TÜRKİYE UKRAYNA TUZAĞINA ÇEKİLİYOR

Âlâaddin Bâki AYTEMİZ

Yıllar boyu Ukrayna’yı Rusya’ya karşı cepheye sürmek için elinden geleni yapan Batı, uzun dönemli plânlamalar çerçevesinde Rusya ile sahte anlaşmalar -Minsk- yaparak, Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaşa hazırlayabilmek için zaman kazanma gayesi güttüğünü de itiraf etmişti. “Genişletmeyeceğiz, yayılmayacağız!” diye söz verdikleri hâlde sözlerinde durmayarak NATO’yu Rusya aleyhine genişlettiler, eski SSCB topraklarına yayıldılar. Ukrayna’nın doğusunda (Donbass ve civarı) yaşayan Ruslara saldırı ve katliamların ardı arkası kesilmedi; Neo-Naziler, Azov taburları, Banderistler bu dönemde sahne almaya çoktan başlamıştı bile. Bıçak kemiğe dayandı ve Rusya Ukrayna’ya müdahale etmeye mecbur kaldı. Tabiî yalan propaganda makinası harekete geçti ve sanki Rusya durduk yere müdahale etmiş gibi göstermeye çalıştılar.

Saldırgan (!) Rusya, Ukrayna vatanına saldırmaktaydı. Ukraynalılar, saldırgana karşı vatan müdafaası verdiklerinden, buna destek olunmalıydı.

(Burada bir ara not: Biz vatanı fikrin coğrafyası biliriz. Yani, kuru kuruya, “burası bunun vatanı” denilerek, orada yapılan her şey meşru olmaz. Vatan, hak ve hakikate vasıtalık ediyorsa, ona sahip olan ellerde kıymetlidir, Yok, hak ve hakikatin aleyhine çalışan ellerde tasarruf ediliyorsa, o toprakların o ellerden kurtarılıp, fikrin emrine tahsis edilmesi icabeder. Batı’nın Ulus Devlet anlayışıyla ortaya attığı kıymeti kendinden menkul vatan anlayışı İslâm’da yoktur. Bundan dolayıdır ki İslâm, yanlışa alet edilen başkalarının elindeki vatan topraklarını onların elinden alıp hakikatin yurdu olmak üzere ele geçirmeyi, fetihçi bir anlayışı ortaya koymuştur.)

Batı, öncelikle Soros eliyle Ukrayna’da renkli bir darbe yaptırdı ve meşru iktidarı devirdi.

Sonra, Yahudi asıllı bir palyaçoyu kukla olarak Ukrayna’nın başına getirdiler ve Ukrayna vatanına ihanet sürecini başlattılar.

Savaş meydanına çekmek istedikleri Rusya’yı kışkırtıp saldırtmak için ellerinden geleni yaptılar ve başarılı da oldular.

Ama yalan makinası susmadı. Savaş devam ederken durmadan çalışmaya devam etti.

Doğalgaz boru hattına sabotaj yaptılar, Rusya yaptı dediler.

Barajı vurdular, aynı şey. Amonyak hattını vurdular, hakeza..

Şimdi de Zaporojye nükleer santralini vurmak için fırsat kolluyorlar.

Zira savaş hiç de umdukları gibi gitmiyor ve Ukrayna yeniliyor. Ukrayna’nın yenilmesi ve işledikleri savaş suçlarının hesabını verme korkusu karşısında Anglo-Sakson hegemonyasındaki Batı’nın savaşa bilfiil müdahil olabilmesi için güçlü bir bahaneye ihtiyacı olacak. Rusya, Nükleer santralin vurulmasıyla yayılacak radyasyondan dolayı sadece Ukrayna’yı değil, tüm dünyayı ve insanlığı hedef almış ilân edilecek ve böylece Rusya saldırmak için karşı bahane de üretilmiş olacak.

Tıpkı -zamanında-, “kimyasal silâhı var, hadi saldıralım” diyerek hedef aldıkları Irak ve pek çok örnekte olduğu gibi.

Irak, Libya, Suriye, Afganistan vs…

AKP iktidarı altında Türkiye hep Batı’nın yalan ve tezgâhına geldi ve gelmeye de devam ediyor.

Türkiye, Ukrayna’nın silâhlanmasına verdiği katkı ile Haçlı Batı’nın aferinini almaya devam ediyor.

İhalar, sihalar, kirpiler, kobralar… Yüzlercesi Ukrayna’ya gönderildi, gönderilmeye de devam edilecek. Sakarya ÇNR’ler ve Fırtına obüsleri de Ukrayna’nın talepleri arasında.

İş o noktaya geldi ki Türkiye’nin, yani bizim kendi ihtiyacımız olan ekipmanlar da artık gönderilmekte. AKP kendi iktidarın korumak için emperyalizme şirin görünmek, yaranmak adına Türkiye’nin savunma güvenliğini tehlikeye atar noktada.

Sosyal medyada yayın yapan bir arkadaş şunu kaydediyor:

“Ege’de dağ üstü radar ufku altı uzun menzilli keşif uçuşu yapacak Wescam kameralı İHA sayısını tükenme noktasına getirmenin ardından sıra TSK’nın zırhlı araç stoklarını bitirmeye geldi.

NATO envanteri tükenirken bizde de durum pek farksız değil.”

Amerika bir taraftan Yunanistan’a diğer taraftan da Suriye’nin Kuzeyindeki etnik Kürtçü işbirlikçi yapılanmaya yığınak yaparken, etnik Kürtçü yapılanmaya artık hava savunma sistemleri bile sağlamaya başlamışken, bize gerek olacağı apaçık askerî malzemeyi, silâh ve cephaneyi Ukrayna’ya göndermenin mânâsı var mı?

Ukrayna’daki savaş devam eder ve Zaporojye nükleer santrali vurulursa bunun bize maliyeti çok büyük olur ve savaş genelleşir ve altından kalkılamaz. Savaşı bitirmek için gayret etmek dururken, Batı’nın hırsı ve aç gözlülüğüne destek olunarak savaşa devam edebilmesi için Ukrayna’ya cephane tedarik etmek, Türkiye’nin kendi bindiği dalı kesmesinden farksız.

Batı’dan Ukrayna’nın da NATO’ya alınması, savaşa doğrudan katılmanın gerektiğine dair sesler yükselmeye devam ederken, Türkiye Ukrayna bataklığına gömülmeye devam ediyor. Alman politikacı Roth, Kiev’in kontrolündeki Ukrayna bölgeleri bir an önce NATO’ya alınmalı diyor. Böylece, Rusya’dan buraya düşecek bir roket veya füze, NATO’nun 5ç maddesi kapsamında değerlendirilip, Rusya NATO topraklarına saldırdı denilerek, Haçlı Seferi topyekûn fiilî katılıma dönecek. (İsveç? Onay vermemeleri gerekir, bunda herkes hemfikir ama AKP’nin karşı durmaya gücü ve mecali var mı? Göreceğiz!)

Bu durumda güneyimizdeki yapılanma ne yapacak veya bizim durumumuz nasıl olacak?

Elimizdeki F-16’lar eskidi. Yeni alım yapamıyoruz. Kara gücümüz, Ukrayna’ya verdiğimiz silâhlar sebebiyle zayıflıyor. Yüzlerce iha ve zırhlı araçtan sonra şimdi de obüs ve ÇNR’lerin verilmesi ile daha da zayıflayacağımız kesin. Tankların durumu zaten malûm… Karada zayıflayan, hava gücü de eldeki imkânlarla ortada olan ve bunu yenileyemeyen bir Türkiye… Buna karşılık, Amerika’nın eline verdiği -tıpkı Ukrayna gibi- son model silâhlar ile kışkırtarak üzerimize salacağı etnikçi Kürtçü yapılanmanın bizi ne kadar zor duruma düşüreceğini AKP iktidarı hayal edemiyor mu? Rusya, kendi öz ekonomisi, silâh geliştirme ve yenileme kapasitesi ile Ukrayna’yı ve Ukrayna şahsında tüm Batı’yı tokatlarken, elimizdekileri de Ukrayna’ya gönderdikten sonra biz neyi nasıl yapacağız? Bu açıdan bakınca, insanın aklına, Ukrayna ile Türkiye’nin simülasyonunun yapılıyor olabileceği geliyor.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: