DOĞU CEPHESİ’NDEN HAMLELER

Adnan DEMİR

“Batı cephesinde yeni bir şey yok” tabiri, bugünümüze de ışık tutmaya devam ediyor. Batı bildiğimiz cani, vahşi, barbar Batı…

Doğu ise yeni bir hamle ve yeni bir ruh arayışının hamlelerini dünya çapında ortaya koymaya başladığı gibi daha şimdiden kimi mevzilerde Batı’ya karşı kısmî zaferler elde edildi ki bu topyekûn zaferin müjdecisi diyebiliriz.

En önemlisi de zihniyet değişimi ki, bugün artık Batı, o erişilmez, ulaşılmaz, dokunulmaz kimliğini çoktan kaybetti…

Doğu gelişirken, Batı geriliyor..

Doğu yenilenirken, Batı eskiyor…

Doğu’nun hamleleri taarruz, Batı’nın hamleleri ise müdafaa keyfiyetine bürünmüş durumda. Psikolojik ve moral üstünlük tamamen Doğu’ya geçiyor…

Aynı zamanda, bu atmosferi besleyen unsurlar olarak ABD’nin başını çektiği tek kutuplu ve insanlık düşmanı liberal çapulcu emperyal Anglo-Sakson Batı hegemonyası ile Rusya’nın liderliğinde bu hegomonyaya karşı çok kutuplu özgür dünya ve insanî değerler mücadelesi veren Doğu güçleri arasında cereyan eden savaşın askerî cephelerinde Batı’nın piyonluğunu yapan Ukrayna ve İsrail’e karşı çatışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor…

Bu savaşın diplomasi ve ekonomik boyutunda ise neler yaşandığı operasyonel mücadele kadar mühim. Bu ehemmiyete istinaden bu sahalardaki gelişmelere de bir göz atalım…

Bu yıl başkent Moskova’da 11’incisi düzenlenen olağan toplantıya katılım gösteren BDT ülkelerinin güvenlik konseyi sekreterlerine hitap eden Başkan Putin, konuşmasının Filistin cephesi ile ilgili bölümünde şunları ifade etti: “Uluslararası durumun son derece zor ve gergin olmaya devam ettiğini görüyoruz. Bazı bölgelerde eski çatışmalar yoğunlaşırken, yeni çatışma yuvaları da ortaya çıkıyor. Özellikle de Orta Doğu’da, öncelikle sivillerin acı çektiği, yeni bir Filistin-İsrail çatışmasının kışkırtıldığını kaydediyoruz. Bu gerilim Avrasya’ya da yansıtılıyor. Dahası bazı devletlerin eylemleri doğrudan BDT ülkelerindeki meşru gücü, sosyal istikrarı ve geleneksel değerleri baltalamayı ve geleneksel olarak yakın ticaret, işbirliği ve kültürel bağlarımızı ihlal etmeyi amaçlıyor”.

Patruşev: Washington ve Brüksel’in eylemleri BM’yi değersizleştiriyor

Toplantıda Rusya’yı temsilen söz alan Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, Batı’nın Orta Asya ülkeleri üzerindeki ülkeleri Rusya’dan ayırmak için nüfuz yaratmaya çalıştığını vurgularken, Washington, Londra ve Brüksel’in eylemlerinin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Birleşmiş Milletler’in (BM) çalışmalarını değersizleştirdiğini dile getirdi.

Görüşmemiz, Batı merkezli dünya düzeninin yıkılma sürecinin geri dönülemez hale geldiği, tüm dünya için zor bir dönemde gerçekleşiyor” diye konuşan Patruşev, Anglo-Saksonlar ve kolektif Batı’nın bir bütün olarak nüfuzunu kaybettiğini, uluslararası ilişkilerin ana konusu olmaktan çıktığını kaydetti.

Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri, hegemonyasını kaybetme yanlısı olmayan Batılı ülkelerin olup bitenlere katlanmak istemediklerine de vurgu yaparken, “Askerî yeteneklerini daha hızla geliştirirken ekonomik ve politik olarak kendilerine bağımlı olan devletlere kendi şartlarını giderek daha agresif bir şekilde dayatmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında çözüm konusuna da değinen Patruşev, bunun ancak bölge dışı güçlerin çatışmaya müdahale etmeyi bırakmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekerek değerlendirmesini şu şekilde sürdürdü:

İki ülke arasındaki müzakerelerde edinilen tecrübe, barışın ancak bölge dışı güçlerin müdahalesinin olmaması durumunda mümkün olduğunu gösteriyor. Batılı ülkelerin eylemleri bölgedeki durumun bozulmasına neden olurken, çelişkilerin devam etmesine katkıda bulunuyor.

Son zamanlarda Rusya ve Çin arasında geliştirilen siyasî, askerî ve ekonomik alandaki işbirliği Batı’yı ve işbirlikçilerini ziyadesiyle endişelendirirken, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’da Batı’ya karşı durma niyetlilere de güven ve umut aşılıyor…

Rusya Savunma Bakanı Şoygu, Moskova’da Çin Merkezî Askerî Komisyonu Başkan Yardımcısı Zhang Yuxia ile bir araya gelişinde, “Biz, bazı saldırgan Batılı ülkelerden farklı olarak askeri blok kurmuyoruz. Rusya ile Çin arasındaki ilişkiler, güven ve saygıya dayalı stratejik işbirliğinin bir örneği” dedi.

Askerî alandaki Rusya-Çin ilişkilerinin her yönde istikrarlı bir şekilde geliştiğini belirten Şoygu, “Karada, havada ve denizde düzenli olarak ortak operasyonel ve muharebe eğitimi faaliyetleri yürütüyoruz, çeşitli zorluk derecesindeki muharebe eğitimi misyonlarını omuz omuza başarıyla uyguluyoruz” ifadelerini kullandı.

Batı’nın Rusya-Çin ilişkilerinin gelişmesini önleme girişimlerini de değerlendiren Şoygu, bu tür çabaların Moskova ve Pekin’in ikili ilişkileri üst düzeye çıkarmasını engelleyemediğini kaydetti.

‘Rusya-Çin ilişkileri en yüksek seviyeye ulaştı’

Görüşmede söz alan Çin Merkezî Askerî Komisyonu Başkan Yardımcısı Zhang, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping’in kişisel çabaları sayesinde yeni dönemde Çin-Rusya kapsamlı ortaklık ve stratejik işbirliği ilişkilerinin en üst seviyede olduğunu vurguladı.

Çin ve Rusya’nın birbirlerinin temel çıkarları ve başlıca kaygılarıyla ilgili konularda her zaman karşılıklı destek sunduğunu, uluslararası ve bölgesel ilişkilerde yakın işbirliği yaptığını anımsatan Zhang, “Ülkelerimiz arasında stratejik güven modelinin yanı sıra karşılıklı yarar sağlayan işbirliği modeli oluşturuldu” dedi.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: