dinlerarası Diyalog bugün güya tu kaka ediliyor ama, emperyalist projenin Tayyip eliyle yürütülen Medeniyetler İttifakı kanadı işletilmeye devam edilmekte.

Ülkenin yönetimindeki en üst kademelerde İslâm’ı içten yıkmaya memur ehli bidat, mürted ve münafık tayfasından olabildiğince kadroya yer verilmeye devam ediliyor.

Hayrettin Karaman’lar baş tacı ediliyor, Mustafa İslamoğlu’ları el ütünde tutuluyor, “laikliği içselleştirdim” diyen Mehmet Ali Şahin’ler, “Müslümanları düzene entegre ettik” diyen Mahir Ünal’lar ve daha nicelerine parti-ülke yönetiminde yer verilirken, Egemen bağış gibiler de bizleri temsil Etmek üzere elçiliğe lâyık görülüyor.

Egemen Bağış gibilerini ve diğerlerini el üstünde tutarak nereye varılacak? Sonra da “dava hedefine ulaşmıyor” diye yakınmalar. Ortada dava yok ki hedefe ulaşmasından bahsedilebilsin. (Unutulmasın, mücadelenin karakteri teşkilâtla ortaya çıkar. Teşkilât da kadro demektir. Kadroya bak davasını anla hesabı.) Ama şahsî menfaat düzeni tıkır tıkır işlemeye devam etmekte. Endişeye sebeb olan da işte bu menfaat düzeninin bozulacak olması. Nasıl endişe etmesinler ki? İslâm davasını AKP’ye endeksleyip “Reisçilik” kültü etrafında büyük bir menfaat tezgâhı kurdular. Ve şimdi, bu kültün müminleri, kendi çocuklarını dahi bu çizgide tutamamaktalar. Çocuklarının farklı siyasî tercihlere, hatta deizme vs. kayışına şahit oluyorlar. Gençliğin elden gittiği görülüyor. Dolayısıyla kendi ihanetlerinin sebeb olduğu kaygan bir zeminde yarını olmayan bir hamleye dönüştüklerini artık kendileri de görüyorlar.

Bayram Hoca, pazarlıksız Allah ve Resûlü davasının şehididir.

Allah ve Resûlü davasını şahsî menfaatlerinin malzemesi yapanların bu konuda döktükleri yaş, timsah gözyaşından başka birşey değil. Ettikleri kelâm sahte… Hem Bayram Hocaların karşı olduğu her şeyin yanında, icrasında içinde ve destekçi olacaklar, sonra da…

Sonra da bu cinayette de iktidarın mesuliyetini karartma çabaları…

Bayram Hoca,

Muhsin Yazıcıoğlu,

Ünsal Zor,

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu…

İhanete ortak olmayı reddettikleri, emperyalizmin hesaplarını bozdukları veya bozma ihtimalinden dolayı katledildiler.

Mekânları cennet olsun.

Onların yolunda Allah bize de şehidlik şuuru ve şehadet nasip etsin.

Davayı ona-buna ısmarlayan mamacı mizacına karşı, Allah intikamlarını alıp hesaplarını sormayı bizlere nasip etsin.

Duayı icrada arama şuuruyla,

YA MUNTAKÎM ALLAH, BİZİ İNTİKAMINA MEMUR ET!

A. Bâki AYTEMİZ

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et