YERİN GÖKLE İLGİSİ

Selim GÜRSELGİL

Bilginler son 100 yıldır depremler hakkında bilmemiz gereken her şeyi yerin altında aramaya başladılar. Yerin altında depremlerle ilgili pek çok şey öğrendik. Fay hattının ne olduğu, dünyanın nerelerinde bulunduğu, depremlere nasıl etki ettiği… Ama hâlâ depremin ne olduğunu bildiğimizi söyleyemeyiz.

Bakın, geçen haftaki Büyük Maraş Depremi’ne ilişkin, Diyarbekir’de bir görüntü kayda alındı. En materyalist görüşleriyle tanınanlar bile bu görüntüyü çok ilginç buldular ve haberleştirdiler:

Diyarbakır’da Depremden 17 Saniye Önce Görülen Esrarengiz Olay

Diyarbakır’da depremden 17 saniye önce gökte görülen esrarengiz olay görenleri şaşırttı.

Diyarbakır’da 6 Şubatta meydana gelen depremden 17 saniye önce gökte görülen ve yer yüzüne doğru seyir eden esrarengiz olay sonrası ürkütücü ışık saçıldı, yer yerinden oynadı. Olayı gören bir site çalışanı o anları kaydeden güvenlik kamerasını izletti, görenler şaşırdı.

Burada vatandaş her ne kadar deprem ânından önce bir göktaşı düştüğünü söylüyorsa da düşen cismin göktaşı olduğundan emin olamayız. Hiç bilmediğimiz bir şey olabilir. Ve ardısıra gökyüzündeki garip aydınlanma; masmavi renk…

Diyarbekir’de kaydedilen bu görüntünün Maraş merkezli depremle tam olarak nasıl bir ilgisi olduğunu bilmiyoruz; bilginler de bilmiyor; modern jeofizik ve sismoloji bu konuda hiçbir şey söyleyebilecek durumda değil. Ama bu görüntünün depremden birkaç saniye önce ortaya çıkması, hemen ardından depremin başlaması, olayın depremle tamamen ilgisiz olduğunu düşünmemize de izin vermiyor.

Dahası var: Halk arasında, bugüne kadar pek çok depremde, bu tür ışık olaylarından ve gök hadiselerinden bahsedilmiştir. Deprem ânında gökte bu türlü ışıklar belirdiğini gördüğünü söyleyenlere, 99 depreminden beri rastlarım. Bazıları depremden birkaç saat önce yıldızların aldığı “çok garip” hâlden dem vurmuşlardır. Bazıları ay yüzünde veya ayın ışığında bir gariplik farkettiklerini, ama bunu depreme yormayı o sırada akıllarına getirmediklerini söylemişlerdir. Bunun gibi neler…

Ancak şimdiye kadar bilim, halkın bu türlü rivayetlerine hiç dönüp bakmadı. Onları bilim için ilgiye değer bulmadı. Oysa günümüzden çok kısa bir süre önce, jeoloji fay hatlarını keşfetmeden önce, bilginler depremlerin sebeplerini ayda, güneşte ve gezegenlerde ararlardı. Bugün ise bu tür şeyleri yalnız astrologlara terketmiş bulunuyoruz. Astrologlar depremlerin zamanı hakkında bilginlerden daha kesin tesbitlerde bulunabiliyorlar ve bu, dedikoducu kadınlardan başka kimsenin ilgisini çekmiyor:

Belki artık farklı düşünmemizin zamanı gelmiştir; yahut henüz gelmediyse er-geç gelecektir. Depremlerin sadece “yeraltı ilkesi” yoktur; bununla beraber “gökyüzü ilkesi” de vardır. Jeofizikçiler rahat rahat çalışabilir; fakat bana her seferinde öyle geliyor ki, bir tek yeraltı ilkesini araştırmakla depremlerin ne olduğunu anlayamayacağız; gökyüzü ilkesini de araştırmak zorundayız.

Asrtologları baştacı edelim demiyorum. Gelgelelim, gökyüzünün hayatımıza etkilerinden bahsetmek hakkı belki de esasen onların değildir. Hakikî soydan bilginlerindir.

Ayrıca garip bir şey daha var: Biz deprem ve enkazla uğraşırken pek çok ülkede birinci gündem, UFO dedikleri tanımlanamayan cisimlerdi. Kanada ve ABD başta, Uruguay, Japonya, Tayland, Çin… Pentagon, bir UFO düşürdüklerini açıkladı:

13 Şubat 2023

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et