YAZARIMIZ SELİM GÜRSELGİL’İN BEKLENEN KİTABI ÇIKTI:
“Tarihî Belgeleri, Olayları ve Tartışmaları ile
SALİH MİRZABEYOĞLU’NA ÖZGÜRLÜK KAMPANYASI”
Kitapla ilgili yazarın takdimi şu şekilde:
Bu kitapta muhteşem bir şey var: Kitabın yazarından kaynaklanmayan, ama kitabın muhtevasından kaynaklanan bir şey: Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük Kampanyası’nın meydana getirdiği tarihî ve misilsiz hareket!..
Bu hareket başladığında, onun başarıya ulaşacağına dair hiçbir ümit yoktu. Yalnız birkaç kişinin kafasında ve kalbinde, “hiçbir şey yapmamaktan iyidir” kabilinden belirsiz fikirler uçuşuyordu. Fakat giderek toplumda öyle bir yankı buldu ve bir ânda öyle bir hızla yayıldı ki, artık onun zaferle taçlanmaması için hiçbir sebep kalmadı.
Ne öncesinde, ne de sonrasında böyle bir kampanyanın benzerini göremezsiniz. Türkiye’de, birbirine aykırı nicelerinin içinde yer aldığı buna benzer bir şey daha önce olmamıştır; daha sonra olabileceği de kuşkuludur. Birkaç yıl içinde, bir idam mahkûmu (idam cezası kaldırıldığı için “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” mahkûmu), bir çok kesimden tanınmış, tanınmamış, millî ve mahallî bir çok vicdan sahibi insanın ortak dileğiyle gerçek bir kahraman hüviyetiyle parıldayıverdi.
İnsanlar önce O’ndan bahsetmeye korkuyor, çekiniyorlardı. Adını anmak bile yanmaya denkti. Sonra giderek korkulardan arınıldı: “Salih Mirzabeyoğlu’na ne yaptınız, O’na nasıl kıydınız?” diye haykıran sesler giderek daha tiz perdeden çıkmaya başladı. Onu artık ne siyasîler, ne aydınlar, ne de Türkiye’nin encamı üzerinde söz sahibi olan iç ve dış mahfiller susturabildi.
Kimler yok ki bu kitapta? En solundan en sağına kadar bütün bir siyasî yelpazeden bir çok isim, tüm siyasî partilerden vicdan temsilcileri, gazeteciler, avukatlar, şairler, öğrenciler, işçiler, Salih Mirzabeyoğlu’nun talebeleri ve daha önce hiçbir zaman O’nunla herhangi bir mesele üzerinde adı yanyana gelmemiş olanlar… Türkçü, Kürdçü, İslâmcı, laik, liberal, komünist, herkes!
Bu isimleri ancak Salih Mirzabeyoğlu bir araya getirebilirdi. Çünkü bir tek O’nun fikri, birbirine aykırı yollarda yürüyen tüm kesimlerin herbirine hitap edebilir ve herbirinde onunla uyuşacak bir ruh kumaşı bulabilirdi. Başka hiçbir fikir, ne öncesinde, ne de sonrasında, böyle bir kudrete ulaşmadı. Dolayısiyle, içinde olanların iradesini aşan bu muhteşem harekette, Salih Mirzabeyoğlu’nun kişiliğinden ileri gelen ve sadece O’na mahsus olan bir ihtişam vardı!
Bu kampanyanın yapılmasını Mirzabeyoğlu kimseden istememişti. Hiç kimseye
şunu yapın, bunu yapmayın dememişti. Bu kampanyaya tamamen kayıtsızdı. Buna rağmen O’nun ismi etrafında oluşan hareket, kısa zamanda O’na mahsus bir ihtişamın rengine bürünüverdi. Bunu şu veya bu kişi bir dilek ve eylemle başaramazdı; bunu, kendisi hakkında ancak Salih Mirzabeyoğlu başarabilirdi. Ve öyle oldu.
Bu kitabın yazarı olan ben, Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük Kampanyası’nın ilk sesleri ortaya çıkarken, kaderin garip bir cilvesi eseri, Ekşi Sözlük adındaki çok okunan platforma düşmüş durumdaydım. Orada Salih Mirzabeyoğlu’nun fikirlerinden ve eserlerinden (bunlar için bkz. İBDA Külliyatı-Selim Gürselgil) bahsetmeye başlamıştım. Kampanyayı görünce, bulunduğum yerde onun tezahürlerini toplamaya, orada onun basın bülteni gibi çalışmaya koyuldum. Tabii çeşitli tepkilerin ve tartışmaların içinden geçerek… Sonunda ortaya böyle bir kitap çıkacağını beklemiyordum.
Tek tek her şeyi kaydetmeye çalıştım. Hangi görüşten ve benimle hangi mesafede olursa olsun, bu hareketin içinde yer alan hiçbir şeyi dışta bırakmamaya özen gösterdim. Hatta bazen bu yüzden tepki de gördüm. Her şeye rağmen atladıklarım, daha çok yer vermem gerekirken daha az yer verdiklerim -ve tersi- olabilir. Bu aksilikler, kesinlikle benim elimde olmayan sebeplerden, mesela bu kitab yazılırken bir kısım internet bağlantıları ve yazıların kaybolmuş olmasındandır. Artniyet aramayınız.
Yine elimdeki fotoğrafları ve kupürleri kullanamadım. Şüphesiz onlar yazılardan daha konuşkandı. Ancak bu takdirde kitabın hacmi ve basım maliyeti, benim kaldırabileceğim seviyenin çok üstüne çıkacaktı. Belki başka şartlar altında genişletilmiş ve görüntülendirilmiş bir versiyonunu meydana çıkarabilirim.
Bununla beraber, kitabın yazımı ve yayına hazırlanmasının yıllar sürdüğünü söylemem, belki size anlamsız gelebilir. Zaten ortada olan belgeleri toplayıp kitaba koymak ne emek isteyecek ki, diye düşünebilirsiniz. Ne var ki, bu hiç de öyle basit bir uğraş olmadı. Tek tek her şeyi yeniden toplamak, tüm belgeleri incelemek, istif etmek, yerine koymak; belki bir telif eserde olacağından daha fazla uğraş isteyen bir işti. Bunca yıl onu yayınlama imkânlarına bir türlü kavuşamamam da cabası.
Ama sonunda oldu galiba. Bu tarihî hareketi, mânâsına belki yüzde yüz mutabık olmasa da, olabildiğince samimî bir gayret içerisinde ortaya koymuş ve gelecek nesillere armağan etmiş olmanın bahtiyarlığı içindeyim.
Bu kitapta sadece Türkiye’nin yakın geçmişi ve bu yakın geçmişe dönük muhteşem bir hareket yok. Burada aynı zamanda -değerlendirmesini bilen göz için- Türkiye’nin yakın geleceği ve gelecek ihtişamının da bir tasavvuru var. O’nu sadece bir hatıra kitabı olarak değil, bir aksiyon ders kitabı olarak da okuyabilirsiniz!
İsteme Adresi:
Adımlar dergisi
Üzeri fiyat: 250 TL