HİKEMİYAT VE EVRİM

Selim GÜRSELGİL

Şu an üzerinde çalıştığın kitap, “Hayatın Tekâmülü”. İsmi tam böyle mi olacak, alt başlıkları nasıl olacak, henüz emin değilim; ama burayı takip eden arkadaşlar bilir, birkaç senedir çalıştığım bir mevzu. Daha 5-6 aylık işi var tahmin ediyorum.

Dawkins’in kitapları kaldı. 15 kitabı var, herhalde hepsini tetkik edeceğim. Ondan çağdaş biyoloji hakkında pek çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Ama nasıl desem, sanki biraz zekâ sorunu var. Eskiler der ya, “ilmi aklına galip”. Halbuki tam tersi olmalı. Aptal bir Anglosakson şovenizmi, ondan daha aptal bir ateizm aklını köreltmiş.

Tekâmül mevzuu biliyorsunuz, İslâm tefekküründen doğmuştur. Bir Mevlâna’da, bir Erzurumlu İbrahim Hakkı’da yerli yerindedir. İbni Tufeyl bu mevzudaki çarpıcı görüşleriyle Batı tefekkürünü derinden etkilemiştir. Ama Dawkins hiç oralara esmiyor. “Darwin’den önce her yer karanlıktı, hakikat güneşi Darwin’le doğdu” diyor. Kör inanç derecesinde Darwinist.

Bugünkü tekâmül düşüncesinde Darwin bir ceset. Fakat bu işin piri odur diyerek ismini yaşatmaya çalışıyorlar. Onun Tabiî Ayıklanma formülünü olur olmaz her yere konduruyorlar. Diğer fikirlerinin çöp olduğu kabul edilmekle beraber, Darwinizm, Darwin’le hiç alâkası olmayan genetik seviyede yaşatılmaya çalışılıyor.

Darwin’e yönelik eleştirilerden, özellikle Nietzsche ve Engels’in yazdıklarından yararlanacağız. Gelgelelim modern tekâmül görüşü ancak Bergson üzerinde mânâlı bir şekle dönebilir. Sovyetler Bergson’u keşfedemediği için -bir Batılı marksist, Deleuze keşfetti ama onu da kimse anlamadı- Darwin’e karşı çürük bir Lamarckizme tutunmaya kalkmış ve tabiî bu alanda varlık gösterememişti. Oysa Bergson’un tekâmül mevzuunda hâlâ söyleyecek çok sözü var. Onları da inşallah ortaya çıkaracağız.

Tabiî ki bu mevzuda Mirzabeyoğlu’nun anlattıklarını dinlemek kaydıyla. Ben hemen bütün yazdıklarından tekâmül meselesini takip etmeye çalıştım. Ama özellikle Berzah’taki 24 Nokta üzerine yoğunlaştım. Diyebilirim ki, Bergson’un görüşleriyle Mirzabeyoğlu’nun fikirleri arasında sağlanacak bir terkip, çağın İslâm biyoloji görüşünü temellendirmede ve Müslümanların tekâmül mevzuunun neresinde olduklarına dair ölçülendirmede bizden sonrakilere rehber olacaktır.

Yoksa salak salak Darwin sövgüleriyle Müslümanlar sadece komik olabilir. Onların hiçbirine dönüp bakmadım. Hıristiyan yaratılışçılara da – ki bu mevzuda müslümanlardan ileridedirler- pek aldırış etmedim. Hıristiyan ilâhiyatıyla veya ilâhiyatla konuşulacak bir mevzu değil bu; HİKEMİYAT’ın mevzuu.

Yerli evrimcilerin bazılarından yararlandığım da vakidir. Özellikle T. Duralı, C. Taslaman, İ. Yakıt gibi isimler. Ama onlar orijinal bir şey söylemiyorlar, başkalarının söylediklerini takip ediyorlar. Biz onlar gibi olmayacağız, çünkü biz İbdacıyız!

Öte yandan bu kitabı İhtilâl Yayınları’ndan çıkarıp çıkarmamakta tereddütlüyüm. Başkasına verebilirim. Bizim maliyet ve fiyatlarımız yüksek oluyor. Dağıtımımız da iyi değil. Finansman bulsak belki başaracağız ama yapamıyoruz. Neticede kitabı başkasına verebiliriz.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: